6.11.2013

5 yaş sendromu mu?

Pazartesi günü dediğim gibi Leon ve Luka’nın hareket etme ihtiyacı bu aralar müthiş. Bugünkü yazıyı yazdığım sabahı mesela Leon kalkar kalmaz başladı. Durmak bilmeksiniz sağa sola koştu, koltuğa geçip ayakta zıpladı, eşyaları bir yere kaldırırken havada uçuştu. Kötü bir niyeti yoktu, dağıtmak da istemiyordu. Tam aksine aslında kaldırmaya çalışıyordu. Ama inanılmaz hareketliliği yüzünden sadece kıyafetlerin yarısı hedeflenen yere vardı, kalanlar yine yerdeydi. Haftanın çoğunun, günlerin bir kısmının böyle geçtiği bu dönemde ben de bunun nedenlerini araştırmaya girdim. Çünkü Leon’un bizi çok zorladığı oluyor. Bazen çaresiz bile bırakıyor. İkinci yaş sendromunu atlattık rahatlıyoruz demiştik, değil mi? Nafile yani. Leon 3-4 yaşındayken gösterdiği o sevimli davranışları neden kayboldu? İşte bulduklarım…

Kulağa bile korkunç geliyor; 4-5 yaş arasındaki erkek çocuğun testosteron seviyesi ikiye katlanıyor. Birçok şey anlaşılmaya başlıyor, değil mi? Daha önceki yaşlarda testosteron seviyesi kızlarınki gibi olduğu için aralarında pek davranış farkı olmuyordu. Ancak bu şimdi değişiyor. Çünkü testosteron hareket etme isteğini tetikliyor, kaba güç içeren oyunlara neden oluyor ve rekabetçi davranışları artırıyor. Ne diyeyim; püf, auç, off…  Bize kolay gelsin!






İyi haberleri baştan vereyim; hayır, oğullarımızın, hiperaktiviteye neden olan herhangi bir rahatsızlığı hastalığı yok. Bu yaş için bunlar gayret normal. 5inci yaşı doldurdukları andan itibaren testosteron seviyesi yarı yarıya iner gene. Dolayısıyla çoğu erkek çocuk sakinleşiyor. Ancak o günleri görene dek bizi bolca bunlardan bekliyor…

“Ben biliyorum!”

Dört yaşını bitirmiş çocuk artık öğrendiği şeyleri yapabildiğini sanıp yapmak istiyor. Neden olmasın? İyi de, bazı durumlar hariç tabi ki. İşte burada, çatışmalarımız başlıyor… Leon ne yardım istiyor, ne de neleri yapacağını söylemek. “Ben biliyorum, Mama!” deyip geçiyor iş başına. Eh, iş ne? İçeceğini koymak, yemek hazırlamak, arabalarını yıkamak neyse, bunlar gerçekten bildiği şeyler ve kazalar olursa bile önemli değil.

Elimi tutmadan sakin sokaklarda, yanımda ama tek başına geçmeye izin verdiğimi daha önce yazmıştım. Ama olay çığırından çıkıyor bu günlerde. Arabanın kapısını açar açmaz fırlıyor ve gidiyor markete. “Bekler misin lütfen” diye başlayan seslenişlerim “bekle!” ye kadar gidiyor ve “beklemezsen seni bir daha alışverişe götürmem” diye bitiyor. Maalesef. 

Zıp zıp topu gibi

Leon anaokulunda sakin oturup da faaliyet yaptığını hayal edemiyorum. Muhtemelen orada aşağı yukarı sakin oturduğu için o günkü “sakin oturma kapasitesi” dolmuş oluyor ve günün gerisi kalanında daha fazla hareket ihtiyacı oluyor. Hareket ihtiyacı inanılmaz seviyede şuanda. Giyinmeye çalışırken sakin kalmadığı için giysilere takılıp duruyor ve en sonunda bana gelip giydirmemi istiyor. Uzun zamandır çok iyi bildiği bir iş aslında. Önümde kollarını bir oraya bir buraya sallarken, bir arada tek bacak üstünde durup benimle konuşan Leon, giydirilmeyi isteyen bir çocuktan çok yeni bir aerobik stili keşfetmiş birine benziyor. Tabi ki giyinemiyor. Açıkçası ben de giydiremem. Ben tatlı dille, Leon da tüm konsantrasyonuyla bu işi birkaç dakikada halletmeyi başarıyoruz.

Leon varken bir yerde oturup sohbet etmek ya da arabayla uzun yol yapmak bu aralar için tarihe karıştı. Çünkü enerji deposu asla tükenmiyor! Abisine ayak uydurmaya çalışan Luka’nın pili bir ara bitiyor ve öğle uykusuna yatmayan çocuk gene kestirmeye başladı. Eh, kim Leon’un hızıyla başa çıkabilir? Aynı yaştaki erkek çocuklar! Onlarla saatlerce yorulmadan koşup oyun oynayabilirler. Ama her gün aynı yaşta erkek çocukları olmadığına göre bu enerji bu hareket etme ihtiyacını başka yollarla tükettirmeliyiz… Leon haftada bir kere bir saat yüzmeye, bir kere de bir saat futbol oynamaya gidiyor. Bunun dışında dışarıda bisiklete biniyor, yürüyüş yapıyor, oyun parkında tırmanıyor ve evde bol parkur yapıyor. Yine de bunlar yetmiyor, ama en azından işimizi kolaylaştırıyor… Yazarken sanki bir daha yaşıyormuşum gibime geliyor. Eminim, sen de okurken yoruldun. Yarın devam!
------------------------------
Biz burada da varız!
Google+ sayfamız: Xlargeaile
Facebook: Xlargeaile veya ben
Twitter: @xlargeaile
Instagram: @xlargeaile
Pinterest: xlargeaile



Anne Filozoflar Atölyelerimiz başlıyor!


2 yorum:

  1. 2009 mart doğumlu oğlumu tarif ettiniz , servisten inerken bile aktif okluda yorulmuyor mu diye düşünüyorum :) evde uyanınca bile pazarlık yapıyor . Bak anne kahvaltımı yapımmm bahçeye tamam mı ???

    YanıtlaSil
  2. tesadüfen buldum bloğunuzu ve bu yazınızı... inanılmaz egrçekten.. benim kızım da mayıs 2009 lu ve özellikle son bir aydır aynen bir enerji patlaması var.. benimki kız ama diğer arkadaşın yorumunu da okudum da, tamamen aynı cümlelere durumu ifade etmemiz çok ilginç.. çünkü aynen ben de okulda hiç yormuyorlar herhalde bunu eve gelince döküyor içini diye düşünüyordum.. ben henüz araştırmasını yapmamıştım... derli toplu bilgiye ulaşmam harika oldu .. teşekkürler... ve kolaylıklar :)

    YanıtlaSil