29.08.2013
28.08.2013
Gıd gıd gıdak, yumurtam sıcak!
Geçen yıl ilk tavuklarımızı aldığımızda bu kadar macera dolu
bir olay olacağını düşünmemiştik. Geçen hafta ikinci defa tavuklar aldığımızda
çok daha tecrübeliydik…
26.08.2013
22.08.2013
Çok kızdım çoook!
Çocuklar hissettikleri güçlü duygularla nasıl başa
çıkacaklarını bilemiyorlar. Nasıl bilsinler ki. Birçok yetişkin bu konuda hala
pek başaralı değil. Tanıdığın kaç kişi öfkelendiğinde patlayıp bağırıyor? Öyle
olunca bu kadar güçlü duygulara yeni alışan bir çocuk onların karşısında ne
yapmalı… Kolayca bir öfke küpü haline dönmesi normal olsa gerek. Biz de Leon’la
bu yolda öyle ya da böyle ilerliyoruz…
20.08.2013
Pippi Uzunçorap bilir misin?
Bizim evde bugünlerde Pippi yukarı, Pippi aşağı… Hem Leon
hem de Luka birer Pippi Uzunçorap hayranı! İtiraf edelim, Astrid Lindgren
zamanında müthiş bir karakter yaratmış. Hangi çocuk Pippi gibi yaşamak istemez
ki…
16.08.2013
Köpeklerle plaj keyfi
Sabah erken saatlerde plaja gittiğimizde hep Labradorlardan
birini götürmeye çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi, onlar suyu ve yüzmeyi çok
seviyorlar. Bu hafta sıra Liz ve Lili’de idi!
15.08.2013
Böğürtlen toplayalım!
Bahçemizin bir sınırında bolca böğürtlen var. Temmuz’dan
itibaren çocuklar oradan iki günde bir böğürtlen topluyorlar. Ancak bu kadar böğürtlen
manyağı olan bir çocuğa yeter mi? Tabi ki hayır! Bu yüzden Leon iki yıldır
yaptığı gibi bu yıl da her gün böğürtlen toplamaya çıkmak istiyor.
14.08.2013
Büyükler gibi sürmek
Bizim büyük oğlan Leon geçen hafta gerçek büyükler gibi
takıldı. Önce ATV’ye bindi sonra da tekne sürdü…
12.08.2013
Geçmiş olsun! Sıra yeni bir elektrik süpürgesinde…
Mama tüketimimiz kadar başka bir tüketimimiz daha var;
elektrik süpürgesi! Bizim evde hiçbir elektrik süpürgesi bir yıl dayanmıyor.
Yoğun kullanımdan olsa gerek altı ay olunca dökülmeye başlıyorlar.
7.08.2013
Ortaklaşa...
Almanya’dan gelen iki genç kız misafirimizde benim çoktan,
tamamen unuttuğum bir şeyi gözümün önüne sermiş oldular. Paylaşmak, daha
doğrusu paylaşmamak. Bu Almanya’da maalesef çok fazla sevilmeyen bir şey
çünkü…
Fark etmem biraz sürdü yine de. Her şeyi ortaklaşa alıp
tüketmeye öyle bir alışmışım ki, o eski günleri unutmuşum. Evet, Almanya’da bir
arkadaş sana paketinden bir sigara vermek yerine bir paket almak için parayı
ödünç vermeyi tercih eder. Almanya’da öyle işte… Biz ise dışarıdayken su veya
simit alınca hep birkaç tane alıp paylaşıyorduk. Yürüyüşlerimizin birinde
herkes susayınca eşim her sefer yaptığımız gibi iki üç şişe su aldı. Biz tam
bunları paylaşırken, kızlar kendi şişlerini almak istediler. İşte o anda aklıma
dank etti…
6.08.2013
Yürüyüş, kurbağa ve kaplumbağa
Hafta sonu bir farklılık yapalım ve dışarıda kahvaltı edelim
dedik. Cumartesi günü hem Almanya’dan misafirlerimiz hem de Şile’de bulunan
arkadaşlarımızla birlikte yani beş yetişkin ile beş çocuk hep beraber balık
beslemeye gittiğimiz yerde kahvaltı ettik. Hazır oraya gelmişken yürüyüş
yapmadan da dönemezdik, değil mi? Balık, ördek ve kazların dışında yeni
hayvanları görmeden ayrılmak bizim için nedense zaten mümkün değil…
Yol kenarında bir kaplumbağa bulduklarında heyecan büyüktü.
Sanki daha önce hiç kaplumbağa görmemişler… Yine de o kaplumbağa farklıydı.
Çünkü korkmuyordu. Onu elimize alınca saklanmadı. Tam tersi tıslıyordu, yani
bize
kızıyordu. Çocuklar onu uzunca incelediler!
Bu sefer bir de yeni bir hayvan keşfettik. Birkaç gün önceki
yağmurdan kalan bir avuç dolusu su birikintisinde kurbağalar bulduk! Luka
onlara öyle bir bayıldı ki artık her minik su birikintisinde kurbağa aramaya
başladı. Eline çomak aldı, suyu karıştırdı ve kurbağa bulamayınca üzüldü. Kurbağa
bulup o hop, hop diye gidince sevinip “kurbağa gitme!” diye arkasından
seslendi… Ah, benim canlılardan ayrılmak istemeyen oğlum.
2.08.2013
Dışarıdaki ilk akşam
Leon ve Luka her akşam 19-19:30 gibi yatıyor. Leon’un son
günlerdeki en büyük arzusu bir akşam havanın kararmasını görüp geç saate kadar
ayakta olmaktı. Biz de isteğini bu hafta yerini getirelim dedik…
1.08.2013
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)