Çocuklar, internet ve pornografi üçgeni

Gittikçe düşen internet kullanım yaşıyla birlikte çocuklarımızın istemediğimiz sitelere girme veya uygunsuz resimler görme riski de yükseliyor. Avrupa Birliği’nin yaptığı geniş çaplı bir araştırma bunun gerçek boyutunu ortaya çıkardı. Peki ebeveynler neler yapmalı? Bunu uzmanlara sordum…

EU Kids online tarafından yapılan geniş çaplı bir araştırma için 2010 yılında 25 Avrupa ülkesinden 9-16 yaş arasında 25.142 çocuk ve her çocuğun bir ebeveyni çocukların internet kullanımı ile ilgili soruları yanıtladı. London School of Economics and Political Science (LSE) tarafından koordine edilen EU Kids Online ağı 25 ülkeden araştırmacı ve uzmanları bir araya getiren önemli bir proje. Sonuçlara göre internet kullanımı çocukların gündelik hayatının bir parçasıdır. Çocukların %93’ü haftada en azından bir defa, %60’ı her gün internet kullanıyor. Danimarka ve İsveç’teki internet kullanım başlangıç ortalama yaşı 7 yaşına kadar düşmüş durumda. Avrupa çapında çocukların %30’u her gün internete giriyor.

Kullandıkları platformlara bakılmaksızın çocukların bir yıl içerisinde %23’ü internetteyken pornografik veya cinsel içerikli yayın gördü. Bu anlamda internet, televizyon ve filmlerin yanı sıra pornografik veya cinsel içerik için gündelik bir kaynak haline gelmiş diyebiliriz. Bununla birlikte doğan riskler çocukların çoğu tarafından rahatsız edici olarak algılanmadığı da belirtiliyor. Örneğin, Norveç, Çekoslovakya ve İsveç’teki çocukların üçte biri bir veya birden fazla riskle tanışmışken Portekiz, İtalya ve Türkiye’deki çocuklarda bu oran en düşüktü.

Cinsel içerik hakkında çocuklarımızla nasıl ve ne zaman konuşmalıyız? Bu konuda 5 uzmandan aldığım tavsiyeleri bu linkte okuyabilirsiniz. 

Kız bebeğin anne sütü, erkek bebeğinkinden farklı mı?

Sır gibi saklananlar

Bu Barbie bebekten korkulur!

#Repost alternatifanne"Bu Barbie bebekten korkulur" diyor @xlargeaile Regina: #AAelestiri - Farkındalık yaratmak için kullanılan şok edici yollar genelde hep en çok ses getirenler olur. Kanadalı fotoğrafçı Mariel Clayton’un çalışmaları da bu tarzdan. Ancak şok edici oldukları kadar da ilginçler sanki. Çünkü Barbie bebeklerle oldukça alışmışın dışındaki sahneler canlandırıp fotoğraf makinesiyle resmediyor. Bildiğimiz Barbie bebekleri birçok karakterler olarak biliyoruz. Ama bir seri katili olarak? Clayton, "dolls" projesinde Barbie ailesinin katili olarak gösteriyor. İlk başta yutkunuyoruz, evet, ama… Bu fikirlerin nasıl aklına geldiğini açıklayamıyor Clayton, ancak zamanında çocuklar ve yetişkinlere yönelik masal ve klasik ninnilerin vahşi ve acımasız içeriğinin aklını çok meşgul ettiğini söylüyor. Bugün bunları hala çocuklarına söyleyen anne babaların söyledikleri şarkı, anlattıkları masalın içeriği konusunda düşünüp araştırma yapmasını diliyor ve bu resimlerle buna vesile olmayı umut ediyor. Bunun iyi kötü bir sanat olup olmadığının, amacına ulaşıp ulaşmadığının yorumunu size bırakıyorum. Merak edenler Mariel Clayton’un internet sitesini inceleyebilir: http://www. thephotographymarielclayton.com/Resim bu siteden alınmıştır ve Marie Clayton'a aittir. #alternatifanne #barbiebebek #masal

Regina Röttgen (@xlargeaile) tarafından paylaşılan bir fotoğraf (25 Oca 2015, 10:42 PST)

Bebek mamalarında devrim mi?

#Repost alternatifanne Bu ürün bebek maması devrinde yeni bir arz/talep dengesi yaratır mı? diye soruyor #alternatifanne yazarı @xlargeaile Regina: Bebeğinizle geziyorsunuz. Bir anda ağlamaya başlıyor. Olamaz! Yine mi acıktı? Yanınıza aldığınız biberonu biraz önce bitirmişti. Ne yaparsınız? Muhtemelen evin yolunu tutarsınız. Gıda devi Nestle'nin yeni ürünü tutarsa buna yakında gerek kalmayacak. Nestlé bebek mamalarını farklı bir boyuta taşımaya kararlı. Bebek sütünü tıpkı nespresso ürünü gibi küçük kutucuklarda satışa sunuyor. Şimdilik sadece ana merkezi bulunan İsviçre'de ve ancak seçkin dükkanlarda, ama olsun bir bakarız Türkiye'de de her AVM'de bulunuverir. Bu sistem gerçekten annelerin hayatını kolaylaştıracak mı yoksa hayatımıza giren gereksiz icatlardan bir tanesi olarak mı kalacak? Şimdi bu sabahları evde bir kahve içmek için bile vakit bulamayan kişilerin hareketli hayatlarına bir de bebek eklenince çıkacak olası bir soruna çözüm mü yoksa olmayan bir talebe arz mı sunuluyor? Merak ediyorum, dışarıdayken hiç bebek mamasına ihtiyaç duydunuz mu? Ben hiç duymamıştım. Sıcak suyu her yerde bulurum mantığıyla daima küçük bir poşet bebek maması tozu yanımda taşırdım. Siz ne yapıyorsunuz? #alternatifanne #AAelestiri #AAbebek #bebekmaması #bebek #annelik

Regina Röttgen (@xlargeaile) tarafından paylaşılan bir fotoğraf (8 Şub 2015, 13:34 PST)

İlkokulda neler oluyor?

Biz çocuklarımıza sorgulamayı ve düşünmeyi öğretmeye çalışırken, hoşgörülü, insan haklarına saygılı, farklı fikirlere açık olmanın önemini değerler olarak vermeye çalışırken okullarda neler oluyor! Geçen gün Almanya’da ilkokulda okuyan bir arkadaşımın kızının kitabına denk geldim. Gördüğüm içerik karşısında dehşete düştüm.

Zaman yetmiyor anne!

Kaliteli zaman epeydir herkesin ağzında. Tüm gün iş yerinde olan anne baba akşam olsun hafta sonu olsun çocuğuyla geçirdiği zamanın kaliteli olmasına önem veriyor. Ancak çocuğun da tüm günü anaokulunda veya okulda sıkı bir programla geçirdiğini unutmamak lazım. Çocuklarımızın boş oyun vaktinin olması kaliteli zaman geçirmeleri kadar önemli.

Çocuklarımız okulda neler okuyor?

Sünnet sadece bir gelenek mi?

Esas suçlu ebeveynler!

Kötü örnekler hiç mi olmasın?

Önceliklerde bir terslik yok mu?

İyi ki çocuklarım erkek!

İyisiyle, kötüsüyle Waldorf eğitimi

Baştan söylemem gerekiyor: Kalıpları sevmem. Dogmaları ve kategorize etmeyi de. Bana göre hiçbir şey siyah-beyaz değildir. Çok gri bölge vardır, üstelik bu gri alanlar her kişi için değişkenlik gösterebilir. Eğitimdeki ekollerden birini muhtemelen bu yüzden benimsemedim. Çoğunun iyi yönleri var ama “Evet, buna tamamen katılıyorum” diyebileceğim ekol yok…

Batıdaki birçok çocuğun ebeveyne olan bağı yetersiz

ABD ve İngiltere’deki dört ünlü üniversiteye bağlı çalışan bilim adamları uzun süreli ortak bir araştırma sayesinde korkunç bir tabloyu ortaya çıkarttı: Batı ülkelerindeki çocukların %40’ının anne veya babasıyla bağı kötü! 

Proteinli mamalar ileride obez yapar mı?

Çocuklarda obezite ele alan yeni bir araştırmaya göre bebek mamalarındaki ve ilk yıllarını beslenmedeki protein oranı çocukların kilosu ve BMI’sini yıllar sonra bile etkiliyor. Alman bilim adamı Berthold Koletzko ve ekibine göre çocuğun ilk yıllardaki beslenmesi yol gösteriyor. 

Her annenin hayalleri

Hadi bakalım, sen kaç kere "evet, bu benim" diyeceğin acaba... Çünkü bana göre çocuk sahibi olduktan sonra tüm annelerin hayalleri birbirine benzemeye başlıyor. Üstelik bu hayaller ne kadar basit olsalar da oldukça uzun bir süre için değişmiyor…

Bebeğin zekası dille gelişiyor

“Bebek dili” , hani bıcı bıcı, düt düt, hav hav veya ham ham gibi kullanarak çocuklarımıza hiç iyilik yapmıyoruz. Başından beri normal şekilde konuşulan çocuklar okula başlamadan önce bile farkla daha ilerideler. Bunu artık bilim gösterdi:

"Çocuğum önyargılı olmasın!" diyorsanız...

Önyargılar insanları sınıflandırır, basmakalıp yargıları oluşturur. Karşısındakinde aşağılık duygusu oluşturduğu gibi önyargılı kişiye üstünlük hissi verir. İnsanlar arasında uzaklık duygusu ve sonra düşmanlık duygusu yaratır. Hangi anne-baba bunu çocuğu için ister ki? Ancak önyargılar bir şekilde oluşuyor. Daha da önemlisi onları azaltmak için çok fazla vaktimiz yok. Zira 10 yaşından sonra kalıcı olma ihtimali çok yüksek!