Alman basında bu başlığı okuduğumda resmen ürperdim;
ebeveynler çocuklarından artık daha hızlı koşabiliyormuş. Doğru söylemek
gerekirse hiç şaşırmadım çünkü çocuklarımız her yerde oturmaya mahkum ediliyor. Meğersem
onların hareket etme ihtiyaçları var! Hele Leon’a baktığımda yarım gün bol
hareketle bile geçse onun enerjisinin tükenmez olduğunu görüyorum.
Çocukların ihtiyaçlarına Türkiye’de başka yerde görmediğim
kadar saygı duyulsa da gidermeleri için imkan yaratmak konusunda maalesef çok yetersiz
kalınıyor. Anaokullarında oyun saatleri, hareket/spor saatleri olmalıydı ama
neredeyse yok. Açık alanları da genelde bulunmuyor. Bulunuyorsa da kullanmak
için hava şartları nasıl oluyorsa bir türlü uygun olmuyor. Okul döneminde ise
akşam 17:00-18:00 kadar okulda olup evde ödevini yapan çocuk hafta içi, oyun
oynamasına bir yana bıraksak, ne zaman spor yapmak için vakit bulsun ki! Spor
olanaklarından çok yine de oturarak yapılan aktivitelere odaklanılıyor. Yeni
bilgisayar oyunları, yeni oyunlar, yeni televizyon programlar, yeni müzik
şarkıları… Okula yürüyerek, bisikletle veya en azından durağa kadar yürüyerek
gidilmiyor artık. Bunun yerine çocuklar kapının önünde alınıp bırakılıyor. Sonuç
olarak; 1975 yılında bir çocuk günde ortalama 4-5 saat hareket ederken, bu
bugün 1 saati zor buluyor.
Tükenmez enerji
Tükenmez enerji
Biz zamanında seçimimizi bilerek yapmıştık. Bazı şeylerden
fedarkarlık ediyor olabiliriz, ama Leon ve Luka için yeteri kadar hareket alanı
sağlamak konusunda zorluk çekmiyoruz. Ama dev bir bahçe, yakınlarımızda birkaç
oyun parkı, doğada uzun yürüyüşler ve bisiklete binmek yine de Leon ve Luka için
yetersiz kalıyor! Bir apartman dairesinde oturan çocuk ne yapsın peki? Evinde
edebildiği hareketler ona yetmezken anaokulundan başlayarak tüm okul hayatı
boyunca oturup sakin kalmak zorunda sanki. Büyük şehirlerdeki oyun parkı sayısı
da yetersiz. Çocuklar koşsun diye AVM’lere akın ediliyor.
Çocukların hareket etmeleri gerektiği aslında herkes tarafından bilinmesine rağmen durum neden bu kadar vahim? Bir çocuğun hareket edip etmemesi tabi ki birçok faktöre bağlıdır. Dış faktörlerinin yanı sıra ebeveynler veya sosyal çevre başta gelir. İstatistiklere göre spor yapan bir annenin çocuğunun sportif olması olasılığı iki katı daha fazladır. Spor yapan bir babanın çocuğunda bu olasılık üç katına çıkıyor bile. Hem anne hem de baba spor yapıyorsa, çocuklarının da spor yapmasının şansı yapmayan ebeveylerinin çocuğuna göre 6 katı daha yüksek. Yani, çocuklarımızın spor yapmasını istiyorsak, iş bize düşüyor!
Haftada 4 saat spor şart!
Çocukların hareket etmeleri gerektiği aslında herkes tarafından bilinmesine rağmen durum neden bu kadar vahim? Bir çocuğun hareket edip etmemesi tabi ki birçok faktöre bağlıdır. Dış faktörlerinin yanı sıra ebeveynler veya sosyal çevre başta gelir. İstatistiklere göre spor yapan bir annenin çocuğunun sportif olması olasılığı iki katı daha fazladır. Spor yapan bir babanın çocuğunda bu olasılık üç katına çıkıyor bile. Hem anne hem de baba spor yapıyorsa, çocuklarının da spor yapmasının şansı yapmayan ebeveylerinin çocuğuna göre 6 katı daha yüksek. Yani, çocuklarımızın spor yapmasını istiyorsak, iş bize düşüyor!
Haftada 4 saat spor şart!
Uzmanlarına göre ayrıca okullarda haftada dört saat spor
yapılmasının ancak yeterli olduğunu söylüyor. Ancak benim burada tanıklık
ettiğim tarz spor dersi değil tabi ki. Leon ve Luka’yı anaokuluna bıraktığımda
lisenin avklusundan geçiyoruz ve hemen hemen her gün bir spor dersine denk
geliyorum. Orada gördüğüm şey hep aynı; eşofman giydirip bir köşede oturup
arada bir top sektirmek tarzı vakit öldürüyor öğrenciler. Uzmanlar ise okulda
spor deyince, ciddi anlamda bir basketbol, handbol, voleybol, atletizm ve
jimnastik gibi bir spor dalını az ya da çok öğrenip maç yapmaktan
bahsediyorlar.
Bize haftada kaç saat yeterli olur bilemiyorum. Çünkü Leon
ve Luka şuanda bu kadar hareket edebilmelerine rağmen haftada bir saat yüzmeye
gidiyorlar. Bu da yetmezken onların ciddi anlamda koşmaları gerektiğini
düşündük. Çünkü ne zaman müsait bir alana girersek tur atmaya başlıyorlar.
Eskiden Leon yapardı bunu ama birkaç haftadır Luka da abisine katıldığına göre
durumda bir anormallik yok herhalde. Yani, imkan yaratmak lazım! Araştırdık
ettik, yakınlarımızda okul öncesi dönem için herhangi bir spor dalı için ders
yok. Eh, kendimiz yaratalım bu halde dedik ve araştırmaya devam ettik. Luka ve
Leon şimdi haftada bir kere bir spor salonu işleten, branşı futbol olan genç
bir spor öğretmeniyle futbol çalışıyorlar. Yani top sektirmeyi öğreniyorlar,
şut çekiyorlar ve bolca koşuyorlar. Öyle bir keyif alıyorlar ki anlatamam.
Luka’nın ağzından futbol kelimesi düşmemeye başladı! Bunun için zaman harcamaya
da üşenmiyoruz. Çünkü yeterli hareket etmemenin zararları olduğunu biliyorum.
Öğrenme kabiliyetine olan etki
Öğrenme kabiliyetine olan etki
Almanya Aalen Üniversitesi ve Kültür Bakanlığının iş
birliğiyle 3000 öğrenci ile yapılan bir araştırma, yetersiz hareket etmenin
denge sorununa neden olduğunu gösterdi. Denge sorunu da öğrenme kabiliyetini
olumsuz etkiliyor. Durum vahim; araştırmaya katılan lise erkek öğrencilerinin
%60’ında ve kız öğrencilerinin %70’inde denge sorunu olduğu ortaya çıktı.
Denge sorununun nedenlerini ise araştırmacılar farklı
nedenlere bağlıyor. Bu çağın çocukları daha az sokakta oynadığını ve
dolayısıyla daha az hareket ettiklerinin altını çiziyorlar. Uzmanlara göre bu
bebeklik yaşında bile başlıyor. Bebeği, hereket edebildiği yere bırakmaktansa
hareket edemediği ana kucağında tutmayı tercih ediliyor. Bu ebeveynler için oldukça
pratik bir çömzüm olabiliyorken bebeğin gelişimini ise engelliyor.
Uzmanların tavsiyeleri bu nedenle, çocuklarının doğal
hareket ihtiyaçlarına göre fırsat ve imkam yaratıp izin vermeleri yönünde. Çocuklar
başından beri farklı spor dallarıyla tanışmalı diyorlar. Okul öncesi döneminde
uzmanlar top oyunları, dans, jimnastik ve yüzmeyi tavsiye ediyor. İlerideki
yaşlarda ise tenis veya başka spor dalları da mümkün.
------------------------------
Hayatımda en çok zevk aldığım şeylerin arasında bu blogum ve Alternatif Anne, Martı Dergisi ve Hassas Anne’deki yazılarım geliyor. Bunun dışında beğendiğim veya paylaşmaya değer gördüğüm herşeyi başta Facebook ve Twitter hesaplarımdan takip edebilirsin.
Hayatımda en çok zevk aldığım şeylerin arasında bu blogum ve Alternatif Anne, Martı Dergisi ve Hassas Anne’deki yazılarım geliyor. Bunun dışında beğendiğim veya paylaşmaya değer gördüğüm herşeyi başta Facebook ve Twitter hesaplarımdan takip edebilirsin.
Google+ sayfamız: Xlargeaile
Facebook: Xlargeaile veya ben
Twitter: @xlargeaile
Instagram: @xlargeaile
Pinterest: xlargeaile
Facebook: Xlargeaile veya ben
Twitter: @xlargeaile
Instagram: @xlargeaile
Pinterest: xlargeaile
merhaba, aşağıda bahsettiğiniz araştırmanın ingilizce metni var mı acaba venasıl ulaşabilirim? teşkkür ederim.
YanıtlaSilAlmanya Aalen Üniversitesi ve Kültür Bakanlığının iş birliğiyle 3000 öğrenci ile yapılan bir araştırma, yetersiz hareket etmenin denge sorununa neden olduğunu gösterdi.
merhaba, bu araştırmanın inglizce metnini var mı? Varsa nasıl ulaşabilirim? teşekkürler..
YanıtlaSilİngilizce kaynak olup olmadığını bilmiyorum, çok uzun süreli bir proje "Projekt Schnecke". Bildiğim linkleri veriyorum:
YanıtlaSilhttp://schnecke.inglub.de/schnecke.html
http://www.schuleundgesundheit.hessen.de/fileadmin/content/Medien/Ordner_S_G/Broschuere_Schnecke_2010_korr.pdf
http://www.schuleundgesundheit.hessen.de/fileadmin/content/Themen/Bewegung_ab_2012/FaltblattSchneckeStand3.8.2012.pdf