Eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29.04.2015

Çocuklar, internet ve pornografi üçgeni

Gittikçe düşen internet kullanım yaşıyla birlikte çocuklarımızın istemediğimiz sitelere girme veya uygunsuz resimler görme riski de yükseliyor. Avrupa Birliği’nin yaptığı geniş çaplı bir araştırma bunun gerçek boyutunu ortaya çıkardı. Peki ebeveynler neler yapmalı? Bunu uzmanlara sordum…
EU Kids online tarafından yapılan geniş çaplı bir araştırma için 2010 yılında 25 Avrupa ülkesinden 9-16 yaş arasında 25.142 çocuk ve her çocuğun bir ebeveyni çocukların internet kullanımı ile ilgili soruları yanıtladı. London School of Economics and Political Science (LSE) tarafından koordine edilen EU Kids Online ağı 25 ülkeden araştırmacı ve uzmanları bir araya getiren önemli bir proje. Sonuçlara göre internet kullanımı çocukların gündelik hayatının bir parçasıdır. Çocukların %93’ü haftada en azından bir defa, %60’ı her gün internet kullanıyor. Danimarka ve İsveç’teki internet kullanım başlangıç ortalama yaşı 7 yaşına kadar düşmüş durumda. Avrupa çapında çocukların %30’u her gün internete giriyor.
Kullandıkları platformlara bakılmaksızın çocukların bir yıl içerisinde %23’ü internetteyken pornografik veya cinsel içerikli yayın gördü. Bu anlamda internet, televizyon ve filmlerin yanı sıra pornografik veya cinsel içerik için gündelik bir kaynak haline gelmiş diyebiliriz. Bununla birlikte doğan riskler çocukların çoğu tarafından rahatsız edici olarak algılanmadığı da belirtiliyor. Örneğin, Norveç, Çekoslovakya ve İsveç’teki çocukların üçte biri bir veya birden fazla riskle tanışmışken Portekiz, İtalya ve Türkiye’deki çocuklarda bu oran en düşüktü.
Cinsel içerik hakkında çocuklarımızla nasıl ve ne zaman konuşmalıyız? Bu konuda 5 uzmandan aldığım tavsiyeleri bu linkte okuyabilirsiniz. 

1.12.2014

Bu çocukları düşünen yok mu? Kurumdan bir sorumsuzluğu örneği

Geçen hafta sonu sorumsuzluğun inanılmaz bir örneğine şahit oldum. Sevdiğimiz bir aile geçen yıl benim oğlanlarla benzer yaşlarında iki çocuk Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı çocuk yuvasından alıp koruyucu aile oldular. Erkek çocuk şimdi altı yaşına yakın, kız dört yaşında. Çocukların geçmişi öyle üzücü ki öğrendiğimde içim çaresiz bir öfke ve üzüntüyle dolmuştu. Kurumda olan bir abileri ve zihinsel engelliler için özel kurumda bulunan bir tane ablaları da var.

19.11.2014

Anaokulunda neler oluyor böyle?

Biz ödül ve ceza sistemine karşı çıkarak mantıklı sonuç ve düşünmesi üzerine giderken bakın o sıralarda anaokulunda neler oluyormuş…

16.09.2014

Çocuklarımızı tehlikeden korumanın yolları var!

Yabancıyım. Anneyim. 25 yıldır Türkiye’de yaşıyor olsam da konu çocuklara gelince bazı kültürel özelliklere bir türlü alışamadım. Alışmak da istemiyorum açıkçası. Çünkü bunları garipsemem çocuklarımı daha iyi koruyabilmemi sağlıyor. Zira bence Türkiye’deki çocukları istismara uğramaya götüren yola; her gün, her yerde bir taş daha döşeniyor.

10.07.2014

İyisiyle, kötüsüyle Waldorf eğitimi

Baştan söylemem gerekiyor: Kalıpları sevmem. Dogmaları ve kategorize etmeyi de. Bana göre hiçbir şey siyah-beyaz değildir. Çok gri bölge vardır, üstelik bu gri alanlar her kişi için değişkenlik gösterebilir. Eğitimdeki ekollerden birini muhtemelen bu yüzden benimsemedim. Çoğunun iyi yönleri var ama “Evet, buna tamamen katılıyorum” diyebileceğim ekol yok…

10.06.2014

Yabancı dile başlayalım!

Leon ve Luka çift dilli büyüyor. Eşim sadece Türkçe, ben hep Almanca konuşuyorum onlarla. İlk başta Almanca konusunda çok endişelenmiştim ama şimdi ikisi iki dili oldukça iyi konuşuyor. Henüz bir yıl önce yabancı dile, yani bizim için İngilizce, ancak iki dilin iyice oturduğunda başlayacağımızı düşünüyordum. Ancak İngilizce şimdiden başını alıp gidiyor. Çocuklar için bir dil öğrenmek bizden çok daha kolay ve doğal. Üstelik çok da meraklılar. İngilizce-Türkçe ve Fransızca-Türkçe çift dil büyüyen çocuklarla oynayınca Leon bu dillere merak sardı ve haftalar önce İngilizceye giriş yapmış olduk.

26.05.2014

Ailenin tutumu çocukların beslenmesini etkiliyor mu?

Geçen gün bir anne bana “davranış modelinizin çocuklarınıza olan etkisini görüyorum” dediğinde çok sevindim. Çünkü çocuklarımız için iyi bir rol modeli olmamızın sadece azıcık disiplin ve biraz özveri gerektirdiğini düşünüyorum. Tıpkı yemek konusunda olduğu gibi.

8.05.2014

Özel okul mu devlet okulu mu?

Eşimle ben bu konuyu çok fazla düşünmeden karar verebildik. Her şeyden önce hem fikiriz. Bu da karar vermemizi tabi ki kolaylaştırdı. Bizim için en iyi okul, çocuklarımızın mutlu bir yaşam sürmesine neden olacak okuldur. Lütfen dikkat edin, mutlu oldukları okul demiyorum. Bana göre her çocuk okulunu kısmen sever ve kısmen sevmez. Bizim için önemli olan, çocuklarımızın hayatlarını mutlu yaşamaları. Tercihimizi bu yana kullanıyoruz.

7.05.2014

Ceza mı yoksa mantıklı sonuç mu?

Sabahleyin 10 dakika sonra evden çıkıp çocuğunuzu anaokuluna bırakmak üzereyken ufaklığınız ilan ediyor “Ben giyin-meyeceğim!”.Hı. Ne yaparsınız? Onu giydirirseniz, haftalardır uğraştığınız konuda geri adım atmış olup artık her sabah giydirmek zorunda kalacaksınız. Kesinlikle olmaz! Çikolata sözü verseniz? Bu rüşvet, olmaz! En iyisi ikna etmek. Üç, dört, beş, ne kadar dil dökseniz, nafile. Sinirlenmeye başlıyorsunuz. Hala ilerleme yok. Ceza ile tehdit etseniz? Giyinmezse akşam televizyon yok! Karşınızda artık hem giyinmeyen hem de ağlayan bir çocuk var. Üstelik akşam televizyon da izleyemeyecek. O yarım saat aslında ne kadar da iyi geliyordu size. Ah, bir de artık geç kalmışsınız, sinirlisiniz ve ne yaparsınız? Çocuğunuzu giydirirsiniz.

Çok tipik bir durum, değil mi?

5.05.2014

Çocuklarımıza kendilerini korumalarını öğretelim

Çocuğunun kaçırılması ve şiddete kurban gitmesi her annenin kabusu. Son zamanlarda artış gösteren bu tarz olaylar nedeniyle sosyal medyada farklı tavsiyeler dolaşmaya başladı. Almanya'daki bir uygulamayı anlatmak istiyorum. Çünkü bu tarz çalışmalar çok önemli. Türkiye'de henüz yoksa bile biz bunu çocuklarımızla evde de çalışabiliriz! Çocuklarımıza kendilerini korumasını öğretebiliriz.

17.04.2014

Kaliteli zaman da ne?

Saat bire kadar anaokulu, ardından 15 dakikalık piyano dersine ve haftada bir gün yüzme, bir gün futbol. Artık cuma öğleden sonraları okulca basketbol da eklendi. Bunun dışında çocuklarla hafta boyunca biraz faaliyet, bazen deney yapıyorum, ormana ve plaja gidiyoruz, bazen oyun parkına ya da bisiklet binmeye gidiyoruz. Ama evde olduğumuz zamanlar da çok. Çocuklara "plan program" sunmadığımız zamanlarda vicdan azabı mı çekiyoruz? Hani değerli bir zamanın boşa gitmesine izin mi veriyoruz? Hayır! Çünkü "kaliteli zaman" geçirmek sözlerine sinir oluyorum. Çocukların oyuna ve boş vakte de ihtiyacı var!

27.03.2014

Çiş eğitimi çocuklara bırakılabilir mi?

Oğullarınıza nasıl çiş eğitimi verdiniz diye sorarsan “ne eğitimi?” diyeceğim. Çünkü aşağı yukarıya bir şey yapmadık. Biz de her anne baba gibi çiş eğitimi konusunda tabi ki bolca makale okuduk. Birkaç çabadan sonra hepsini bir kenara koyduk ve çocuklarımızı dinledik.

28.02.2014

Karma eğitim mi, yoksa ayrı ayrı mı daha iyi?

Alternatif Anne için yazdığım ve 18.02.2014 tarihinde yayımlanan yazı:

Amerikan Psikoloji Birliği, toplam 1,6 milyondan fazla öğrencinin katıldığı 184 araştırmayı değerlendirdi. Dünyanın dört bir yanından olan araştırmaların konusu ise ortaktı; kız ve erkek öğrencilerde ayrı mı yoksa karma eğitim mi daha verimli? Sonuçlar şimdi birliğin psikoloji bülteninde yayımlandı.

17.01.2014

Çocuklara evin kurallarını nasıl kabul ettirilir?

Martı Dergisi'nin Ocak 2014 sayısı için hazırladığım yazımı hem aşağıda hem de diğer yazılarla birlikte buradan okuyabilirsin. 

Bu ay ki yazımı tek başıma hazırlamadım. Konu belli olunca Nisan'da beş yaşında olacak oğlumdan yardım istedim. Onun çok hoşuna gittiğini söylememe gerek yok herhalde. Yemek masasında karşılıklı oturduk ve evimizdeki kuralları düşündük.

8.01.2014

Kreşe gitmek çocukların gelişimini nasıl etkiliyor?

Günü kreşte geçirmek minik çocuklarımıza yarardan çok zarar getirebilir. Çünkü 3 yaş altı çocuklar için bu stres demek. Bu düşünceyi Almanya’daki Bielefeld-Bethel Vakfının Sosyalpediatri Merkezi’nin başkanı Dr. Rainer Böhm savunuyor. ABD’de yapılan geniş çaplı bir araştırma bu tezi destekleyecek nitelikte.

6.01.2014

Müzikle çocuk gelişimi

Çocukların müzik eğitimi bence çok önemli. Bu yüzden Martı Dergisi için Aralık 2013'te bu yazı hazırladım:

7’den 77’ye herkesin mırıldandığı şarkılar. Üç yaşındayken bile güzelce dans eden çocuklar. Bar ve gece kulübelerinde canlı müzik. Restoranlarında çıkan ses sanatçıları. Kuşkusuz Türk halkı müziği sever! Müzik kanlarında sanki. Nasıl oluyor da konu müzik eğitimine gelince durum bir anda değişiyor?

13.12.2013

Bilimsel araştırma: Çocuklarda televizyonun beyne olan etkisi

Her anne baba gibi biz de konu televizyona gelince çok düşündük. Oğullarımız ne kadar televizyon izleyebilir? Çocukların fazla televizyon izlemesinin iyi olmadığını herkes biliyor. Ama ne kadarı fazla oluyor? İşte bu çok tartışılan bir konu. Gelişim ve eğitim uzmanları bu konuda maalesef hem fikir değil. Herkesin hemfikir olduğu konu ne tür zararları getirdiğidir. Fazla televizyon izlemek obeziteye, öğrenme zorluğuna, odaklanma bozukluğuna veya agresif davranışlara neden olabiliyor. Yeterince araştırma bunu ortaya serdi.

Ancak televizyon izlemenin çocukların beyinlerine ne tür bir etki veya zarar getirdiğini tam olarak bilinmiyordu. Kasım ayında yayımlanan bilimsel bir araştırma televizyon izlemenin çocuklarımızın beyinlerinin üzerine korkunç etkisini ortaya çıkarttı. Japonya’da yapılan uzun süreli araştırma çocukların 5 yaştan itibaren 18 yaşına kadar izleyerek, onların televizyon izleme süreleri ile beyindeki gelişimini araştırdı. Japon bilim adamlarının yaptıkları araştırmanın sonucu, her aile için bir uyarı niteliğindedir.

9.12.2013

Acil durumları oyunla öğretelim!

Geçen gün mutfaktan bir ses duydum "şangırttttt" diye. Eyvah, bardak kırıldı! Tam o sırada Luka ve Leon içecek almak için mutfağa doğru yöneltmişlerdi. Onlar henüz oraya varmadan tezgahta dolaşan kedimiz Gümüş bir bardağı devirip düşürmüştü. "Hadi, çıkın oradan" dediğimde ikisi beni hem çok şarşırttı hem de çok mutlu ettiler. "Ama, Mama! Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz! Cam kırılınca hareket etmeyeceğiz, size sesleneceğiz ve sonra gelir süpürürsünüz." demezler mi? Aferin oğullarıma. Yaşaya yaşaya öğrendiler demek ki...

6.12.2013

İki dilde çocuk büyütmek

Martı Dergisi'nin Ekim 2013 sayısı için çift dilli çocuk büyütme konusu kaleme aldım: 

Leon ve Luka’yı çift dilli büyütüyoruz. Bana göre bu sadece dile kolay. Eskiden bir çocuğu iki dilli yetiştirmenin kolay olduğunu düşünüyordum. Bu yolda neredeyse 5 yıl geriye bıraktıktan sonra ne kadar da yanıldığımı artık biliyorum. 

Leon ve Luka henüz konuşmazken bir kaç anneyle sırf çocuklarımla Almanca konuşuyorum diye tanışmıştım. Yani bir mağazada oğullarımla Almanca, eşimle Türkçe konuşmama tanıklık etmişlerdi ve sohbet etmeye başladık. Hepsi aynı noktada ikinci dili bırakmıştı. Belli bir yaştan sonra çocukları ikinci dili reddetmişti, anneleri de duruma boyun eğip Türkçe konuşmaya başlamıştı.