Oğullarımızı çift dilli büyütüyoruz. Bu sadece dile kolay.
Eskiden bir çocuğu iki dilli yetiştirmenin kolay olduğunu düşünüyordum. Bu
yolda neredeyse 4 yıl geriye bıraktıktan sonra ne kadar da yanıldığımı anladım.
Leon ve Luka henüz konuşmazken bir kaç anneyle Almanca
konuştuğum için tanışmıştım. Bir mağazada oğullarımla Almanca, eşimle Türkçe
konuşmama tanıklık etmişlerdi ve sohbet etmeye başladık. Hepsi aynı noktada
ikinci dili bırakmıştı. Belli bir yaştan sonra çocukları ikinci dili
reddetmişti, anneleri de duruma boyun eğip Türkçe konuşmaya başlamıştı.
İkincil dili
sürdürmek zor
O zaman bunun nasıl olabileceğini tahmin bile edemiyordum.
Bugün ne demek istedikleri anlıyorum. Sana izah etmeye çalışayım. Yaşadığın
ülkede yabancı dil olan ikinci dili konuşmayı sürdürmek gerçekten zor. Bizim
ailemizde örneğin Almanca ikincil dil konumundadır. Çünkü çevre dili olan
Türkçe aynı zamanda babamız tarafından da konuşuluyor. Eşim Almanca bilmiyor. Bilseydi,
durum yine de farklı olurdu. Evde bir dil, dışarıda diğer dil konuşulurdu ve
iki dilli büyütmek daha kolay olurdu. Ama bizde ikincil dil konumuna düşen
Almancayı sadece ben konuşuyorum. Almanca bilen arkadaşlarımız da yok. Ve bu yetersiz.
Leon anaokuluna başlamadan önce eşit oranla Almanca ve
Türkçe kelimeler kullanıyordu. Konuşuyordu diyemem, çünkü iki dil arasında öyle
bir fark var ki kaç gece internette iki dilin dil gelişimi üzerine makaleler
okuduğumu hatırlamıyorum. Kısaca özetlemek gerekirse, 4 yaşında bir çocuk
Türkçe tüm grameri kullanarak konuşuyorsa Almanca’da bu ancak 6 yaşındayken
görülüyor. Anaokuluna başladığında ise Leon’un Türkçesi sadece birkaç haftada
müthiş gelişti. Ama Almancası patlayan bir balon gibi yok oldu. Dili tabi ki
öğrenmeye devam ediyordu ama konuşmayı bıçak gibi kesti.
İkincil dili
reddediliyor
Neden? Çünkü onun çevresinde herkes Türkçe konuşuyordu, ben
hariç. Ama ben Türkçe de biliyorum ve çocuklar belli bir yaştan sonra Almancaya
gerek duymayıp onu reddedebiliyorlar. Benim korkulu rüyam!
Peki, biz ne yaptık? Bizim yakınlarımızda Almanca olarak eğitim
veren eğitim kurumu yok ki. En yakını 45 dakika uzaklıkta ki onda da sadece
eğitim dili Almanca. Yani, durum pek değişmez diye düşünüyorum. Arkadaşlarla
aralarında Almanca konuşmadıktan sonra sorun ortadan kalkmayacak. Ayrıca, öyle
bir kurumun ücretini şuan için ödeyemezdik zaten. Hele anaokulu için hiç. Tabi
ki yine de kollarımız sıvadık!
-
- İki haftada bir yerine artık haftada birkaç kere anneanneyle konuşuyorlar
- Birlikte seyrettiğimiz televizyon programlarımızın tümü ve okuduğumuz kitaplarımızın çoğu Almanca oldu
- Almanca konuşan çevre oluşturmaya çalıştık, hala çalışıyoruz aslında
- İstikrarlı bir şekilde Almanca konuşuyorum ki bu hiç kolay değil
Eskiden duruma göre Türkçe konuşsam bir sorun olmaz diye
düşünüyordum. Bugün biliyorum ki bu çok büyük ve yaygın yapılan bir hata! Oğlum
bana Türkçe olarak seslense de benim daima Almanca olarak cevap vermem lazım.
İnan, bu hiç kolay değil. Ben otopilota bağlanmışım gibi Türkçe cevap
veriyordum.
Uzaylı ben
Almanca bilmeyen başka bir kişi varken çocuklarımla Almanca
konuşmak gerçekten çok zor olsa da yapmam gerek budur. Zamanla tuhaf bakışlara
da alıştım. Bir akraba, bir oyun arkadaşı, ana okul öğretmeni, hastanedeki
doktor, lokantadaki garson, süpermarketteki kasiyer, bu listeyi sonsuza kadar
sürdürebilirim.
Neyse, o kişiyle ben Türkçe konuşurken, oğluma yönelirken
Almanca konuşmak, bazen aynı cümleyi iki dilde tekrarlamak demek . Düşün,
oğlumun bir arkadaşıyla birlikte oyun oynuyoruz. Daima oğlumla konuştuklarımızı
o arkadaşa bir daha Türkçe olarak da söylemem gerekiyor. Bu yüzden zaten bütün
çocuklar bana uzaylı gibi bakıyorlar. Soru sorduğumda genelde cevap ta
vermezler bana.
Ama buna da alıştım, galiba oğlum Leon da. “Ben iki dil
konuşuyorum, Almanca ve Türkçe.” diye herkese izah ediyor. Gösterdiğimiz
istikrarlılıkla iki ayda durumu düzeltmeye başardık. Artık Leon babasıyla
Türkçe ağırlıklı, benimle Almanca ağırlıklı konuşuyor. Luka neredeyse Leon
kadar konuşabiliyorsa da aslında iki dil konuştuğunu henüz anlamış değil.
Almanca oyun arkadaşı
Bu kadar iyi giderken geri adım atmayalım diye
çocuklarımızla Almanca konuşan birini bulalım dedik. Hiç kolay bir proje
olmadı. Neticede küçücük bir yerde yaşıyoruz ve burada Almanca konuşanlar ancak
birkaç emekli Almandan ibarettir. Benim iki enerji küpüme ayak uyduramazlar!
Bize tercihen genç biri lazım, ana dili Almanca olan, çocuklarımla oyun
onayabilen biri. Bu iş için her gün toplam 2 saat yolu göze almak zorunda.
Peki, böyle birini nasıl bulabiliriz?
Yakındaki üniversiteye ve Almanca eğitim veren kurumlara
başvurdum. Belki öğrenci tahtaları gibi bunu ilan edebilecekleri bir yerleri
vardır. Türkiye’de ve Almanya’da tanıdığım herkese haber verdim. Facebook’ta Türkiye’de yaşayan Almanların
buluştuğu tüm topluluklara üye oldum ve ilan yayınladım. Bir hafta geçti, iki
hafta geçti, üç hafta geçti. Kimse aramadı, kimse mesaj atmadı. Dört hafta
geçtikten sonra bir daha ilan yayınladım. Artık sömestre tatili için değil yaz
tatili için bulursak ta mutlu olacaktım. Ama şans bize güldü. Biz birini
bulduk… Kim? Nereden? Ne yapıyor? Ne kadar geliyor? Çocuklarla nasıl gidiyor?
sorduğunu duyar gibiyim. Hepsini yaşadıkça cevaplayacağım!
Tekrar merhaba, bloğumda yazana kadar kısaca bahsedeyim.
YanıtlaSilBizim evde baba da çok iyi Türkçe biliyor. (sizin gibi) Ama çocuklarla bebekliklerinden beri sadece Almanca konuşuyor, Almanca kitaplar okuyor, Almanca film izliyor. (çocuklar Türkçe karşılık verse bile)
Ben Almanca`yı çok sonra öğrendim. Eşimi burada tanıdım ve sonradan Hamburg`da hızlandırılmış bir kursla öğrendim. Dolayısıyla Almanca konuşurum ama ana dilim gibi değil. Aksanlı haliyle:)
Ben çocuklarla sadece Türkçe konuşuyorum. Eşimle de çoğu zaman Türkçe. Ortam Türkçe olunca, Türkçe baskın bir dil olarak karşımıza çıkıyor. Gittikleri okul, kolej, orada İngilizce öğreniyorlar. Öğretmenlerinin söylediği İngilizce öğrenirken hiç zorlanmadıkları. Zaten iki dilli hayata başladıkları için başka bir dili de öğrenirken diğer çocuklara göre 1-0 önde gidiyorlar.
Almancaları nasıl dersek; Türkçe kadar iyi değil tabii ki. Baskın dil Türkçe.
Ama şu kadarını söyleyeyim büyük oğlumu tek başına Hamburg`a gönderdim. Hiç zorlanmadı, zorda kaldığı zaman ikisi de Almanca konuşabiliyor.
Okulda seçmeli ders olarak Almanca seçti Peer Ole. Biraz da gramer öğreniyor bu sene.
Ümitsizliğe kapılmamak lazım. Konuşamadığı için öğrenemiyor zannedip çok çabuk bırakanlar var. Bunların başında kendi ablam var. İngiltere`de yaşıyor, İngilizle evli. Çocuklar nasıl olsa Türkçe`yi çok iyi öğrenemiyorlar deyip İngilizce konuşmaya başladı.
Benim anladığım iki veya çok dil olayı sabır işi. Çok da kolay değil. Konuşurken çok dikkat çekiyorsunuz, bazı yerlerde turist muamelesi görüp kazıklanıyorsunuz falan filan. Tuhaf bakışları görmezden gelmek lazım:)
Sadece dil olayı değil, bunu yaparken kültürü de öğretiyorsunuz. Biz iki kültüre de aynı mesafeden bakıyoruz. Ne biri daha iyi, ne daha kötü. Dolayısıyla bu çerçevede, hayata ön yargısız bakan çocuklar yetiştiriyoruz.
Bloğumda da gördüğünüz gibi çocuklarla faaliyet yapmayı oldukça seviyorum:) Bir ara tekrar gelin okuyun isterim:)
Sevgiler:)
Çok teşekkürler :) Süpersiniz! Evet, katılıyorum, çok çabuk pes etmemek lazım, maalesef edenler var. Ben örneğin yurt dışında doğup büyümüş Türk bir kız biliyorum. Baba İngilizce anne Türkçe konuşmuş hep. 20 yaşında Türkiye'ye geldiğinde hiç konuşamıyordu ama 3 aydan sonra akıcı konuşmaya başladı.
SilTuhaf bakışlar, turist muamelesi, aynen... gözlerimizi, kulaklarımızı tıkamak lazım gerçekten :)
Bir bayan beni bir konuda uyarmıştı. Çocuklar eğitim dili Almanca olmayan kula gitmiyorlarsa (ki kendi oğlunu örnek verdi) Almanca yazmayı öğrenmiyorlar demişti. Peer ve Kai'in Almanca yazması nasıl peki?
Eğitim dili İngilizce bir okul benim de tercihim olacak eğer Alman okuluna gönderemiyorsak. Bence böylece Türkçe baskın dil oluyor ama gün boyunca başka bir dil de gördükleri için Almanca en azından üvey muamelesi görmüyordur...
Benim bulunduğum şehirde Alman okulu yok ne yazık ki. Bir takım girişimler var ama henüz bir sonuç yok.
SilDolayısıyla öğrenim dili İngilizce olan bir koleje gidiyorlar.
Yoğun bir İngilizce görüyorlar. Haftada 10-12 saat. 4.sınıftan itibaren 2.dil seçme şansları var. Peer Ole Almanca seçtiği için gramer de öğreniyor. Dolayısıyla Almanca yazı ile bu sene tanıştı ve iyi gidiyor.
Düşüncem şu: lise kısmına başlayınca 1 sene değişim programı gibi Almanya`da okusun istiyorum. Ama zaman gösterecek, bakalım kendisi de isteyecek mi...
Kai Felix daha küçük, Almanca yazamaz. Ama kitap okuyor. Harflerin nasıl okunduğunun farkında.
Alman bir öğretmenden piyano dersleri alıyor.
Okul konusu sıkıntılı Türkiye`de. Her ülkenin sıkıntıları var ama buradaki problem sistemsizlik!
Yeni yeni başka oluşumlar var ama bizden uzakta. Bilgi amacıyla bakarsınız belki:
http://www.baskabirokulmumkun.net/
Önümüzdeki eylül açılıyormuş.
Hamileyken iki dilli çocuklarla ilgili kitaplar okumuştum. Tıpkı anlattığınız örnek gibi. Konuşmasalar bile beyinleri bir şekilde depoluyor ve gün geliyor ortaya çıkıyor. Buna çok inanıyorum. Bakıyorum evde konuşmayan çocuk, Hamburg`da ağzından hiç duymadığım kelimeler çıkarıyor, cümleler kuruyor.
Yeter ki sabırlı olalım, bu konuda onlara kızmayalım.
Biz de Alman okuluna epey uzakta oturuyoruz. Değişim programları ben de istiyorum ileride. Ben Almanya'dayken 13 ve 15 yaşımdayken 2'şer haftalığına Fransa'da bir ailenin yanında kalmıştım, değişim programında... Ancak bildiğim kadarıyla Türkiye'de bunlara 16 yaş ve üstü izin veriyor. Çok geç!!!
SilBaşka bir okulu biliyoruz :) Bir arkadaşımız orada aktif...
Evet, sabırlı olmamız lazım :)) İngiliz kolej bence çok güzel seçim. İzmir'deki Alman okulu Alman müfredatı uyguluyor, ama benim için en önemlisi aynı saatlerde ders veriyor, yani okul 13:00 gibi bitiyor. Sırf bu yüzden oraya taşınmayı düşünüyoruz...
Merhaba Regina,
YanıtlaSilGuzel blogunu facebook'daki Dogal Anneyim grubundaki postlarindan kesfettim. Cok seker bir ailesiniz, dogal yasama olan tutkunuz beni cok cesaretlendirdi. 11 aylik bir erkek cocugu annesiyim. Esimle gecen sene doktora yaptigimiz Amerika'dan kesin donus yaptik. Oglum dogdugundan beri aklimda olan iki dilli buyutme meselesini yaklasik 1 aydir hayata gecirdim. Bizde de durum ayni; ben oglumla surekli ingilizce konusuyorum, esim ve tabii baska herkes turkce. Esim de cok iyi ingilizce biliyor fakat o turkce konusmayi tercih edecegini soyledi; ben de zorlamak istemedim. Bir yandan da aklima takiliyordu, nereye kadar gidebilecegim acaba diye. Bizim ufaklik simdiden benim ingilizce soylediklerimi ogrenmeye basladi; istediklerimi ufaktan ufaktan yapiyor. Ama birkac ay icinde ben calismaya baslayacagim ve mecburen ya krese gidecek veya bir yardimci bulmam gerekecek ve korkarim turkce iyice baskin hale gelecek. O acidan bu post cok faydali oldu. Lutfen bu konunun devamini da yazmaya devam edersen cok mutlu olurum.
Sevgiler,
Mine
Merhaba Mine, güzel paylaşımın için çok teşekkürler. İngilizce Almanca'dan birkaç konuda daha kolay bence. Hem dil olarak daha kolay, Türkçe'den de daha kolay olduğu için oğlun şimdi önce İngilizceyi benimseyecek. Bir de İngilizce eğitim veren anaokulları daha çok. Gerçi yaşadığın şehri bilmiyorum. Yakında öyle bir anaokulu varsa ve maddi durum buna izin veriyorsa benim tercihim bu olurdu. Evde ve çevreden Türkçeyi zaten öğrenecek.
SilBen hala her hafta yeni bir şeyler öğreniyorum. Almanca konuşan anne ve çocuklarla buluşuyorum, hepimizin derdi az ya da çok aynı çünkü :) Leon farklı dilleri iyi ayırt edebiliyor artık, İngilizce konuşan bir çocukla oynadığında bile farkı anladı :)
Önemli gelişmeler olunca paylaşmaya tabi ki devam edeceğim. Leon ve Luka'nın dilleriyle ilgili gelişmeleri de arada sırada paylaşacağım :)
Sevgilerle
Merhaba Regina;
YanıtlaSilBiz de de ayni olaylar yasaniyor. Farkli boyutlarda olsa da... Esim Amerikali ve biz Amerikda yasiyoruz buna bagli olarak neredeyse 3 yasina girecek olan kizim Ingilizce konusmayi tercih ediyor ama isin ilginc tarafi her yaz Turkiyede anneannemizin yaninda kalinca hemen Turkceye donuyor. Ingilizcesi yasitlara gore cok cok iyi seviyede, konusmayi seviyor. Eger ziyaret etme imkanin varsa her sene Almayaya gidip 1-2 ay kalabilirsen Almancalari cok gelisir. Gerci su anda birisini bulmussunuz ama bunun disinda aslinda emekli olmus dedigin Almanlarla birararay gelip onlarla Almanca konusman da cocuklarin dillerini gelistirecek, en azindan ben bunu gozlemledim. Burda bir Turk arkadasim var biz biraraya gelip kenid aramizda konustugumuz da dahi kizim ogreniyor ikimizi dinleyerek. aslinda dinledigini bile dusunmuyordum ama o background konusmasindan bile ogrenilenler inanilmaz boyutta.. neyse sana, bana ve bizim gibi 2 dille cocuk yetistirmeye calisan ailelere kolay gelsin
Emel Hively
Regina, bildigin gibi ben Almanya'da dogup buyudum. Annemle babam Almanca konusabildikleri halde benimle ve ablamla sadece ve sadece Turkce konustular. Biz onlara Almanca birsey dedigimizde tamamiyla yoksaydilar, sanki biz orda degilmisiz gibi. Dolayisiyla, ablamla aramizda Almanca konusuyorduk, ama anne-babayla Turkce. Tabii ki Almanca daha baskin dil idi, ve Turkcemiz'de Alman aksani vardi, ama Turkiye'ye tatile gittigimiz vakit, aksan disinda, hic bir problemimiz yoktu. Okuma-Konusma konusunda problem yoktu, yazmak daha zordu, cunku Esslingen'de Turkce okul/ders yoktu. Dolayisiyla Turkiye'ye tasindigimizda (Lise'ye basladim Istanbul'da) Turkce derslerinde biraz zorlandim en basta, ama sonra pek sorun olmadi. Yani, sen Leo ve Luka'yla Almanca konusmaya devam edersen, onlar istemese de, kendi aralarinda Turkce konussalarda, Almanca'yi ogrenecekler, ve gerektiginde kullanabilecekler.
YanıtlaSilBir de Ingilizce konusunda: Turkce'den gelince Ingilizce o kadar koly ogrenilmiyor (yegenimde ve kuzen cocuklarinda gozlemledim), ama Almanca bilince, Ingilizce cok daha kolay ogreniliyor, ne de olsa ayni dil ailesinden, oysa ki Turkce cok farkli bir aileden geliyor. - Sibel