Geçen hafta sonu sorumsuzluğun inanılmaz bir örneğine şahit
oldum. Sevdiğimiz bir aile geçen yıl benim oğlanlarla benzer yaşlarında iki
çocuk Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı çocuk yuvasından alıp koruyucu aile
oldular. Erkek çocuk şimdi altı yaşına yakın, kız dört yaşında. Çocukların
geçmişi öyle üzücü ki öğrendiğimde içim çaresiz bir öfke ve üzüntüyle dolmuştu.
Kurumda olan bir abileri ve zihinsel engelliler için özel kurumda bulunan bir
tane ablaları da var.
Belli bir süre önce aile çocukların abilerini de yanlarına
almaya karar vermişti ve Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’ne 30 Eylül
2014’te ilgili başvurusunda bulunmuştu. İnsan sanır ki, çocukla ilgili
bilinmesi gereken bir şey varsa aile o sırada bilgilendirilir. Ancak sadece
başka ülkelerde bu iş böyle işliyormuş.
Neredeyse iki ay bekledikten sonra 17 Kasım’da nihayet onay
gelmişti. Aile, İstanbul-Bahçelievler’deki Şeyh Zayed Sevgi Evleri’ne çocuğu
almaya gittiğinde eşyalarının yanı sıra çocuğun bölüm öğretmeni tarafından bir
ilaç kutusu da ellerine sıkıştırılmıştı. İlaç ne için olduğunu soran arkadaşım
çocuğun haksızlığa dayanamayıp sinirlendiği için bu ilaç verildiğini ancak
durum artık çok daha iyi olup ve hafif dozla devam ettikleri bilgisini almış.
Yan masada oturan ve sessizce bu konuşmayı dinleyen bayanın aslında kurumun psikologlarından
olduğunu bugün biliyoruz. Arkadaşım böyle bir durumun kurumdaki çocuklarda bir
çok çocuğun beraber yaşamalarından kaynaklanıp normal olduğunu düşündüğünü ifade
etti. Aile içi yaşamda bunun olmayacağı ancak yine de takip edeceğini ancak ilacın
verilmesine gerek olmayacağını söyleyince öğretmen "siz bilirsiniz"
demekle yetinmiş.
Arkadaşım ilacı vermedi tabi ki. Verilen evraklara da bakmadı çünkü
evde şenlik vardı. Çocuklar birleşmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorlardı. Kimin
aklına evrakları didik didik okuyup yazılanları bir uzmana göstermek gelirdi
ki?
Birkaç gün geçince çocukta davranış değişiklikler olmaya
başladı. Sakin ve kibar olan çocuk hareketli, düzgün yemek yiyemeyen bir çocuğa
dönüşmüştü. Aşı planı için doktora giden arkadaşım ilacı da sorunca şok oldu.
Ağır bir psikiyatrik ilaçmış. Aynı günde hemen kurumu arayıp bilgi
isterken hafta sonu araya girdi ve çocuk tahammülsüz ve şiddete başvuran
bir çocuğa dönüşmüştü bile.
Tanıdığım psikiyatrist ve psikologlar sağ olsun hafta sonunda
çocuğun olası durumu hakkında bilgi alabildik ve ilaca hemen devam edildi.
Ancak ortaya çıkan tablo gitgide inanılmaz derecede hem korkunç hem de üzücü
oldu. Kurumla tekrar konuşulunca çocuğun üç yıldır davranış bozukluğu gösterip
şiddete başvurduğu için ilaç tedavisi gördüğünü, düzenli psikiyatriste
gittiğini öğrendi arkadaşım. Bugüne dek psikiyatristin adını öğrenebilmiş
değil. Aileye verilen raporlar boş kağıt üzerinde el yazısı olup okunmaz
haldedir. Son yılınkinde doktorun kaşesi olmadığı gibi resmi sistemde raporu da
yok.
Uzmanlardan aldığımız bilgilerin doğrultusunda çocuğa gerekli
ortam, devletin destek vermediği uzun süreli tedaviyi ne maddi ne de manevi
olarak sağlayamayacakları hızlıca anlaşılınca çocuğun ve var olan iki küçük
kardeşinin en az etkilenerek durumu çözülmesi gerekiyordu. Herkesin psikolojisi
çok etkileneceği kesindi. Anne ve baba vicdanlarıyla savaşırken gerçekçi
düşünüp öncelikle küçük çocuklarını düşünmeleri gerekti. Geçen sene
içerisinde aileye ancak sağladıkları güven tamamen yok olma riskiyle karşı
karşıya getirilmiş durumdaydılar. Peki
kurum ne yaptı? Dilekçe verip durumu çocuğa anlatın ve geri getirin söylemekle
yetindiler.
Çocuk Psikologu Fiona Faraci Petridis:
Çocuk esirgeme kurumu teriminin önemli bir yere gönderme yaptığını düşünüyorum. Kurum dediğimiz zaman aklımıza ilk olarak aile kurumu gelir böyle bir durumda. Çocuk esirgeme kurumu da aynı bir aile kurumu gibi işlemelidir kanımca. Eğer bir çocuğun bakımını anne ve babası üstlenemeyecek durumdaysa, çocuk esirgeme kurumu, bir aile, yuva, koruma alanı niteliğinde üstlenir. Bir aile kurumu gibi işlemek için de anne baba olmak gerekmez, bu rolleri simgesel olarak üstlenebilecek bir yapının olması önemlidir. Başka bir deyişle, annelik veya babalık yapacak kişilerin olması, bu rolleri üstlenip çocukları kollayacak, gerek sağlık, gerek diğer alanlarda sorumluluk üstlenebilecek bireylerin olması demektir. Bu örnekte, bunlar eksik gibi gözükmektedir. Yetersiz bilgi ve anlaşılması güç bir sorumluluk eksikliği ile kaşı karşıya kalınmış. Aile kurumu hata yaptığı zaman, hatasını kabul edip, sonuçlarına katlanacak kadar sorumluluk sahibi olandır.
Aile elinden geleni yaptı ve çocuklar durumu iyi karşılamışlar
gibi görünüyor şimdilik. Artık günü birlik veya tatillerde görüşecekler. Ancak
çocuğu kuruma götürdüklerinde özellikle bölüm psikologu tarafından suçlandılar
ve “bıraktığınız çocuğu nasıl göreceksiniz” gibi tamamen uygunsuz sözlere maruz
kaldılar. Kaldı ki çocuklar kardeş oldukları için görüşme konusunda yasal
hakları var.
Ben bunları soruyorum:
Bir çocuk hakkında mı yoksa bir mal parçası hakkında mı konuşuyoruz acaba? Ne
demek kurumun psikolojik desteği yok? Devletin korunmasında olan bu küçük
çocuklara verilen önem bir mobilya kadar mı sadece? Verilmesi gereken bilgi aileye
verilmediği için beş kişilik bir ailenin her ferdinin psikolojisi son derece
olumsuz etkilendiği kesin. Var olan durumun zararı en aza indirmek adına
açıklayıcı bir toplantı yapmak, bu konuda yardım edecek bir psikolog ya da
psikatristi ayarlamak çok mu güç? Kurumdaki psikologun iş tanımında bu yok mu? Çocukların
çoğuna ilaç verildiğini söyleyerek kendilerini haklı çıkartmaya çalışması olağan
bir durum mu? Kurumun psikologu orada olmasına rağmen duruma hiç müdahale
etmeyerek çocuğun sağlık durumu hakkında son derece önemli bilgiyi vermemek ne
demek? Aileyi geçelim ama verdikleri çocuğun durumu ve daha önce verdikleri iki
küçük çocukların psikolojik durumları neden hiçe sayılıyor?
Tüm bu soruların cevaplarını yetkililerden beklemek, yetim çocuklara
iyi bakmalarını istemek çok mu hayali bir düşünce Türkiye’de?
------------------------------
Hayatımda çok zevk aldığım şeylerin arasında bu blogum ve xlargekids atölyeleri, Alternatif Anne, Martı Dergisi ve Radikal Blogdaki yazılarım geliyor. Bunun dışında beğendiğim veya paylaşmaya değer gördüğüm her şeyi başta Facebook hesabımdan takip edebilirsin.
Facebook: Xlargeaile veya ben
Google+ sayfamız: Xlargeaile
Twitter: @xlargeaile
Instagram: @xlargeaile
Pinterest: xlargeaile
Twitter: @xlargeaile
Instagram: @xlargeaile
Pinterest: xlargeaile
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder