Hemingway’in
ihtişamlı girişi ile başlayan 2 0.
yüzyıl kedi literatürü, birçok yazara büyük başarı ve ün getiren eserlerle
devam eder. Ve yüzyılın romantik ve devinimli ortamında, değişen fikirler
“kedileri anlamak” için yeni bakış açıları kazandırır sanatçılara. Kediler, eserlerde
artık daha “insan” gibidir. Karakterlerinin gücünü kabullenme ve buna duyulan
saygı, eserlerin her birine yansımaktadır.
Bazen
de elmalı turta kokulu bir evin şirin ayrıntısı olur kediler, hayatın akışını
değiştirme yeteneğine sahip. Hayal gücü, artık kediler için çalışmaktadır…
Gururlu Avcı; Snowbell
Heminway’in
“Yağmurdaki Kedi”si kadar, hatta biraz da sinemanın avantajları kullanarak daha
da ünlü olmuş bir romandır Stuart Little. Yakın bir zamanda sinema filmine
uyarlanarak, büyük küçük herkesin ilgisini çeken romanın baş karakteri bir fare
de olsa, farelerin olduğu yerde, sinsi bir minik panter de vardır diyebiliriz.
Ünlü Amerikan yazar Elwyn Brooks White’ın 1 9 4 5 yılında kaleme aldığı ilk çocuk romanı olan Stuart
Little, Snowbell’i de kapağı altında yaşatır. Hikayede Snowbell, evinde krallık
kurmuş kar beyazı bir Angora kedisidir. Snowbell’de tüm diğer kediler gibi
üşengeç, yeni misafirlere karşı asabi, kelimenin tam anlamıyla “cool” ve pes
etmesi gereken yeri bilen bir kedidir. Zira, masum ve zeka küpü küçük Stuart
ile bir süre uğraştıktan sonra, baş edemeyeceğini anlayarak, biraz da hoşnutsuz
bir şekilde yenilgisini kabullenmiştir.
Bir Savaş, Küçük Bir Kız ve Bir
Kedi
Yazarlar
kitaplarını yazmaya devam ederken, yazı yazan sadece yazarlar değildir. Anna
Frank isimli küçük bir Yahudi kız, Nazi istilası altındaki şehrinde
psikiyatrist babası Otto H. Frank ve kız kardeşleri ile birlikte korku içinde
yaşamakta, bir de günlük tutmaktadır. Bu günlük, bizlere 2 .
Dünya Savaşı’nın en korkunç yüzünü küçük bir çocuğun gözlerinden anlatırken, bir
de Anna’nın çok sevdiği kedileri Moortje ve Mouschi’yi tanıma fırsatı verir.
Anna
Frank, 1 9 4 5
yılında 2 kız kardeşi ile birlikte
saklandıkları yer olan, Otto Frank’in bürosunda tifoya yenik düşmüştür. Hayatta
kalan babası tarafından kitap haline getirilen günlüğü ise Anna Frank; A Diary
Of A Young Girl (Anna Frank; Genç Bir Kızın Günlüğü) ismini taşır. En ilginci
ise Anna Frank’i dünyanın en tanınmış “savaş kurbanı” haline getiren günlüğün,
sadece 2 yıllık bir periyodu
anlatıyor olmasına rağmen, içinde Anna’nın güzel kedileri Moortje ve Mouschi’nin adının da
geçiyor olmasıdır. Küçük kız, hasta ve savaşın içerisinde olmasına rağmen,
geride bıraktığı kedisi Moortje’ye olan özlemini sayfalara dökmüş, Mouschi ise daha sonra genç
bir çocuk tarafından Anna’ya getirilerek, son günlerinde onunla olabilmiştir.
Zoolistan Dergisi, Mayıs 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder