Bize boş bir gün çıksın, deliye dönmeden biraz kafa
dinleyelim, rahat rahat iş yapalım diye cumartesi ya da pazar günleri bir
arkadaşımızın oğlunu davet ediyoruz. Bu kadar hastalıktan sonra adeta çekilmez
bir hali alan iki mızmız enerji küpümüz (yanlış anlama, çoğunlukla mızmız
değiller, bu hastalıktan yeni kalkmış oldukları için öyledirler). Gerçi bu
arkadaş Luka ve Leon’dan daha büyük, 11 yaşında, ama bu çok ta avantajlı. Hem
küçük hem büyük oğlumuza oyunlarda ayak uyduruyor hem de artık aklı başında bir çocuk olduğundan bizim için umut ışığıdır.
Nasıl? Şu deli dolu, inatçılığın ve bağırma çağırmaların bol olduğu bu zamanlar
bir gün geçmiş olacak, birer enerji topu olan iki oğlumuz bir gün sakin, aklı başında
olan iki gence dönüşecek. En azından biz öyle olacağını umut ediyoruz...
Şaka bir yana, iki küçük çocuk dünyanın en güzel şeyi olsa da o kadar da yorucudur. Hele bu yaşta! Bir de hastalıktan sonra! Üstelikte “duble” paketinde geliyorlarsa. Kesinlikle bazen bir molaya ihtiyacımız var yoksa deliye döneriz. Arada bir başka birinin çocuklarımızla ilgilenmesi bu yüzden gerçekten çok güzeldir. 7/24 anne baba olarak o günleri iple çekiyoruz...
Çok iyi anlayabilirim:))
YanıtlaSilAma sizin de az kalmış. Yani birkaç yıl sonra çok daha rahatlayacaksınız.
Okula başlayınca hafta sonları da ister istemez doluyor zaten.
Okula başlamanın tek sıkıntısı takip etmek gereken bir program olması, projeler, sınav takvimi, arkadaş doğum günleri, katılacaklarsa kurslar vs.
Peer Ole artık nerdeyse kendi programını yapıyor. Kışın kayakta, yazın kamplarda, anneannede, babaannede...
Umarım hastalıklarınız tekrar etmez, hasta çocuk hiç çekilmez:)