16.03.2013

Hayatı kolaylaştıran köpekler


Havhav dostlarımızı, yanımızda olan, sadık hayat arkadaşları olarak biliriz. Doğal felaketlerde can kurtarma, polis görevlerinde bomba arama ya da iz sürme ve tabi ki, koruma köpekleri olarak da biliriz. Peki, sahipleri için bundan çok daha fazlasını yapan köpekleri de biliyor musunuz? Sağlık problemi yaşayan ya da fiziksel engelli bazı kişilere, köpekleri tam anlamıyla yaşama özgürlüğü veriyor. İşte o muhteşem köpekler!

Köpekler bizi yalnız bırakmayan, koşulsuz seven, sadık hayvanlardır. Boncuk boncuk gözleriyle bakan bu dostlarımız, bizi gördükleri anda hissettikleri sevinci kuyruklarını oynatarak gösterdikleri her seferde, onlarla ne kadar mutlu olduğumuzu bize hatırlatıyorlar. Fakat birçok kişi için, beslediği köpek bundan çok daha fazlasını teşkil ediyor.

Lisa’nın Kulakları; Kenny

Örneğin, Amerikalı Lisa. Lisa 16 yaşından beri sağır. Bir kaza sonucunda, duyma yeteneğini kaybetmişti. Bugün iki kız çocuk annesi Lisa, eşiyle birlikte normal bir hayat yaşıyor. Hayatlarının tek kusuru Lisa’nın sağır olması. Ailesi, bir gün mutfaktaki yangın alarmını duyamayan Lisa’yı, o günden beri yalnız bırakmaktan korkuyordu. Çünkü o gün, bir felaketin eşiğinden dönülmüştü. Artık biri, daima Lisa ile evde kalıyordu. Ta ki, Lisa’nın “yeni kulakları” olana kadar. Lisa’nın “kulakları”, Kenny adında sağır köpeği olan bir Golden Retriever.

Kenny ile yaşamaya başlayınca, Lisa ve ailesinin hayatı tamamen değişti. Kenny, gün boyunca Lisa yerine duyuyor ve onu uyarıyor. Kenny’nin günü sabah başlıyor. Lisa’nın yatağının yanında geceyi geçiren Kenny, her sabah Lisa’nın duyamadığı çalar saat çalınca sahibini patisiyle uyandırıyor. Mutfak işlerinde de tahmin edilemeyecek kadar çok yardımcı oluyor. Kenny, Lisa’nın hayatına girmeden önce, Lisa fırında pişirdiği yemeklerinin birçoğunu yakıyordu. Şimdi ise fırının alarmı çalınca, Kenny Lisa’ya yemeğinin piştiğini haber veriyor.

Lisa, gün içerisinde yaptığı tüm işler için artık çalar saati kuruyor. Saat çalınca da Kenny Lisa’yı uyarıyor ve saatin çaldığı odaya götürüyor. Kenny, kapı çalınca da aynısını yapıyor. Lisa’ya pati atıyor ve onu kapıya götürüyor.

Kenny, aileye katıldığından beri Lisa’nın hayatı daha rahat ve özgür. Artık, evde tek başına kalmaktan korkmuyor. Kenny, aslında bütün aile fertlerine özgürlüklerini geri kazandırdı. Özellikle de kızlara gençlik dönemlerini yaşamalarına imkan tanıyor, çünkü bütün aile üyeleri gözleri arkada kalmadan artık iş ve hobilerine zaman ayırabiliyor.

Kenny, her gün yerine getirdiği görevlerle sahibini mutlu etmekten son derece memnun. Ama tabi ki, Kenny’nin de dinlenmesi gerekiyor. Bunun için, kızlar her gün onunla bahçede yarım ile bir saat arasında oyun oynuyor. Zira, evin içinde Lisa’dan başka birinin Kenny ile ilgilenmesi yasak. Çünkü herhangi bir okşama, onun dikkatini dağıtabilir veya onu oyuna teşvik edebilir. “Kenny benim kulaklarım” diyen Lisa, bugün onsuz bir hayat hayal edemiyor bile.

Sağır Köpekleri

Kenny gibi, tüm sağır köpekleri ihtiyaç duyulan belli seslerin ardından sahiplerini uyarmak için eğitiliyorlar. Bunlar, örneğin; kapının zil veya yumruk ile çalınması, yangın alarmı, penceredeki vurma sesleri, mikrodalga, fırın ve çalar saat alarmı, bebek ağlaması, aile fertlerinin sahibini adıyla çağırması, telefonun çalması ve bilgisayarın uyarı sesleri gibi seslerdir. Sağır köpekleri, dışarıdaki hayat için de eğitilebilir. Dışarıda; arabaların korna çalması, polis, itfaiye, vs. sirenleri, büroda sadece sahibinin çalışma masasındaki telefonun çalması, cep telefonunun çalması ve belli kişilerin sahibine seslenmesi gibi durumlarda bu köpekler sahiplerini uyarır.

Amerika’daki sağır köpeklerinin birçoğu, barınaktan alınmış köpeklerdir. 3 ile 5 ay arasında süren bir eğitimden sonra, köpekler öğretilen sesleri duyunca sahiplerinin ilgisini çekmeyi hedeflerler. Tabi ki bunu havlayarak değil, sahibiyle fiziksel temasa geçerek yaparlar. Örneğin, kucağına veya bacağına patisini koyarlar. Bu şekilde, sağır veya zor duyan köpek sahibi, bir yerden bir sesin geldiğinden haberdar olur. Yeri bilmediği için, köpeği onu oraya götürür veya kafasını ses kaynağına doğru çevirerek yeri belli eder.
  
Bazı sağır köpekleri, bundan da fazlasını yapar. Örneğin; yanlışlıkla düşürülen eşyaları ağızlarına alıp sahiplerine götürür, bir kişiden diğerine not taşır ve karanlıkta eve dönüşte ilk olarak eve girip, ışığı açarlar. Tanımadıkları bir kişi eve girmeye çalıştığında, sahiplerini uyarma konusunda da eğitilebilirler, bu şekilde sahiplerinin hırsızlıktan korumuş olurlar.

Duyabilen bir kişi için, bunların yararlarını hayal etmek güç olabilir. Bir gün kulaklarınızı tıkayın ve gününüzü normal yaşamaya çalışın. Hayatın bu durumda ne kadar zor olduğunu ve böyle bir köpek ile nasıl bir anda kolaylaştığını göreceksiniz.

Richard’ın Bacakları; Philip

Köpekler, değnek veya tekerlekli sandalye ile yaşayan, fiziksel engelli kişilere de büyük yardımlarda bulunurlar. Budapeşte’de tekerlekli sandalyede yaşayan Richard’ın hayatının, Philip adlı Belçika Çoban köpeğinden nasıl etkilendiğine beraber göz atalım.

Philip, tekerlekli sandalyeye bağlı Macar sahibinin hayatını her yönden kolaylaştırıyor. Eve baktığınızda, tüm kapı kolları ve dolap kulplarına uzun bantlar bağlandığını görürsünüz. Çünkü Philip, bu bantları ağzıyla çekerek kapıları, dolapları ve çekmeceleri açıyor. Onları kapatmak ise hiç sorun değil, bu Philip’in en kolay görevlerinden biri. Açtığı kapıları ve çekmeceleri burnuyla ya da patileriyle iterek kapatıyor.

Richard, bir şeyi çöp kutusuna atmak istediğinde Philip, Richard’ın ona verdiği şeyi ağzına alıyor, çöp kutusuna gidiyor ve patisiyle kapağı açtıktan sonra içine atıyor. Telsiz telefon ya da cep telefonu çalınca, Philip onu Richard’a getiriyor. Richard’ın ayakkabılarını dolaptan çıkartıp, sahibine getiriyor veya Richard’ın ona verdiği ayakkabıları dolaba yerleştiriyor. Buzdolabını açıp, bir şişe içecek çıkartıyor. Çamaşırları ağzına alarak teker teker makineye yerleştirmek ve makineden çıkarmak gibi konularda da yardımcı oluyor. Ama Philip daha fazlasını da yapıyor. Philip, duvara asılan dört nesneyi Richard’a getirerek “ne istediğini” sahibine anlatabiliyor. Bir nesneyi dışarıya çıkmak istediğinde, başka birini susadığı ve suyu kalmadığında, diğerini yorgun olduğunda ve dördüncüsünü ise oyun oynamak istediğinde getiriyor.

Ancak, bazı zamanlarda Philip görevini yerine getiremiyor. Örneğin; bir misafir düşünmeden Richard’ın telefonunu yüksek bir rafa koyduğunda, Philip’in çalan telefona ulaşıp onu sahibine getirmesi imkansız hale geliyor. Bu durumda, eski bir film kutusu devreye giriyor. Philip, kutuyu sahibine getiriyor ve bu şekilde istenilen görevin, istem dışı bir durum nedeniyle yerine getiremediğini anlatıyor. Evde misafir varsa, Philip kutuyu misafire getiriyor, yani ondan yardım istiyor. Yani Philip, tek kelimeyle muhteşem bir köpek.

Hizmet Köpekleri

Philip gibi, hizmet köpeği olan dostlarımızın eğitimi daha uzundur. 6 ay ile 1 yıl arasında süren eğitimin sonunda, 50’ye yakın görevi yerine getirmeyi öğrenen köpekler bile var. Bu harika köpekler, Multiple Skleroz, Parkinson hastalığı veya başka nedenlerden tekerlekli sandalyeye ya da değneklere mahkum olan kişilerin hayatlarını epeyce kolaylaştırıyorlar. Yaygın inanışa karşın bu köpekler, sadece “ağır” engelli kişiler için değil. Hareket imkanları az veya orta derecede sınırlı olan kişilerin, bu köpekler sayesinde tek başlarına bir yaşam sürdürmesi, işe devam etmesi veya çocuklarını büyütmesi mümkün.

Hizmet köpeklerinin öğrenebileceği görev sayısı oldukça yüksektir. Kapı, pencere, dolap, buzdolabı açıp kapamak, telefon, şişe, çöp, kıyafet, vs. eşyaların getirilmesi ve yerine götürülmesi, video kasetlerin değiştirilmesi, yüksek tezgahlarda ödeme yapılması, poşetlerin taşınması ve kirli çamaşır sepetinin istenilen yere itilmesi gibi işler, yapabildiklerinin sadece birkaçı.

Kapıların açma düğmesi, asansör düğmeleri, telefonun acil butonuna basmayı, lambaları ve ışık düğmelerini açıp kapamayı da öğrenebilirler. Hatta sahibiyle birlikte, evi toplamayı bile öğrenebilirler. Tabi ki, sahibinin yataktan çıkıp tekerlekli sandalyeye oturması veya yatağa yatması, giyinmesi ve soyunmasına olduğu kadar, düştüğü veya sandalyeden kaydığında da ona destek olup, kalkmasına ve oturmasına yardımcı oldukları gibi. Anlaşılan, bu köpeklerin yapabileceklerinin listesi epeyce uzun. Köpek dostlarımızın öğrenemeyeceği görev neredeyse yok gibi. 

Kriz Habercisi; Bono

Başka bir hizmet köpeği türü, hastalık krizlerini haber veren köpeklerdir. Epilepsi, yani sara gibi hastalığı olan kişilerin kriz geçireceğini önceden anlayıp, sahibinin önüne oturarak onu çok yüksek sesle havlayarak uyarırlar. Alman Andrea ve köpeği Bono, bunun nasıl işlediğinin mükemmel örneğidir. Andrea, epilepsi hastasıdır. Ne zaman bir sara krizine gireceğini ve krizin ne kadar ağır olacağını asla bilemez. Hayatını Jack Russel terrier Bono ile paylaşmaya başladıktan sonra, Andrea’nın hayatı 180 derece dönmüş. Çünkü Andrea, Bono sayesinde ne zaman bir kriz geçireceğini artık biliyor ve gerekli önemli önlemleri hemen alabiliyor. Bono, sara hastalığı için teşvik edilmiş bir köpektir.

Bono, Andrea sabah kaldıktan akşam yatana kadar onu izliyor. Bir dakika için bile, ondan gözünü ayırmıyor. Çünkü Andrea’nın fark etmesi mümkün olmayan birçok hareketten, bir sara krizinin geleceğini anlayabiliyor. Değişiklikleri fark ettiği anda, Bono havlamaya başlıyor. Andrea ise kriz gelene kadar, en fazla on dakikası olduğunu biliyor. Bono havlar havlamaz Andrea ilacını alıyor ve yatağa uzanıp, güvenli bir yerde krizin gelmesine bekliyor. Bono ise kriz boyunca, sakin bir şekilde Andrea’nın göğsünde yatıyor ve kriz sonrasında kendine gelen sahibinin ‘Bono, her şey yolunda.’ cümlesini söylemesini bekliyor. Ancak o cümleyi duyduğunda Andrea’nın tamamen iyi olduğunu biliyor ve aşağıya iniyor.

Bono ile Andrea’nın, ani krizler sırasında yüksek olan yaralanma tehlikesi sıfıra inmiş durumda. Andrea, daha önce kriz sırasında merdivenden düşmüş ve duşta kaymış. Fakat Bono ile bu riskler ortadan kalkmış. Ayrıca, Andrea artık güvenle dışarıya da çıkabiliyor. Daha önce Andrea alışveriş için dışarıya çıktığında, sokağın ortasında kriz geçirmiş ve bir araba ona çarpmış. O zamandan beri, kazaya neden olmaktan veya yaralanmaktan korkuyordu. Ama Bono ile dışarıda olmak artık güvenli. Çünkü Bono dışarıda havlamaya başlıyorsa, Andrea hemen çimen gibi yatabileceği bir yer arıyor ve orada krizin gelmesine bekliyor.

Bono, Andrea’nın hayatını inanılmaz derecede kolaylaştırdı ve güvenli kıldı. Ama dahası da var. Daha önce, ortalama haftada bir kriz geçiren Andrea yanında Bono olduğundan beri, sadece 1-2 ayda bir kriz geçiriyor. Yani Bono, Andrea’nin hayatını daha stressiz bir hale getirdiği için, bir anlamda ona destekleyici tedavi yapmış oldu.

Nöbet Belirten Köpekler

Krizleri önceden haber veren köpekler nöbetten dakikalar, bazen saatler öncesinde sahibindeki değişikliği fark eden köpeklerdir. Sara hastalığı gibi Diabetes ve panik atak olan kişiler de bu tarz köpeklerden faydalanabiliyor. Köpek, zamanla bu değişikliklerin bir kriz ile sonuçlanacağını anlayıp, belli değişiklikleri fark edince sahibine haber vermeyi öğreniyor. Köpeklerin bunu nasıl yaptıkları konusunda, maalesef henüz bilimsel bir bilgi yok. Bazıları, köpeğin sahibinin vücut dilindeki en ufak değişiklikleri fark ettiğini savunurken, başkaları köpeğin kriz öncesinde, sahibinin ter kokusundaki farklılıkları aldığını düşünüyor. Krizi önceden algılama zamanlamaları bunu yapan köpekler arasında değişiyor. Ve tüm bunlar yüzünden, bir köpeği bu konuda eğitmek zor bir hale geliyor. Çünkü aslında, ortada köpeği eğitebilecek bir konu olmuyor. Bu konuda yetenekli olan köpeklerin seçimi ne kadar zorsa, aynı oranda da önemlidir. Çünkü ancak bu yeteneğe sahip olan bir köpekte, bu yetenek geliştirilebilir.

Üstelik bu köpekler, hem fazlası da öğrenebilir hem de sahibine daha çok güven kazandırabilirler. Örneğin, kriz anında sahibinin yanında beklemeyi öğrenen köpek, kriz sonunda aklı karışmış sahibine güvende olduğunu hissettirir. Ayrıca, kriz geçiren kişilerin yabancılardan korkması ya da utanması durumu da genelde ortadan kalkar. Zira, bir krize şahit olan kişiler kriz sonrasında hasta ile değil, daha çok şaşkınlığa uğratan köpek ile ilgileniyor ve hakkında biraz sohbet etmek istiyorlar. Yani, nöbet belirten köpekler, hastalığı yüzünden utangaç ve çekingen olan sahibinin özgüvenini geri kazanmasına da yardımcı oluyor.

Üstelik, her an yaşanabilen krizler nedeniyle işini kaybeden kişilerin, yeniden normal bir iş hayatı sürdürmelerini, işte böyle köpeklerle mümkün kılınıyor. Çünkü krizi önceden haber veren köpek ile işini yapan kişi, iş yeri için artık bir risk oluşturmuyor.

Köpek Edinmenin Zor Yanları

Sahiplerinin hayatını inanılmaz derece kolaylaştıran bu köpekler, değişik süreli eğitimlerden geçmek zorundadır. Bu köpekler neticede, sahibi için gerekli işleri yapmayı öğrenmelidir ve bu, ne kadar çok işi kapsarsa, eğitim o kadar da uzun sürer. Yurtdışındaki, bu özel eğitime adanmış köpek okullarının çoğunun 1 ile 2 yıllık bir bekleme listeleri var. Çünkü, bu görevlerde eğitilebilen köpekleri bulmak kolay değildir. Herhangi ırktan bir köpek bunu yapabilirken, melez köpekler de bunun için uyundur. Fakat buna rağmen, her köpek bu görevler için uygun değildir. Zira köpek, dışarıdayken yabancı insanlara alışık olmalı, ilgisini sahibinden asla ayırmamalı ve korkan, utangaç, sinirli, aşırı koruyucu veya agresif bir yapıda olmamalıdır. Yani, eğitim görecek yavru köpekler buna göre seçilir. Bundan sonra, yapacakları görevlere göre değişen yaşlarda eğitime başlayabilirler. Yine de yerine getirilecek görevlere göre, eğitim süresi 3 ay ile 1 yıl arasında sürebilir.

Uzun bir süre ve uğraştan sonra, işi için hazır olan köpeklerin fiyatları ise çok değişkendir. Bağışlarla her şeyi finans eden kurumlar, köpeklerini ücretsiz verirken, bu tarz köpeklerin fiyatları birkaç yüz dolardan 18.000$’a kadar çıkabiliyor. Fiyatı ne olursa olsun, bu tarz köpeklerin sahiplerinin hayatlarını çok kolaylaştırmalarının yanı sıra, başka olumlu etkilerinin olduğu da biliniyor. Bu köpekler, fiziksel veya başka bir rahatsızlıkla yaşamak zorunda olan sahiplerinin kendine olan güveni ve moralini arttırıyor, çevreyle iletişimini geliştiriyor ve bakım masraflarını önemli oranla azaltıyorlar. Amerikalı Dr. Karen Allen’in 1995 yılında başladığı, iki yıllık araştırma sonucunda, fiziksel veya sağlık açısından engelli ve bir görev köpeği ile yaşayan kişilerin psikolojik durumu, özgüveni, çevreyle iletişim ve entegrasyonu önemli oranda artmış ve düzelmişken, başka biri tarafından sağlanan bakım ihtiyaçlarının %78 oranında düştüğü kaydedildi.

Zoolistan Dergisi Ekim 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder