26.08.2013

Organik işi zor...

Organik sebze meyve yetiştirmek ne kadar zormuş! Meyve ağaçlarımızda şimdiye kadar hiç ilaç kullanmadık. Ancak 6 yaşların da olmalarına rağmen henüz meyve de alamadık…
Meyve ağaçlarımızın taşıdıkları azıcık meyve her yıl çeşitli hastalıklara kurban gidiyor. İyi ki köyümüzde o kadar yetişmiş ağaçlar var, ilgi bakım görmeden bolca meyve veriyorlar. Üstelik, sahipleri meyveleri artık toplamadıkları için bizim kaynağımız tükenmiyor. Kendi ağaçlarımızla denemelere devam yani! Pek büyümedikleri için onları bu kış başka yere alarak şansımızı deneyeceğiz.

Sebze konusunda daha başarılıyız. Geçen yıl domatesleri bir hastalık yüzünden yiyememiştik. Ama bu yıl hasat bol! Kabaklarımızın sonu da gelmiyor. Her gün 2-3 kilo kabak tüketemediğimiz için rendeleyip derin dondurucuya atıyoruz. Ancak her gün 1-2 kocaman kabak rendelemek de bıktırıyor açıkçası. Misafirlerimiz sağ olsun, rendelemenin en büyük kısmını onlar yaptı!


Sebze olmayınca köylülerden mi alıyoruz? Asla! Daha önce de birinin ne şekilde ilaç kullandığını görmüştük. Geçen gün ise eşim komşularımızdan biriyle sohbet ederken, bizde domateste bu hastalık çıkmış, kabaklarda artık şu hastalık çıkıyor diye laflarken “ah, domateslere bu ilaç, kabalara şu ilaç attım” demiş. Köylüler ilaç kullanmıyor diye düşünüyorduk eskiden. Bugün biliyoruz ki, hasadını kaybetmek sadece emeğin boşa gitmesi değil, ayrıca tüm kış boyunca yiyeceğini ve ilave gelir kaynağını kaybetmek demek. Bu nedenle ilk fırsatta ilaç atıyorlar. Bazıları bunu maalesef bilinçsizce ve bolca yapıyor…  

4 yorum:

  1. Sevgili Regina,

    Sahiden konunun cahili olduğum için soruyorum. Kimyasalları toptan reddetmek yerine (zaten bütün ilaçlar kimyasal mı?), her ürünün ihtiyacına uygun biçimde kullanmak, arkasında durulabilir bir tercih değil mi? Bunu sizin için değil de, genel soruyorum.

    Geçen yıl bir şarap üreticisinden, tatlı şarapların üzümlerinin hastalıklara çok açık olduğunu ve biyolojik üretime geçen komşusunun, ürününün tamamını kaybettiğini dinlemiştim.
    Aslında biraz da cahil olduğum için soruyorum ama hakikaten endüstriyel üretimle tamamen doğal üretim arasında; ideal olanla kârlı olan arasında bir denge bulmak mümkün değl mi? Ne dersin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Aslı'cım,
      organik gıdaların neden bu kadar pahalı olduğunu anladım :) Gerçekten zor. Biz de bu yıl bir şarap üreticisiyle tanıştık ve ilaç kullanmadan üzüm yetiştirilmesinin neredeyse mümkün olmadığını söyledi. Hele iklim tam olarak uygun değilse. İlaveten Türkiye'de bağ ithalatı da çok sıkı tutuluyormuş. Bizim burası üstelik iklim olarak nemli ve dolayısıyla mantar türlerine çok uygun... Benim tercih ettiğim şarap örneğin organik üzüm kullanan bir marka ama açıkçası şimdiye kadar sadece tek bir marka bulabildim.

      Kendi ürettiklerimizde ilaç kullanmak istemiyoruz çünkü etkileşimi bilmediğimiz gibi dediğin gibi her ürünün ihtiyacı kadar vermeyi düşünürsek bile geniş tarım yapmadığımız için hepsi yan yana ve ister istemez birbirine karışacak... Ama genel olarak senin dediğin gibi biz dışarıdan aldıklarımızı 3-4 organik aldıklarımızın dışında "iyi tarım" projesinden gelen ürünleri alıyoruz (halde bunları bulmakta bile bazen zorlanıyoruz) çünkü onlar en azından belli bir miktarı aşmayacak ilaç kullandıklarını garanti ediyorlar. Bence de aralarında bir denge bulmak en güzeli.
      Şuanda Almanya'dan gelen arkadaşım orada organik meyve ve sebzelerin artık ancak pürüssüz olduklarını alıcı bulduğunu söyledi. Ama böylesini organik üretmek mümkün değil. O yüzden örneğin organik patates üretiminin yarısı, yani yuvarlak olmayan, köşeli olan, fazla göz bulunan, vs. patatesler satışa sunulmadan çöpe atılıyormuş...

      Sil
    2. Asli, evet hazir alip da kullanabildiginiz butun ilaclar kimyasal, organikte kullanilabilir olanlar dahil(kimya muh olarak soyluyorum :) ) Bu isin azi cogu yok. Arkasinda durulamaz. Cunku, ilaci kullandigin zaman, yararli olan da gidiyor. Bahcende, topragin olusmasina yardimci olan canlilar da var, onlari da olduruyorsun mesela. Bir turu yok edip, digerinin populasyonunu arttiriyorsun. Doganin dengesini bozuyorsun. Bir zamanlar bu denge ile oynanmamis olsaydi, ormanin derinliklerinde hic ellenmemis agac nasil meyve veriyor ve hastalanmiyorsa bahcendeki agaclar da oyle olacakti. Ama denge bozuldugu icin, hersey allak bullak oluyor ve o dengeyi yerine oturtmak da surec istiyor. O surecte o uretici 1 senelik uretimini kaybetmis olabilir, bir sonraki sene daha az, sonrakinda artan hizla kavusacaktir uzumlerine. Ama koylunun bunu riske atacak parasi yok cebinde. O yuzden kurtulusu ilacta ariyor. Verim cok istiyor vs vs... Ancak bu haliyle daha cok parca basi uretimi arttirip, kar ettigini sanan ama hatali uretim yuzunden batan fabrika patronu gibi koylunun durumu, farkinda degil. Ayni sekilde kullandigi tohumda ziraate dayanmis durumda. Patentli tohumlarla esas o topraklarin gucunu ala ala evrilmis, buyumus, guclenmis tohumlar arasinda daglar kadar fark var. O topragin tohumu yerine laboratuvarlardan gelenleri attigi zaman hastaliklara, boceklere acik oluyor. Ust verimli topragin olusmasi en az 600 yil. Bizler capa yaparak, surerek o topragi erozyonla yok ediyoruz. Sonra serumla besler gibi gubrelerle, ilaclarla vs vs besliyoruz. Oysa cok basit ve ozel bir yaba ile sadece havalandirmak mumkun. Yani ozetle olayin cok boyutu var. Catre de kesinlikle ilacta degil.

      Sil
    3. Regina, gecis donemi zor. Sarap, sirke gibi urunlerde ne yazik ki, organik olarak yetistirilse bile, icine bakteri uremesini durduran kimyasal katiliyor. Sirke siselerini alin bakin, organik olani haric hepsinde yazar. Biz gecen sene sirf bu yuzden evde sirke yapimini anlatmis idik. Cok basit sirke yapmak. Sadece bekleme suresi uzun. Ayni zamanda sarap yapmak da mumkun :) Ozetle, uzgunum, o organik diye aldigin sarap da incelenmeli ve bakilmali. Icinde kimyasal var, ustelik de masum degil.

      Urunlerinizi ekerken, birbiriyle etkilesip yardim edenleri yani kardes bitkiler prensibini denemenizi oneririm. Kadife cicegi mesela, domates, feslegen super uclu :) Ayni zamanda salatani yaparken de domatesle feslegeni birlikte toplamis oluyorsun ;-) Azot baglayan bitkilerle destek yapmanizi oneririm. Ozellikle de azot baglayici agaclari. Baklagillerden olan agaclar, igde ve digerleri... Meyve agaclarinin arasinda bol bol da azot baglayicilar olursa super guc olur ;-) Arastirma konusu - baslik - Gida Ormani ;-) Su onemli, bitkilerin de besin, mineral almasi onemli. O yuzden kompost onemli. Fukuoka dede kompost bile kullanmadan basarmis bu isi ama bizim ona varmamiza epeeeey yol var. Iyi tarim ne yazik ki iyi tarim degil. Neticede monokultur ve gene neticede ilac kullaniliyor. Oraninin ne kadar denetlendigi konusu karisik... Kullanilan fosil yakitin haddi hesabi yok vs vs... Ben guvenemiyorum acikcasi. O puruzsuz meselesi yuzunden degil organik, organik olmayanlar da tarlada kaliyormus, toplamiyorlarmis bile :( Taste the waste filmini mutlaka ama mutlaka seyretmenizi oneririm.

      Daha ona ulasmaya cok yolumuz var ama Masanobu Fukuoka - Ekin Sapi Devrimi her daim onerebilecegim bir kitap.

      Sevgiyle...

      Sil