30.10.2013

Bilgisayar oyunları mı?!

Çocuklarımızın oldukça geç tanışması istediğimiz diğer her şey gibi bilgisayar oyunlarını da başka birinde gördüler. Öyle bir iş zaten bir yerden bir kere start aldıysa bir daha kurtulamıyor. Anne baba olarak bize düşen, bu işin içinden çıkmaktır. Çünkü evde oynamasını izin versen dert, vermezsen de.

Özellikle erkek çocuklar bu konuda inanılmaz meraklılar. Bir de o kadar da inatçılar. Hele oyun tren veya arabalarla ilgisiyse iş bitmiştir. Bıraksan, saatler oynarlar herhalde. Asla bıkmazlar. Tabi ki bu söz konusu bile olamaz. Ancak ne yapalım? 

Bizimkiler bu tarz oyunlarla tablette tanıştılar. Ben henüz ne tablet ne de akıllı cep telefonu kullanmazken, hayatımda hiç dokunmatik ekrana dokunmamışken Leon başka yerlerde görüp denediği dokunmatik ekranlarla işi bitirmişti bile. Dört yaşındaki oğlunun senin bilmediğin şeyi yapabiliyor olması oldukça tuhaf hissettiriyor.  "Madem oynayacaklarsa, en azından boş oyunlar olmasın" demiştim bu olay aylar önce başımıza geldiğinde. O aralarda kendimize tablet almıştık. Yaşa uygun oyunları araştırmıştım. Ses veya renklere göre oyunlar, yani "eğitici" olanlar bana göre güzel de, çocuklar bunları bir iki kere oynayıp "yapabilirim işte" dedikten sonra sıkılıyorlar. Diğer oyunlar için krize giriyoruz. Peki, en azından şansımı denemiştim, değil mi?

Bilgisayardaki oyunlara yönelelim diye düşündüm. Evet, kesinlikle çok güzel oyunlar var.  Online Bob the Builder, Susam Sokağı veya Chuggington'da sunulan oyunlar gerçekten çok güzel ve bazıları oldukça da eğitici. Bir de Almanca kikaninchen.de sitesinde de güzel oyunlar var.  Leon bilgisayara da hemen alışmıtı, ama Luka onun için henüz küçüktü. Dokunmatik ekranda yaptığı her şey şimdi fareyle yapmasına bir türlü alışamamıştı. O yüzden bundan vazgeçtik. 

Tüm gün "tablet oynayabilir miyim?", "ne zaman bir daha oynayabilirim?" tarz sorulardan gına gelmişti. Hele Leon! Günü bu tip sorularla geçirdiği zamanda rahatça bilgisayar oyunu da oynayabilirdi. Abartmıyorum. Yazın plaj ve bahçdeki işler, oyun arkadaşları falan deyince tableti unuttu. Ancak yaz bitiminde anında hatırladı. Artık her gün bir oyun hakkını tanıdık Leon ve Luka'ya.

Tablet için google play store'da sayısız ücretsiz oyun var. Ama dediğim gibi çok boş geçen oyunlar olmasın istedim. Bir de yaşa uygun olsun istedim. Bazılarını beğenmediler, başkalarını ben sevmedim, yine başkaları güzel ama deneme sürümü çıktı. Böylece bir takım oyun denedikten sonra, başkalarından bildikleri Angry Birds, Bubbles ve bir yarış oyunları var. Bir de Lego'nun okul öncesi yaş grubuna uygun birkaç güzel oyunları var. Onlar gerçekten çok güzel. İlerlemek için düşünüp çözüm bulmaları gereken oyun olduğu gibi  boyutlu yapbozu andıran tarz oyun da var. Lego Duplo tam Luka'nın yaş grubuna uygun ve ilk birkaç kere bayağı bir deneyip araştırması gerekiyordu. Bazen biz bile yardım ederken neredeyse kalıyorduk. Ama sonuna kadar çözdük. Luka onu çok seviyor ve şimdi baştan sonuna kadar oyndığında bunu 20 dakikada bitiriyor. 

Bu da bizi başka bir soruna getiriyor. Ne kadar süre oynayabilirler? Bu konuda uzmanlar farklı fikirlere sahip. Hem fikir oldukları tek konu oyunlardaki dünya gerçek dünyanın yerine geçmemeli.  Yani çok fazla oynanmamalı.

Pedagog Reinhard Winter'in tavsiye ettiği formülü ben çok beğendim. Hem yaşa göre zamanın hesaplaması kolay hem de vakit olarak da yeterli. Leon ve Luka mesela, kendilerine ait olan sürelerde çok iyi adapte oldular. Ne "ama henüz oynayamadım" diye bağırıyorlar ne de fazla kaptırıp bırakmayı sorun haline de getirmiyorlar. Yoksa ikisini yaşamadık ta değil. Hem de kaç kere!

Formül şöyle; Çocuğun yaşı ona bölündüğünde günde ekran başında -ki buna televizyon da dahil- geçirebilecek zaman saat bazında çıkıyor. Sonucu 60 ile çarparsan dakikaları hesaplamış olursun. Örneğin Leon dört yaşında ve günde 24, üç yaşındaki Luka 18 dakika oynayıp televizyon izleyebilir. Hafta arası televizyon seyretmedikleri için hafta sonu biraz daha fazla izin veriyoruz. Hafta sonu cumartesi günü şuanda orman kitabından iki bölüm, yani yirmi dakika televizyon izliyorlar. Pazar günü de aile film günümüz, o zaman bir çocuk filmi veya sevdikleri diziden birkaç bölüm birlikte izliyoruz.

Tablette oyun oynadıklarında, süreyi iyi kullanmaları için arada bir ne kadar zaman kaldığını hatırlatmamız gerekiyor ama. Çünkü başka bir oyun da oynamak istiyorsa ona geçmesini unutmasın diye. Benim ayrıca önem verdiğim bir kural var; oyun arkadaşı varsa bilgisayar, tablet ve televizyon yok. Bu tip uğraşları tek başınayken yapabilirler. Bir yere misafir olarak gitmişken de televizyonu açık gördüğümde onu hep kapatıyorum. Ardından tekrar açan oluyor bazen, ne diyeyim. 

Leon ve Luka bazı günlerde sorun çıkarsa da genelde bu kurallara uyuyorlar. Pedagogların dedikleri Leon için yüzde yüz doğru; erkek çocukların, belirsiz süreler ve sürekli tekrar yaşanan pazarlıklar yerine net sınırlar ve arada bir tanınan istisnalara çok daha kolay ayak uydurabiliyor. Ben buna sonuna kadar katılıyorum. 



Aşağıdaki paylaşım butonlarını kullanarak yazımızı arkadaşlarınla paylaşabilirsin. Bizi buradan da takip edebiliyorsun:

Google+ sayfamız: 
Xlargeaile 
Facebook: Xlargeaile veya ben
Twitter: @xlargeaile
Instagram: @xlargeaile
Pinterest: xlargeaile

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder