Bir hafta
sonu daha hasta çocuklarla geçince stresle başa çıkmanın ipuçları konusunda
usta olduk. Koltukta yatan Luka yanındaki suyun ona verilmesi için ciyaklarken Leon
önümde dikilip komşudan darbuka sesinin duyulmasının nedenini bilmek istiyor.
Ne Leon’u ne de Luka’yı tam olarak duyabiliyorum çünkü ikisi aynı anda
konuşuyor, bağırıyor desem daha doğru olur galiba. Tam o anda telefonum da
çalmaya başlıyor. Yukarıdaki çamaşırlar çoktan katlanmış olup yenilerinin
asılması gerekirdi. Ekmeğimiz bitti hamuru yapmam gerekiyor ve köpekler
dışarıya çıkmak istiyor. Bazen başka bir yerde olmak istiyorum…
Böyle
durumlarda biz de bazen Leon ve Luka’ya bağırıyoruz. Tabi ki her anne baba gibi
biz de ardından vicdan azabı çekip çocuklarımızdan özür diliyoruz. Bu hafta
sonu bunun tam örneği desem yalan olmaz. Yapılması gereken işler, yapmak
istediğimiz işler ve ruh halleri sürekli değişen iki hasta çocukla sinirlerimiz
bazen oldukça gerilmiş durumdaydı. Kendimizi nasıl sakin tutmaya çalıştık
dersin?
Çıldırmamak
için gündüz bir sürü iş yapmadık. Örneğin, çamaşırlık dolu diye çamaşır
makinesindekileri asamıyorsam ne olacak, ertesi gün bir daha yıkarım dedim. Eşim
sağ olsun buna gerek kalmadı çünkü ben çocukları yatırırken o bu işi halletmiş!
Luka ve Leon
hastayken aslında çok sakin ve kolay çocuklar. Telaş bizim tabi ki. İyileşmeye
başlarken zor oluyor her şey. Çünkü bir gün olsun yapamadıkları her şeyi telafi
etmek istiyorlar. Biri daha fazla ilgi görüyorsa diğeri de ilgi çekmek için
elinden geleni yapıyor. Pazar günü bu yüzden eşimle ben kendimize hep şunu
hatırlattık: Leon da hala hasta olduğunu unutmamamız gerekiyor. Üstelik de ilgi
görmek istediği için sinir bozucu davranıyor.
Çünkü Leon
dönüşümlü olarak eşimi ve beni çıldırtıyordu. İki gündür hasta haliyle fazla
konuşmadığı için bunu telafi etmesi gerekirdi, değil mi? Pazar sabahı 5:30’tan
beri durmadan konuştu. Ama sadece konuşmadı, ilgi çekmek için sürekli soru
sordu. Verdiğimiz cevapları cevap olarak kabul etmeyip aynı soruyu sormaya
devam etti. Üstelik her şeyi sorun ediyordu. İnsan nasıl sakin kalsın ki?
Akşam üstü
artık daha fazla dayanabileceğimi düşünmüyordum. “Akşam ikinizi bizim
yatağımızda uyutacağım” dedim. “Nedeeeen?” diye dikkat kesildi Leon. “Çünkü
ikiniz hastasınız ve bence yeterince ilgilenemedim sizinle.” cevap verdikten
sonra Leon o kadar mutlu oldu ki, 1,5 saat sonra uyuyana kadar bir melek
gibiydi. Neden bu daha önce aklıma gelmedi yahu?
Tabi ki tam
yatmadan önce bunu kısa bir süre için unutuverdi. Aklına kocaman tam bir gündür
faaliyet yapmadığı geldi. Koştu çekmeceye, maska ve kağıt çıkardı ve çekmecenin
önüne çömelerek faaliyet yapmaya başladı benim büyük oğlan! Özlem bu kadar
büyükmüş iki metre ilerisinde olan masa bile uzak gelmiş ona…