"Yağmur yağ, yağmur yağ
Yağmur gel, yağmur gel"
Bu sabah kahvaltımızı bu sözlü dans eşliğinde yaptık. Terasta bulutlu bir
gökyüzünde zaman zaman kendini gösteren bir güneşin ışığında kahvaltımızı
ediyorduk, gözyüzü bir anda kapkara bulutlarla kaplandı. Güneş şemsiyelerini
açar açmaz yağmur da başladı. Leon ışık hızıyla tabağındakileri bitirdi ve
"yağmurda duracağım" diye masadan fırladı.
Tam üstündeki tişörtü çıkartmıştı, yağmur durdu. "Yağmur ne zaman
tekrar başlayacak?" sorusuna tabi ki tatmin edici bir cevap veremedik.
Leon düşündü ve tıpkı " Küçük Kırmızı Traktör" dizisinde gördüğü gibi
yağmurun yağmasını şarkı söyleyip dans ederek sağlamaya çalıştı. Söz konusu
dans ve müzik olunca Luka oturur mu? Anında o da abisine katıldı. Eh, bir anda
ailemizin batıl inançlara sarılan bir orman kabilesine dönüştüğünü hissettim.
Dizide işe yaramamıştı o yağmur dansı. Tabi ki bizde de öyle. Yağmur yine
istediğinde yağmaya devam etti. Ama bu sabah onun sayesinde çok ta güldük!
Çok tatlısınız :-)))
YanıtlaSil