aile etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aile etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5.01.2016

Bodrum, Bodrum...



Uzun bir sürenin ardından tekrar beraberiz. 2015 yılı bizim için Mogli’nin ani ölümü nedeniyle ne kadar üzücü başladıysa o kadar da mutlu bitti. Umarım ki, 2016 yılında sizin de hayalleriniz gerçekleşecek! Bizimkilerin bazıları gerçekleşti çünkü! İki çocuk ve bir sürü evcil hayvanla başka şehirde bazı tadilatları gerektiren bir eve taşınmanın getirdiği yoğunluk yazmaya fırsat bırakmamıştı son zamanlarda. Yeni yıl dileklerimden biri bu nedenle eskisi kadar yazı yazmaya vakit bulmak oldu. Eh, dileklerimizi gerçekleştirmek lazım!

29.12.2014

İstanbul Akvaryum'a indirimli giriş fırsatı

Yeni yıl için size çok güzel bir sürpriz vermek istiyorum. Geçen hafta Florya’daki İstanbul Akvaryum’a gittiğimizi instagram ve facebook’tan bizi takip edenler görmüştür. Gerçekten de çok hoşumuza gitti. Neden?

1.12.2014

Bu çocukları düşünen yok mu? Kurumdan bir sorumsuzluğu örneği

Geçen hafta sonu sorumsuzluğun inanılmaz bir örneğine şahit oldum. Sevdiğimiz bir aile geçen yıl benim oğlanlarla benzer yaşlarında iki çocuk Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı çocuk yuvasından alıp koruyucu aile oldular. Erkek çocuk şimdi altı yaşına yakın, kız dört yaşında. Çocukların geçmişi öyle üzücü ki öğrendiğimde içim çaresiz bir öfke ve üzüntüyle dolmuştu. Kurumda olan bir abileri ve zihinsel engelliler için özel kurumda bulunan bir tane ablaları da var.

28.11.2014

Çocuğum beni nasıl dinler? 10 ipucu

Çocuğumuza tam önemli bir şey söylemek üzereyken tepkisi “seni dinlemiyorum”dan, kulaklarını tıkmaya, odadan koşarak çıkmaya kadar oluyor. Böyle durumlarda biz anne babalar oldukça çaresiz kalıyoruz. Moral bozukluğu bu olayı kişisel almamamız gerektiğini biliyoruz, ancak yine de alınmamak kolay değil. Üstelik şimdi ne yapalım? Boş mu verelim, arkasından mı bağıralım, yoksa peşinden mi gidelim? Daha da önemlisi; bu tepkiyi görmemek için neler yapabiliriz?

30.06.2014

Çocuklu araba kabusu

İlk çocuğuna hamileyken neler yapacağını pembe renklerde hayal etmişsindir, değil mi? Bebeğinle yemyeşil çayırlara gidip bir ağacın gölgesine oturacağını… Emzirmek ve bez değiştirmek her yerde mümkün olduğuna göre arkadaşlarını bolca ziyaret edeceğini… Oralara nasıl gideceğini muhtemelen hiç düşünmemişsindir. Bebeğinle birlikte araba yolculuğu yapmak düşlerinde yoktu çünkü. Ancak deneyimli ebeveynler bilir ki: çocuklarla arabayla bir yere gitmek kabusa dönebilir!

26.05.2014

Ailenin tutumu çocukların beslenmesini etkiliyor mu?

Geçen gün bir anne bana “davranış modelinizin çocuklarınıza olan etkisini görüyorum” dediğinde çok sevindim. Çünkü çocuklarımız için iyi bir rol modeli olmamızın sadece azıcık disiplin ve biraz özveri gerektirdiğini düşünüyorum. Tıpkı yemek konusunda olduğu gibi.

21.05.2014

Çocuklar ebeveyn olunca…

Geçen hafta sonu bir çılgınlık yapalım dedik. Üç hafta önce Leon'un aklına gelmişti. Bir akşam tıpkı bizim gibi canı estiği zamanda yatağa girmek istemişti. Hain anne olarak, eğer rollerini sadece akşam değil, sabahtan itibaren değiştirmek şartıyla ok demiştim. Çocuklar bunu anında kabul etmişlerdi. Çocuklar o güne dört gözle, eşim ise şüpheyle bekliyordu.Ve sonra bu büyük gün geldi…

12.05.2014

"Çocuğum önyargılı olmasın!" diyorsanız...

Önyargılar insanları sınıflandırır, basmakalıp yargıları oluşturur. Karşısındakinde aşağılık duygusu oluşturduğu gibi önyargılı kişiye üstünlük hissi verir. İnsanlar arasında uzaklık duygusu ve sonra düşmanlık duygusu yaratır. Hangi anne-baba bunu çocuğu için ister ki? Ancak önyargılar bir şekilde oluşuyor. Daha da önemlisi onları azaltmak için çok fazla vaktimiz yok. Zira 10 yaşından sonra kalıcı olma ihtimali çok yüksek!

5.05.2014

Çocuklarımıza kendilerini korumalarını öğretelim

Çocuğunun kaçırılması ve şiddete kurban gitmesi her annenin kabusu. Son zamanlarda artış gösteren bu tarz olaylar nedeniyle sosyal medyada farklı tavsiyeler dolaşmaya başladı. Almanya'daki bir uygulamayı anlatmak istiyorum. Çünkü bu tarz çalışmalar çok önemli. Türkiye'de henüz yoksa bile biz bunu çocuklarımızla evde de çalışabiliriz! Çocuklarımıza kendilerini korumasını öğretebiliriz.

17.04.2014

Kaliteli zaman da ne?

Saat bire kadar anaokulu, ardından 15 dakikalık piyano dersine ve haftada bir gün yüzme, bir gün futbol. Artık cuma öğleden sonraları okulca basketbol da eklendi. Bunun dışında çocuklarla hafta boyunca biraz faaliyet, bazen deney yapıyorum, ormana ve plaja gidiyoruz, bazen oyun parkına ya da bisiklet binmeye gidiyoruz. Ama evde olduğumuz zamanlar da çok. Çocuklara "plan program" sunmadığımız zamanlarda vicdan azabı mı çekiyoruz? Hani değerli bir zamanın boşa gitmesine izin mi veriyoruz? Hayır! Çünkü "kaliteli zaman" geçirmek sözlerine sinir oluyorum. Çocukların oyuna ve boş vakte de ihtiyacı var!

7.03.2014

Anne olmak – çılgınlık mı, yoksa…

Geleceğe yönelik bir iş arıyorsanız, analitik düşünme ve problem çözme becerisine sahipseniz, dinamik bir ortamda hızlı ve sonuç odaklı çalışabilen araştırmacı, yenilikçi ve yaratıcı yönü gelişmiş, iletişim yeteneği kuvvetli ve takım çalışmasına yatkın, size bağlı ekibini etkin bir şekilde yönetebilecek bir insansanız “anne pozisyonu” tam size göre!

Annelik “iş tarifinden” anlaşıldığı gibi, annelik dünyanın en stresli, en zor işlerden biridir. Aynı zamanda da dünyanın en güzel işi! Küçük çocuklarla hayat çoğu zaman kargaşadan başka bir şey değilse de, çocuklar hayatımıza çok şey katıyor…

6.03.2014

Çocuklara 112'yi öğretmenin püf noktaları

Milliyet Blog için yazdığım bu yazı, ABD'de yaşanmış bir olayı okuduğumda yazmaya karar verdim. 4,5 yaşındaki oğlum bana acil durumlarda itfaiye veya polis çağırmak için 112’yi aramamız gerektiğini anaokulunda öğrendiğini anlattığı güne kadar çocuklarıma 112 çevirmeyi öğretmek henüz hiç aklıma gelmemişti. Hemen hemen eş zamanda The Guardian gazetesinde bir haber okudum. Ardından da bu konuyu iyice düşünmeye başladım. Çünkü 112’yi aramak hiç de kolay olmayabilir.

2.10.2013

Xlargeailece diyaloglar

Hava bir anda soğudu, sağanak yağış başladı ve dolayısıyla moralimiz tabana vurdu. Çocuklarla yaşadığımız bazı konuşmaları hatırlamak için tam zaman! Biraz gülümseyelim, değil mi?

18.09.2013

Suç delilleri saklayalım...

Hiçbir zaman hazır cevap bir kişi olamadım. Gerçi çocukların beklenmedik çıkışları ve ürettikleri mantığa karşı hazır cevap olmak dün bir işe yarar mıydı, bundan da emin değilim. Dün Leon onun için hassas olduğunu bildiğim bir konuya aniden girdi. “Sizin akşamları yediğiniz şeyden ben de istiyorum!” dedi.

7.08.2013

Ortaklaşa...

Almanya’dan gelen iki genç kız misafirimizde benim çoktan, tamamen unuttuğum bir şeyi gözümün önüne sermiş oldular. Paylaşmak, daha doğrusu paylaşmamak. Bu Almanya’da maalesef çok fazla sevilmeyen bir şey çünkü… 

Fark etmem biraz sürdü yine de. Her şeyi ortaklaşa alıp tüketmeye öyle bir alışmışım ki, o eski günleri unutmuşum. Evet, Almanya’da bir arkadaş sana paketinden bir sigara vermek yerine bir paket almak için parayı ödünç vermeyi tercih eder. Almanya’da öyle işte… Biz ise dışarıdayken su veya simit alınca hep birkaç tane alıp paylaşıyorduk. Yürüyüşlerimizin birinde herkes susayınca eşim her sefer yaptığımız gibi iki üç şişe su aldı. Biz tam bunları paylaşırken, kızlar kendi şişlerini almak istediler. İşte o anda aklıma dank etti…

2.08.2013

Dışarıdaki ilk akşam

Leon ve Luka her akşam 19-19:30 gibi yatıyor. Leon’un son günlerdeki en büyük arzusu bir akşam havanın kararmasını görüp geç saate kadar ayakta olmaktı. Biz de isteğini bu hafta yerini getirelim dedik…

5.03.2013

Keskin bakış - Çocuklarımın bıçak kullanımı


Bu sabah kahvaltı ederken Leon’un çatal bıçağı ne kadar iyi kullandığı gözüme çarptı. Aslında çok da beklenmedik bir durum olmaması gerekirdi benim için. Ancak o kadar güzel kullanıyordu ki, ben bile şaşırdım ve videoya çekmeden yapamadım. Sana anlatmam lazım dedim bizim keskin dünyaya giden yolculuğumuzu. Henüz 4 yaşında olmayan büyük oğlum yaklaşık bir buçuk yıl önce bıçaklarla tanışmıştı…

23.02.2013

Bezsiz olmadı...


Luka Pazartesi günü bezsiz başlamıştı. Beze veda etmeyi çok istiyordu. Son zamanlarda bez değiştirdiğimizde çişi olup olmadığını söylüyordu. Olunca da gidip tek başına tuvalete yapıyordu. Geçen gün dışarıdayken tüm gün beze yapmadı, hep çişi gelince haber verdi. Biz de onu tuvalete götürdük. Herhalde beze veda etmeye hazır diye düşündük ve Luka’ya sorduk. Evet, Luka bezsiz dolaşmak istedi!

Ama günümüz iyi başlamadı. Kahvaltı sonrasında yere akan bir kakanın içinde şaşkınlıkla bana baktı. İlk anda yerde gördüğü bu kakanın köpeklerimizden birinin yaptığını düşünmüş herhalde. Neyse, Luka’yı kaptım, soydum ve kuvvette altını yıkadım. Oldukça eğlenceliydi. “Bezsiz devam mı?” sordum. Luka “eveeeet” diye gülümsedi.