Bu sabah kahvaltı ederken Leon’un çatal bıçağı ne kadar iyi kullandığı
gözüme çarptı. Aslında çok da beklenmedik bir durum olmaması gerekirdi benim
için. Ancak o kadar güzel kullanıyordu ki, ben bile şaşırdım ve videoya çekmeden
yapamadım. Sana anlatmam lazım dedim bizim keskin dünyaya giden yolculuğumuzu. Henüz
4 yaşında olmayan büyük oğlum yaklaşık bir buçuk yıl önce bıçaklarla
tanışmıştı…
Bize gelen tüm misafirler gibi sen de “aman, 2 yaşındaki
çocuğun eline bıçak verilir mi, bir tarafını keser,” dediğini duyar gibiyim.
Hayır, çocuklarıma özgürlük tanımakta abartmadım. Tam tersi, son derece
bilinçli hareket ettim. Çocuklarımız 5
aylıkken gıdalarla tanıştıklarından beri hep birlikte yemek yiyoruz. Çocukların
dikkatinden hiçbir şey kaçmaz ya, sofrada bıçakların durduğunun ancak onların
olmadığının farkındaydılar! Er ya da geç merakları sarıyordu.
Biz de her sorumlu anne baba gibi onlara çocuklar için
plastik bıçaklarından verdik. Şimdiye kadar her şey normal gidiyordu yani. Elleri
alışınca mutfak işlerinde de yardımcı olmak istediler, tabi ki başında gelen
istekler bir şeyler kesmek oldu. İşte o zaman onlara bıçak kullanmaya öğretmem
gerektiğine karar verdim. Çünkü gözümün önünde bu tarz senaryolar beliriyordu.
Oğullarımdan biri merak ettiği için ben mutafta iş yaparken gizlice bir bıçak
tezgahtan çalar ve artık elinde bıçakla heyecanla hızlıca uzağa koşar. O
telaşta ya düşerse? Bizim her gün defalarca elimize aldığımız o aletlerle çok
dikkatli olmaları gerektiğini bilmeleri daha iyi olacağına inanıyordum. Hala da
öyle düşünüyorum.
Daha önceki post'larımın birinde de söylediğim gibi
mutfağımızdaki tüm bıçaklar kör. Buna çok dikkat ettim. Arada sırada bıçakları
bilemekten vazgeçip tüm bıçakları denedim. Keskin olanları kilitledim, kalanlar
da kolayca parmağımı kesmedi. En iyi kesen bıçağımız tırtıklı olan çıktı.
Onunla meyve ve sebze iyi kesiyorsun ancak istesen de parmağını kesemezsin.
Artık Leon ve Luka mutfakta bize yardım edebiliyordu!
Tabi ki bıçakların tehlikesi sadece el kesmekten ibaret
değil. Birbirini yaralayabilirlerdi. İşte bunu önlemek için bir takım kurallar
koydum. Oğullarımdan sadece biri bıçakla çalışabiliyordu. Diğeri beklemek
zorunda ve bunu uzakta yapmalıydı, hala da öyle. Elinde bıçak olan oğlum tüm
dikkatini yaptığı işine vermesini istiyorum çünkü.
O gün bugün, oğullarım hiç elini kesmedi. Asla bir yerlerden
izin almadan eline bıçak almadılar. Her yemekte tabaklarının yanlarında da –artık
normal- bıçak konuluyor. Bazı günlerde ekmeklerini kendileri hazırlıyorlar ya
da sebzelerini kendileri kesiyorlar. Ama günlerce elini bıçağa sürmediği de oluyor. Yani bıçak, iki oğlum için de gündelik
hayatta normal olan ancak dikkat gerektiren bir alet oldu. Benim istediğim de
buydu… Bence en tehlikeli olan, merak edilip ama yasak olan, kullanılması bilinmeyen
şeyler!
Gerçekten çok güzel kullanıyor bravo Luka'ya :)
YanıtlaSilYorumlarınıza bayıldım sizi tebrik ediyorum . Aileniz çokk kalabalık ama güzel , size kolaylıklar diliyorum ve miniklerle mutlu bir hayat
YanıtlaSil