7.10.2013

Dışarıda ve evde gene fırtınalar esti...

Leon'la kavga sezonumuzun fırtınaları hala esmeye devam ediyor. Tıpkı bu pazar günü gibi. Yağmur çamur bilmeden pazar günleri yaptığımız yürüyüşe dün çıktık. "Kötü hava yok, sadece kötü kıyafet var" diyoruz ya, eşim onu unutmuştu...

Sen niye kapşonlu yağmurluğunu giymedin diye sorduğumda verdiği cevaba çok güldüm. Hem yağmurluğun olduğunu unutmuş hem de dedi ki "ben accuweather'e güvendim. Yağmur bitti diye gösteriyordu."  Al sana teknoloji çağın kötülüğü... Dışarıya bakıp hava durumunu değerlendirmektense telefondaki hava raporuna güvenir olduk! Hal böyle olunca ıslanırken  çok eğlendik! Leon da şarkı söylüyordu "yağmur yağıyor, seller akıyor..." Çocuğun önsezi varmış demek. İlk başta azcık yağan yağmur öyle bir şiddet kazanmıştı ki biz bile evimizin yolunu tuttuk.

Eve gelince evde fırtına koptu. Nasıl bir döneme girdiyse yine, çok sevdiği bir iş yapmış olmamıza rağmen Leon bir anda ters esmeye başladı.
Montunu çıkartmıştım. "Önce çizmelerini çıkart lütfen" dememe rağmen duymazlıktan geldi ve pantolonun klepsleriyle uğraşıyordu. Neyse deyip, geçtim. O anda uyanmam gerekiyordu. Tüm köpekler yağmura çıkmasın diye kapıdan içeriye girerken hızlı olmasını neden söyledim ki! Tabi ki kapı aralığında durdu ve ben hafifçe dürtmek zorunda kaldım. Tepkisi de kıyamet! Artık bende de düğmeye basmış oldu...


Arkasından devam edenler kısaca şöyle.  Pantolonu klepslerden değil, bantları klepslerden sökerek çıkarttı. Ayağında kir olduğunu iddia ederek bunu tabi ki ıslak mendille değil kullanarak silmedi. Bu çok kolay olurdu. Tabi ki sadece bana kolay olurdu. Yok, banyodaki lavabo dolabına çıkıp oradaki musluğun altında ayağını yıkadı! Hem de gözümün önünde. Bunu neden yaptığını henüz onunla konuşurken, çıkan ufacık çamur parçasıyla hangi saniyede aynada çamurdan resim çizdiğini göremedim bile. Buna kızmama öyle bir tepki verdi ki, artık benim sabrımın sonuna gelmiştik. Öfkesi bitene kadar odasında bağırıp çağırması veya bir yerleri vurmasını söyledim ve odasına gönderdim. Öfkesi bitiğinde benim onun yanına gelip konuşacağımızı da söyledim. Ne sesler geldi yukarıdan! Kapının kırılmadığına sevindim. Sakinleştiğinde onunla bunları konuştuk. Ama inan, direkt bunun ardından onun yardımcı aşçısı olmak için kendimi zorlamak zorunda kaldım. Ancak pazar günü evimizin aşçısı Leon'du ve ben bunu yapmasına, ona yardım etmeye söz vermiştim! Bu arada, sofrada haşlanmış havuç ile patates ve kızartılmış patlıcan vardı... 


------------------------------
Bizi burada da varız!
Google+ sayfamız: Xlargeaile
Facebook: Xlargeaile veya ben
Twitter: @xlargeaile
Instagram: @xlargeaile
Pinterest: xlargeaile


Copyright 2013 - Ticari olmadığı ve bizi kaynak olarak gösterdiğin sürece yazılarımızı ilgili resimlerle birlikte paylaşabilir veya bloguna koyabilirsin. Sadece resimlerimizi kullanmak istiyorsan, ticari olmayan kullanımı için de bizden yazılı iznimizi almak zorundasın.

2 yorum:

  1. sizi okudukça çocuklar büyüdükçe hayat zorlaşıyor fikrine inanıyorum, bir o kadar da keyiflidir illa ki,kolaylıklar ve sabır diliyorum size :)

    YanıtlaSil
  2. öyle oluyor sanırım... size de kolaylık gelsin :)

    YanıtlaSil