Geçen gün bir yazı okudum, ardından çok ama çok kötü oldum.
Bana çok koydu. Ne kadar etkilendiğimi anlatmam bile. Bir kadın kendi
yaşadıklarını anlattı ve onları okuyunca resmen kendimi gördüm…
Konu çocukların konuşmalarımızın arasına girmesi ve çok
fazla konuşmalarıyla ilgiliydi. Kendisi, tıpkı benim gibi, aslında konuşmaya
seven, hele tartışmayı çok seven bir insanmış. Ancak çevrede 2-3 kişiden fazla
olunca çok fazla konuşmamayı, karşısındaki kişi düşüncelerini agresif bir tonla
aktarmaya başlayınca kendi düşüncelerini saklamayı, susmayı tercih ediyormuş.
Bende öyleyim. Hep bunun normal olduğunu düşünmüş, “işte hazır cevap bir insan
değilim” demiş. Eveeet… Çok tanıdık geliyor çok!
Kendi çocukları iyice konuşmaya başlayınca anlamış ki bu kendi
annesi babasından kaynaklanan bir durummuş. Çünkü küçüklüğünden beri fazla
konuşunca veya bir konuşmanın arasına girince susması emredilmişti. Bu bana
öyle bir tanıdık geldi ki! Okula başladığımda annemin anlattıklarına göre
öğretmen benden hep şikayetçiymiş, çok fazla konuşuyormuşum. Üstelik tüm
uyarılarına rağmen konuşmaya devam ediyormuşum. Sonra taşındık ve yeni bir
arkadaş çevresi edinmek için çabaladım. Ama çocuklar acımasızdır. Ayrıca evde
“iki yetişkinin lafının arasına girilmez” sürekli duyduğum bir cümleydi.
Gitgide daha az konuşmaya, daha çok susmaya başladım. En sonunda liseye
başladığımda soru sorulduğunda bile cevap vermez olmuştum. Sonra bunun üstünden
geldim ama tıpkı o makaledeki bayan gibi kalabalık gruplarda konuşmamayı tercih
ediyorum.
Bu nedenle o yazı beni gerçekten çok etkiledi. Hele Leon’un
sorular bitmez, daima konuştuğu, beni bazen sinirlendirdiği bu günlerde. Onun
tavsiyesini anında benimsedim bu yüzden.
Çocuklara sakin bir şekilde ve ortamda konuşmanın temel kuralları, bir
diyalogun olunabilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatmaya karar
verdim. Bir de konuşmamızın arasına girince bekletmek yerine dinlemeyi.
Beklemek gerektiğini sonra hatırlatacağım. Kendisi sürekli bir şekilde
duyulmaya çalışması da belki bu yüzden…
Arkadaşımın kızı var 4-5 yaşlarında ve çok soru sorar konuşur..arkadaşım bıkmış şikayet ediyor.
YanıtlaSilTabi ki zor çocuk yetiştirmek.. ama küçük bir bebeğin çocuğun hevesi keşfi herşeyden önemli..ben elimdne geldiğince oğlumu sabırla ilgiyle dinleyeceğim...
Anlattıgınız bir yon ama bir diğer taraf ise cocugun merağının giderilmesi...Zeka potansiyelini artırmanın vereceğiniz bu cevaplarda olması..Her sorusunu cevaplamanız veya cevaplarken dusundurecek sorular sormanız..Bilmediklerinizi ise araştırmanız gerekiyor..
YanıtlaSilAynen öyle... tabi ki genel nezaket kurallar ve çocuğun konuşması, soru sorması arasında gidip gideriz arada sırada anne baba olarak. Benim bahsettiğim konu buydu. Genel olarak tabi ki çocukların soru sorması sorun değil ki :) her şeyi cevaplamak çalışıyoruz. Çalışıyor musunuz bilmiyorum, sadece kendimiz için konuşabilirim, biz 7/24 anne baba olarak bazen cevap vermekte tükeniyoruz, ayrıca bu da günlük performansınıza göre değişken bir şey. Örneğin dün dişçiye gittik. Dişçi'deki seansın dışında sabah kalkması ve akşam yatması arasında Leon'un iki dakika için sustuğunu hatırlamıyorum. Konuşmasının üçte biri soru sormak, üçte biri benim oyun oynamak ve kalan üçte biri kendi kendine veya kardeşiyle konuşması gibi bölebiliriz herhalde. İnanın, önümüzdeki arabanın hızlı geçip kaybolmasını takip neden sorularına cevap bulabilirsiniz ama en son artık cevap bulamıyorsunuz :), çünkü soru hep aynı: "neden?" ("Neden" dönemindeyiz de...)
Sil