Kahvaltı
sofrası kuruldu, tek eksik olan süt. “Ben getiriyorum!” Küçük oğlum Luka
koşarak gidiyor süt almaya. Hazır gitmişken meyve suyu da getirmeye karar verdi
herhalde. Çünkü kollarında bir süt ve bir kutu meyve suyu var. Yüzünden
düşündüklerini okuyabiliyorum. ‘Puhh,
bunlar ama zor… Bu kadar zor olacaklarını düşünmemiştim.’ ve….LOOOP!
Yerde patlayan tetrapaktan akan süt yer karoların arasında her yere yayılmaya
başlıyor. İnanamıyorum! Sabah sabah iş çıktı şimdi… Luka da inanamıyor. Bir şey
yapmaya denedi ve yapamadı, bu onun için oldukça acı verici bir tecrübedir. “Bilerek
yapmadım…” diyor oğlum üzgün bakan gözlerle. Yutkunuyorum. “Biliyorum canım,
yarın bir daha denersin.”
Benim mantram: denemek gelişim
için önemli
Biliyorum
ki çocuklarımız da biz anne babalar gibi yapmak istiyorlar her şeyi; bardakları
doldurmak, anahtarı çevirmek ve tabii ki iki kutuyu aynı anda taşımak. Denemek onların
gelişimi için önemlidir! Bu cümle son aylarda mantram olmuş gibi. Kazalar olur
işte, küçük çocukların yaşadıkları evde bu gündelik hayat sayılır. Hele çocuklar
erkekse…
Eşimle
ben, biz hala sofrayı toplarken bizim minik yıkıcı güçler iş başı yapmış bile. Tüm
montlar çocuk askılarından çıkartılıp yere fırlatılmış, askılar da sökülmüş, bakışlar
aranıyor vaziyette. Tak, tak, tak! Elindeki tahta kaşıkla -bunu da şimdi nereden
aldı?- mutfak dolaplarına vuruyor Leon. Şimdi pencereye! Oh, buradaki ses daha tıs çıkıyor! Hadi, bir daha, bu sefer daha güçlü!
Ben, kırılsa sigortamız bu pencereyi karşılar mı acaba diye düşünürken,
onlar araştırmaya devam ediyorlar.
Çocuklarımın misyonu: ‘dünyayı
araştır, dene ve anla’
Tahta
kaşık ne zaman araba olmuş? Metal oyuncak
arabayı camın üzerinde sürünce ne kadar ilginç bir ses çıkıyor! Üstelik fren
izleri gibi bir şey bırakıyor, süper! Boş ver, kırılmadı ya, sadece çizildi,
köpekler zaten tırnaklarıyla çizmişti diyorum içimden ve her kaleciyi
kıskandıran bir hamleyle dolaptaki tablet PC’yi kapıyorum. Tam arabanın
tekerlekleri ekranına değmeden önce.
Nedense
bu araştırma işi için favori eşyalar daima bizimkiler oluyor. Aslında çok da fena
olmazdı, eğer arada sırada araştırdıkları eşyalar zarar görmüyor olurlardı. Her
hali karda artık sabrım tükenmeye başlıyor. Hoşgörüm daha nereye kadar yetecek?
Henüz öğlen bile olmadı!
Yıkıcı güçler de haklı
Değerli
eşyalar zaten çoktan ortadan kaldırdık, onların varlığından haberleri bile yok.
Ama her şeyi kaldırmak mümkün değil işte. Tablet PC pahalı bir ürün olduğunu
nereden bilsinler ki? Bilmiyorlar işte ve ben onlara henüz anlatamıyorum.
Öfkelendiklerinde havaya fırlatılan ahşap tren parçaları kıl payı LCD televizyonumuzun
yanından geçtiğinde böyle bir televizyonun çok pahalı olduğunu bilmedikleri
gibi. Yeter artık! Haftada bir tane sürpriz yumurtadan hesabı yaparsak yılda
kaç yumurta yapar bu? Neyse, yıl kavramları da zaten henüz yok…
Sabrım
tükenmesin diye iki oğlumun bakış açısından bakmaya çalışıyorum. Ve üzülüyorum…
Televizyon olayında sabrımı yitirip bağırmamam gerekirdi. Biliyorum şimdi,
‘hayır’ dedim ‘arabayı tablete süremezsiniz’. ‘Hayır’ dedi babaları, ‘bir elma
daha yiyemezsiniz, birazdan yemek yiyeceğiz’. Bir türlü birbirine geçmeyen ray
parçaları bile sanki ‘hayır’ dediler... Offf
yeter artık! Leon o rayı havaya fırlattı – televizyonu kıl payı ıskaladı.
Evet,
biliyorum Leon’cum, dünyada sana ve kardeşine sürekli konulan bir sürü sınırlar
var. Yapmak istediklerinizi bazen bir türlü beceremediğiniz de oluyor. Bu kadar
‘hayır’ duymak kolay değil. Tıpkı bizimkiler gibi sizin sabırlarınız da tükeniyor…Gidip
ona sarılıyorum ve “yardım etmemi ister misin?” diye sorarken içimden
‘televizyonu bugün de kurtardık’ diyorum. Ne günmüş ama…
Süt dökülmesi bir kere bizde de olmuştu, yani 1 litre!
YanıtlaSilTemizlenmesi en zor şeylerden biri:)
Çocuk yapmaya karar verince bence herkesi sabır testine almak lazım. Testi geçemeyen çocuk mocuk yapmasın:)))
Sürekli anlat, öyle yaparsan böyle olur, sonucunda şu olur diye bitem bilmez. Anlatmasan hiç olmaz.
Bizde Peer Ole ocak kullanmaya başladı. Krep, makarna, omlet yapıyor:) Yakınlarındayım zaten hep ama karışmıyorum. Öğrensin yapmayı.
Elimden geldiğince (ve sabrım yettiğince) her şeye ortak ediyorum onları.
Elbet sınırsız değil. Bilmeleri gerekiyor sonuçta, iznim nereye kadar:)
Aynen :) Ocak kullanmak da süper! Çok iyi ediyorsunuz bence...
SilBabam gibi 70 yaşına gelip hayatı boyunca tavada yumurtadan başka hiç bir yemek yapamayan erkekleri yetiştirmeyelim, değil mi :)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil