27.11.2013
25.11.2013
3 nesil olunca...
Geçen haftayı Almanya’dan gelen anneannemiz ve dedemizle
geçirdik. Çocukları belli bir yaşa geldikten sonra bu benim için zor bir süreç
olmaya başladı. Bir anda kendimi dörde bölmek zorunda hissediyorum ve tüm
çabalarıma rağmen hem kimse memnun değil hem de her şeyin suçlusu ben çıkıyorum…
20.11.2013
Hayatımızdaki devrim; çocuklar
Martı Dergisi için çocuklar hayatımızı nasıl değiştirdiklerini anlattım. Kasım 2013 sayısında çıkan başka yazıları bu linkte online formatında okuyabilirsin. Bilgisayarına indirmeyi tercih ediyorsan, Martı Dergisini pdf olarak bu linkten indirmen mümkün.
Sinema ve tiyatroya gitmek, lokantada romantik bir akşam yemeği yemek veya arkadaşlarla eğlenmek.. Bunlar bir çift, ebeveyn olunca hayatındaki değişikliklerinin sadece bazıları. Yaşam temelden değişiyor çünkü! Nasıl mı? Kimsenin bahsetmediği o devrimi ben anlatayım...
Tüm gün ya da sadece iş dönüşünde, çocuğuyla ilgilenen anne ve baba ilk bir kaç yıl için dünyadan resmen kopuyor. Uykusuz geçen geceler sık olmaktan seyrek olmaya doğru bir eğilim gösterse de, yine de yıllar sürer ya da en azından sana öyle gelir.
Sinema ve tiyatroya gitmek, lokantada romantik bir akşam yemeği yemek veya arkadaşlarla eğlenmek.. Bunlar bir çift, ebeveyn olunca hayatındaki değişikliklerinin sadece bazıları. Yaşam temelden değişiyor çünkü! Nasıl mı? Kimsenin bahsetmediği o devrimi ben anlatayım...
Tüm gün ya da sadece iş dönüşünde, çocuğuyla ilgilenen anne ve baba ilk bir kaç yıl için dünyadan resmen kopuyor. Uykusuz geçen geceler sık olmaktan seyrek olmaya doğru bir eğilim gösterse de, yine de yıllar sürer ya da en azından sana öyle gelir.
14.11.2013
Kesin olan tek şey: hiç bir şeyin planlandığı gibi gitmemesi
Ailemizin küçük evreninde her gün kargaşa ön planda yerini
alıyor. Hiçbir şeyin planladığımız gibi gitmemesine ayak uydurmaya çalışıyoruz
işte. Hele hafta sonu annemlerin Almanya’dan gelecek olmaları durumu
kolaylaştırmıyor. Her zamankinden daha fazla yetişmem gereken işlerin olduğu
fikrine kapılıyorum çünkü.
Aslında her şey Leon doğunca başlamıştı. O zamana dek
günlerimi çok ta güzel planlayabiliyordum ve planları aksatan tek şey
İstanbul’daki trafik olmuştu. Leon’un doğumuyla birlikte daha önce hiç dikkat
etmediğim kişiler bir anda hayatımda önemli bir yer edinmeyi başladılar. Nasıl?
neden? Mükkemel zamanlama desem, bu sana tanıdık geliyor mu?
12.11.2013
7/24 anne olmak eski kafalı ve modası geçmiş mi?
Alternatif Anne için tam gün annelik, anne olmanın dışında nasıl bir duygu olduğunu anlatmaya çalıştım. 28.10.2013'te yayımlanan yazım:
7/24 anne olmak; eski kafalı ve modası geçmiş mi? Yoksa çocuk için en iyisi mi? Bir kadın bugün anne olunca doğumdan bir kaç ay sonra işe dönmesinin normal olduğu düşünülüyor. Bu öyle normal bir durum olmuş ki, çocuğu için işinden ayrılıp evde kalmaya karar veren bir kadına neredeyse eski kafalı olarak bakmaya başlandı. Ben, bilinçli olarak iş hayatına dönmemeye karar veren, nesli tükenmekte olan kadınlardanım...
7/24 anne olmak; eski kafalı ve modası geçmiş mi? Yoksa çocuk için en iyisi mi? Bir kadın bugün anne olunca doğumdan bir kaç ay sonra işe dönmesinin normal olduğu düşünülüyor. Bu öyle normal bir durum olmuş ki, çocuğu için işinden ayrılıp evde kalmaya karar veren bir kadına neredeyse eski kafalı olarak bakmaya başlandı. Ben, bilinçli olarak iş hayatına dönmemeye karar veren, nesli tükenmekte olan kadınlardanım...
11.11.2013
Atlayalım!
8.11.2013
7.11.2013
Çok, çok, daha çok!
Dün
anlattığım hareketlilik erkek çocukların dillerine de vuruyor sanki. Leon
susmuyor. Sanki nefes almadan konuşuyor. Geçen gün dikkat ettim, evden çıktığımız
andan anaokuluna girene kadar olan 10 dakikalık yolumuzda 2 saniye için olsa
bile susmadı. Luka bana bir şey söylemek için çabalıyordu ama nafile. Leon’un
anlatmalarının sonu bir türlü gelmedi. Tıpkı soru sorması gibi. Tam “neden”
dönemini atlattık gibime gelirken tam hızla bir daha içine girdik. Hem de
nasıl!
6.11.2013
5 yaş sendromu mu?
Pazartesi günü dediğim gibi Leon ve Luka’nın hareket etme ihtiyacı bu aralar müthiş. Bugünkü yazıyı yazdığım sabahı mesela Leon kalkar kalmaz başladı. Durmak bilmeksiniz sağa sola koştu, koltuğa geçip ayakta zıpladı, eşyaları bir yere kaldırırken havada uçuştu. Kötü bir niyeti yoktu, dağıtmak da istemiyordu. Tam aksine aslında kaldırmaya çalışıyordu. Ama inanılmaz hareketliliği yüzünden sadece kıyafetlerin yarısı hedeflenen yere vardı, kalanlar yine yerdeydi. Haftanın çoğunun, günlerin bir kısmının böyle geçtiği bu dönemde ben de bunun nedenlerini araştırmaya girdim. Çünkü Leon’un bizi çok zorladığı oluyor. Bazen çaresiz bile bırakıyor. İkinci yaş sendromunu atlattık rahatlıyoruz demiştik, değil mi? Nafile yani. Leon 3-4 yaşındayken gösterdiği o sevimli davranışları neden kayboldu? İşte bulduklarım…
5.11.2013
Dudaklara dikkat!
Her şey ben 13-14 yaşındayken annemin bir tavsiyesiyle
başladı. Dışarıda eksi 15 dereceydi ve sımsıkı giyinip dışarıya çıkmıştım.
Annem arkamdan gelip elime bir dudak nemlendiricisi vermişti. Arada sırada
sürersem dudaklarımı soğuktan koruyacakmışım. Bugün, bunun ne kadar yanlış bir
bilgi olduğunu biliyorum, ama o gün inandım. Söyleyen annem nasıl olsa. Eh, o
yaştaki her kız büyük kızlar gibi olmak ister. Dudaklarıma ruj sürmek
düşünülmezdi. Ancak nemlendirici ile en azından dudaklarıma parlaklık sağlayabiliyordum.
Kullanmaya başladım.
4.11.2013
Okula hazırlık süreci evde başlar...
Leon ve Luka bir yandan yaş gereği duymak durmak bilmeyen
iki zıplama topuna benziyorlar, diğer yandan da özellikle Leon yazmaya merak
sardı. Önümüzdeki yıl onu henüz okula göndermeyi düşünmüyorsak bile okula
hazırlık sürecine biraz daha bilinçli yaklaşmamızın gerektiğini düşünmeme neden
oldu. Araştırdım, okudum ve önceki hafta yeni ve keyifli bir uygulamaya geçtik…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)