Yazın başlamasıyla birlikte Leon faaliyet yapmak için her
gün bir şeyler toplamak istese de, asla oturup faaliyetini yapmıyor. Topladığı
onlarca yaprak, kozalak ve deniz kabuğunu kutularda biriktiriliyor. Hele atmamı
yasakladığı tuvalet ve havlu kağıt karton ruloları devasa bir poşeti çoktan
doldurmuş durumda. Çünkü Leon faaliyet için bir türlü vakit bulamıyor. Ona göre
zaten günün 24 saat olması yetersizmiş. Yazın
faaliyetlerimiz başka! Günün neredeyse tamamında bahçedeyiz. Bazı günler denize
de gidiyoruz tabi ki. Yani faaliyetimiz bahçe işi oluyor.
Biliyorsun, Nisan ayında ailece toprağı belledik, tohumlar
ektik, ot yolduk. Şimdi ise birlikte sulama yapıyoruz. Bizim bahçemizde bitmez
işlerden bir tanesi bu… Leon bu konuda muhteşem. Hemen hemen her gün
domatesleri, salatalıkları, kabakları, biberleri kontrol ediyor. Olmuş bir
taneyi görsün benim oğlum, hemen koşa koşa bunu “toplamamız lazım” diye
heyecanlanıyor. Öyle bir heyecanlanıyor ki, nihayet bu yıl kavuşacağım kapya
biberimi geçen gün olmuş diye yeşil yeşil koparmıştı. Nereden bilecekti bunun
koyu kırmızı olması gerektiğini…
Bu sabah Leon ve Luka babalarıyla sebze bahçemizden salatalık
ve ilk domateslerimizden topladı. Kahvaltıda onları süpürüp bitirdik. Artık her
sabah öyle! Çünkü Leon ektiğimiz domateslerden bir tane bile bırakmaz. Eh,
onların ekilmesine yardımcı oldu, hepsini gübreledi ve şimdi toplayıp mutfağa
taşıyor. Bir de bana gösterirken “Mama bak, bunları ben topladım. Birkaç tane
tam olmamış, çooook kırmızı değil, onlar biraz kırmızı, ama onlar olmuş ama tam
olmuş değil.” diye tıpkı şelaledeki su gibi ağızdan akan sözlerle heyecanla
anlatıyor. Beni sebze bahçesine sürüklüyor.
“Bak Mama, bunları yarın toplayabiliriz. Ama onları toplayamayız, onlar
yeşil, kırmızı olacaklar, o zaman toplayabiliriz. Ve bak onlar çiçek, onlar
sonra domates olacak. Beklemeliyiz!”
Pedagog Maria Montessori, çiçek ve bahçe bakımını çocuklar
için vazgeçilmez “pratik hayatın denemeleri” olarak görüyordu. Bir bitkinin
tohumdan çiçeğe veya sebzeye kadar büyümesini izlemek beklemek demektir.
Haftalardır dört gözle beklenen sebze meyvelerin çiçekten gelişmeleri ve yavaş
yavaş olgunlaşmasını takip etmek gerçekten sabır gerektiriyor. Bir bitkinin suya
ihtiyaç duyduğunu ve sulamayınca kuruyup öleceğini de öğreniyorlar. Hele
sulamak çocuklar için tüm bahçe işleri arasındaki en zor iş aslında. Çünkü
hortum veya suluktan çıkan suyu doğru yere tutturmak ve doğru zamanda
kaldırarak suyu kesmek motorik açıdan bayağı zor.
Leon bahçe işlerinde ikinci yılında. Önümüzdeki yıl sulamayı
da tam olarak yapabileceğinden eminim. Senin bahçen yoksa üzülme! Maydanoz,
fesleğen, dereotu ve kekik mutfağa yakın olsun diye uzun balkon saksılarında
yetiştiriyorum mesela. Bir de sırf çocuklar kolayca takip edebilsin diye geçen
yıl birkaç domates ve salatalık bitkileri saksıya ekip terasta tutmuştuk. Leon
olgunlaşma olayını o zaman öğrendi. Çünkü henüz 2 yaşındaki kardeşi Luka henüz
olmamış domateslerine çok ilgi duyuyordu. Gidip o yeşil küçük topları
koparıyordu. Leon da terasta neredeyse hiç domatesin çıkmamasının nedenini o
zaman anladı. Bu yıl çiçek-yeşil meyve-olgun meyve olayını özenle Luka’ya
anlattı! Terasın korkuluklarını sarmış durumdaki asma bu sene ilk defa üzüm
verince şimdi ikisi o salkımlara göz bebekleri gibi bakıyorlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder