Şiva
hayatımıza bol keneyle girmişti. Hayatımda daha önce hem sayı hem de çeşit
açısından bu kadar kene görmemiştim. Umarım ki bir daha da görmeyeceğim…
Akşam
üstü eve giderken onu yan köyümüzde tarlada dolaşırken fark etmiştik. Esnafa
göre tanımadıkları bir köpekti ve iki gündür oralarda başı boş dolaşıyormuş.
Çağırılınca hem geldi. Kendini sevdirirken biraz inceleme fırsatı bulduk. Biraz
zayıf ama sağlıklı görünüyordu. Kenelerden görünmeyen kulak içlerini saymasak
tabi ki. Memeleri hala biraz süt dolu, yani yavruları vardı ama sütten
kesilmişlerdi. Kız çok gençti, dişlere ve boyuna göre belki bir yaşı biraz
geçmişti. Başına neler gelmişti acaba? Kaçmış mıydı yoksa atılmış mıydı?
Biz
telefon numaramızı esnafa bıraktık ve onu eve götürmeye karar verdik. Buraların
köpeğiyse biz sahibini bulacaktık, ondan şüphemiz yoktu. Arabada Zando
oturuyordu. Düşüncemizin aksine bu hiç teşvik edici olmadı. Kız katiyen arabaya
binmek istemedi. Zando’nun tasmasını kıza taktık ve eşim onunla eve kadar
yürümeye karar verdi. 45 dakika sonra evde buluştuk.
Evde
ilk olarak ona kene ilacı uyguladık. Ama ertesi gün baktık ki bu kadar kene var
ki spot on ilacı yetersiz kalmış. Veteriner hekimimizin söylediği ilacı alıp onu
yıkadık. Ardından tam 192 kene çıkarttım. Nereden biliyorum? Kene bulup
çıkartmam bir türlü sona ermeyince en sonunda merak ettim ve saydım.
Güzel
kızımız yanımdan hiç ayrılmıyordu. Diğer köpeklerimizle çok iyi anlaşıyordu ve
bizi bildikleriyle şaşırttı. Otur, yat, gel, yanımda yürü ve sürün – bu komut
nereden aklıma geldi bilmiyorum, ama geldi işte ve kız süründü!), hepsi bildiği
komutlardı. Yani birinin onunla çok iyi çalıştığı belliydi. Ancak sahibini
bulamadık. Kız çipli değildi. Buranın veteriner işleri müdürü dahil,
tanıdığımız herkese haber verdik, ilanlar astık, ama sahibini bulmadık.
Kıza
Şiva adını vermiştik. Şiva birkaç gündür bizdeyken bir gün ateşlendi. Yüksek
ateşle birlikte arka ayakları tutmamaya başladı. Kenelerden dolayı
Lyme-Borrelliosis hastalığına yakalanmıştı! Hiç vakit kaybetmeden antibiyotik
tedavisine başladık. Kızımız tam 4 hafta boyunca tedavi gördü. Ama iyileşti ve
bugüne kadar bir daha hastalanmadı. Tabi ki onu vermedik. Veremedik daha
doğrusu. Çünkü o kadar akıllı ve sevecen bir köpek ki Şiva! Bir de hastalanınca
yaşadığımız telaş ve üzüntü bizi ona çok bağladı, tıpkı o ilk günden beri bize
bağlandığı gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder