Leon ve Luka bir yandan yaş gereği duymak durmak bilmeyen
iki zıplama topuna benziyorlar, diğer yandan da özellikle Leon yazmaya merak
sardı. Önümüzdeki yıl onu henüz okula göndermeyi düşünmüyorsak bile okula
hazırlık sürecine biraz daha bilinçli yaklaşmamızın gerektiğini düşünmeme neden
oldu. Araştırdım, okudum ve önceki hafta yeni ve keyifli bir uygulamaya geçtik…
Biz de muhtemelen her anne baba gibi yapıyorduk ve
çocukların davranışlarına ani tepki veriyorduk. Tabii ki kabataslak
tepkilerimizin nasıl yanlış ve nasıl doğru olduğunu bilip ona göre hareket
etmeye çalışıyorduk. Çalışıyorduk diyorum, çünkü bazen olmuyor işte. Özellikle
Leon’un zıpzıp topuna benzeyen haliyle sinirlerimiz bazen tepeye vuruyor. O
zaman araştırmaya başladım. 4,5 yaşındaki erkek çocuğun hali ne (Çarşamba günü bunu okuyabilirsin) diye. Ancak gözüm hep bir konuya takıldı. Erkek çocukların
okula adapte olması kızlardan daha zormuş. Ülkeye bakılmaksızın. Daha fazla
hareket ihtiyaçları var, daha az süre konsantre oluyorlar, dikkatlerini daha
zor topluyorlar ve gelişimlerine genel olarak bakarsak kızlardan daha gerideler.
Hm, bunların çoğunu biliyorduk zaten. Ancak okulda erkek çocuklarının çoğu
zorluk yaşamalarının yaygın olduğunu bilmiyordum. Eh, okula hazırlık süreci çok
önemli demek!
Görev planıyla alıştırma
Sonra bir uzmanın bu konudaki tavsiyesini okuyunca bu iş
aklıma yattı. Haftalık görev planı müthiş bir fikirdi! Görev planının arkasında
yatan amaç, çocukların her şeyden önce bir haftada hangi hedefleri koymak ve
elde etmek istediklerine karar vermek. Bunun için her Pazar günü kahvaltıdan
sonra oturup planımızı yapıyoruz artık. Leon ve Luka mesela, haftada üç kere
kahvaltı sofrasını kurmak istiyorlar. Sonra evdeki mecburi yardım konularını
belirledik; sofra toplamak ve oyuncaklarını toplamak. Her biri bir görevi en
fazla üç kere seçebilir ve toplamda bir haftada dört görev seçiyor. Sonra
haftada bir kere yapılacak bir görevi seçebiliyorlar; camları silmek, yaprak
toplamak, çamaşır toplamam/asmamda veya yemek yapmamda yardım etmek. Zaten sevdikleri
işler olunca biraz teşvik olarak görüyorum bunları.
Plan sayesinde çocukların ve bizim de, konulan hedeflere ne
oranda ulaştıklarını görebiliyoruz. Leon ve Luka plana bakarak hangi günde neyi
yapması gerektiğini, ne görevlerin kaldığını kontrol edebiliyorlar. Bu şekilde
konuşulanların unutulmamasını da sağlamış olduk ki bu çocukların hafızasını
çalıştırıyor. Ayrıca kim bu sabah sofra kurar kavgası da artık bitti.
Tamamlayana ödül var
Yapılmış görevi plandan kaldırıyorum. Pazar günü kahvaltıdan
sonra plana bakıp yazılan görevlerinin hepsini veya bir tanesi hariç diğerleri
yapıldıysa yeni plan oluşturduğumuz sırada bir ödül alıyorlar. Bu da önemli bir
teşvik. Oyun oynama yerine sofra toplamak ödül varken daha kolay oluyor.
Ödüle alıştırmış olmuyor musun diyeceksin. Bende bunu
düşünmüştüm, ama o yaştaki çocukların, sevmedikleri bir işi mantıklı gelse bile
sonuna kadar bitirmeyi bilmiyorlarmış. Beyindeki ilgili bağlantılar daha geç
yaşta oluşuyormuş. Yani kendilerini kontrol edebilme yetenekleri henüz
gelişmemiş. Okulda sorunlar bu nedenle yaşanıyor zaten. Dikkat dağıtan her şeye
yönelip kendilerini derse odaklamak için kontrol edemiyorlar.
Haftalık görev planı ile hedeflerin yanı sıra “bunları
bitirdiğimde ödül alacağım” diye eminler. Ödül sayesinde, bir işi sevmemelerine
rağmen odaklanmaları, dikkat dağıtan unsurlar varken bir işi bitirmeyi
öğreniyorlar. Ki bu süreçte beyin buna alışıyor ve sonra kolay olmaya başlıyor.
Eh, kolay olan bir şey için ödüle de gerek yok. Yani, belli günlerde yarısı
sevdikleri yarısı mecburi görevler – ki zamanla oran değişecek- ve en sonunda
ödül de kalkacak. Ama o zamana kadar yolumuz daha çok uzun.
Şimdilik planımızda 6 veya 7 güne dağıtarak toplam 6 görev
yazıyor. Yazıyor demem yanlış oluyor, her bir görev için işaretler yaptık ki
çocuklar anlayabilsin. Altıda beşi yaptıklarında, pazar günü ödülü hak
ediyorlar. İlk haftamızda hem Leon hem de Luka tüm görevleri, bazen ilk başta
ırımkırım dediyseler de, severek yaptılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder