Henüz üç ay oldu ama Leon ve Luka’nın yani ikisinin anaokuluna gitmesinin bizi
ne kadar şımarttığını yeni fark ettim. Bu hafta arabamız serviste. Haftanın
çoğu için kar yağışı beklendiği için arabamız olsaydı da bir yere gidemeyiz.
Tüm bunlar Pazar günü şekillenirken içimizdeki dehşet büyüyordu. Köyümüzde bakkal
dahi olmadığı için alışveriş yapmak imkansız olduğu gibi anaokuluna, öğleden sonra
aktivitelerine gitmek de mümkün değil. Bir hafta boyunca çocuklarla evde ne
yapacağız?
Böyle düşünmemiz beni dehşete düşürdü çünkü daha geçen kış
Luka evdeydi. Bundan da bir yıl önceki kış ikisiyle oyun oynardık tüm gün.
Nasıl da hepsini unuttuk… Bir plan yaptık. Anaokulundan alışık oldukları düzene
devam edelim dedik. Kendimi feda ederek beni 6:30’tan itibaren uyandırabileceklerini
söyledim. Rutin işlerin ardından şöyle devam ederiz dedik; kahvaltı ardından
faaliyet programı, sonra yemek, yemekten sonra 20 dakika müzik/tabletPC ve bolca
hareketli aktiviteler. Yani sabahları benim, öğleden sonraları babamızın. Nasıl
gittiğini gün gün anlatacağım…
Gün 1
Kahvaltı evimizde genelde çok uzun sürüyor ve nasıl
hızlandırırız diye kafa yorarız. Bugün herşey ters! Kahvaltıyı uzatmanın
yollarını aradım ve bu sabah “kahvaltı faaliyetleri”nin yapılacağını ilan
ettim. Kahvaltımız bu şekilde tam 1,5 saat sürdü! Leon mandalinadan kabak ve
zeytinden penguen yaptı, zeytin ve kürdanla bisiklet denemeleri de yaptı. Bir
de mandalina arabası. Luka ise abisinin çabalarını izleyerek yavaş kahvaltının
keyfini çıkarttı.
Anaokulundaki programı izleyeceğimizi söylemiştim çocuklara.
1-5 arası rakamları öğreniyoruz kitabımızda bir takım çalışmalar yaptık. O
zaman ilginç bir şey oldu. Leon’dan huysuz olmasını beklerken meleğin ta kendisiydi.
Anaokulunda öyle olsa gerek. Luka ise itirazcı başıydı. Her şeye hayır, her şeye
istemem. Luka’nın yorumu yıkıcıydı. “Öğretmenim daha iyi, ona yardım ederim,
sana etmem.” Peki oğluşum…
Leon’un çok hoşuna gitti anaokulu oynamamız. Tüm sabah bana
öğretmenim olarak hitap etti. Keşke her gün öyle uyumlu olsa ve söz dinlese! Yol
bulmacaları ve iki resimdeki farkları bul bulmacaları yaptık. Sonra Leon ve
Luka oyun hamurlarıyla oynarken hızlıca yemek yaptım. Yemek hazır olana kadar
iki kutu oyunu oynadık. Öğle yemeği –ki anaokulunda yedikleri için uzun
zamandır yapmamıştım- ardından babalarıyla orman yürüyüşüne çıktılar. Bana da
1,5 saat aşağı yukarı sessiz bir ev kaldı.
Yorgun savaşçılarım eve döndüklerinde direkt oyuncaklarına
daldılar. Luka tabletPC bile oynamak istemedi, ama abisi 20 dakikasını oynarken
klavye çalışmak istedi. Vakit uçtu gitti. Akşam yemeğinden sonra babalarıyla
oynadıkları “savaş kılıcı”na sıra geldi. Bana bunun ne olduğunu sorma, bilmiyorum.
Yukarıya çıktıklarında oyun odasından öyle sesler geliyor ki ilk başta tüm
köpekler havlamaya başlıyor. Bangır bangır bağırıyorlar, toplar yere duvara
vuruluyor. Bazen kapı kırılacak zannediyorum. Duyduklarım da “beni aşağıya at
babaaaaaa”, “kafamı çarpayıııııım”, “beni fırlaaaaat” tarzında olduğu için bu
oyunu tam olarak bilmesem de olur… Acayip eğlendikleri kesin!
Sanırım bütün yorgunluğunuz gitmiştir.Ailenin bir arada olması ilişkilerin sıcaklığı açısından çok önemli
YanıtlaSilBiz doğumdan beri tüm aile 7/24 birlikte geçirdiğimiz için, anaokulu olan günlerde bile sadece 10:00-13:00 arası ayrı olduğumuz için, eşimle benim çocuklardan ayrı bir vakit olması, Luka'nın da Leon'dan ayrı bir zamanı olması hepimiz için ayrıcalık sayılıyor :))))
SilÇocukların babalarıyla oynadıkları oyunu merak Ettim, Özgür'den bunu buraya yazmasını isteyeyim. ;)
YanıtlaSililettim :)
Sil