Leon’un anaokulu öğretmeniyle konuşup Luka’nın da her ikinci
Cuma günü gelebileceğini daha önce yazmıştım. Bugün yine o Cuma günlerinden. O
anaokulu günlerinde oğlum başka bir çocuğa dönüşüyor!
Anaokulu günlerinde Luka her işte ilk. Sabah uyanınca hep
dakikalarca yatakta keyif yapan kalkmak bir türlü bilmeyen oğlum bizi neredeyse
yataktan atıyor! Aşağıya inice kahvaltı sofrasında her zamankinden beş kat daha
hızlı yardım ediyor. “Postacııı geliyoooo” eşliğinde bir oraya bir buraya
koşuyor minik oğlum.
Kahvaltı tabağını şlooop diye bittirdikten sonra biz henüz
kahvemizi yudumlarken yukarıdaki banyoya çıkıyor. “Hadi, hadi…” diye acele
ettiriyor hepimizi. Ona yetişmek mümkün değil! Onun dişlerini fırçalamak ve
giydirmek hiç o kadar kolay olmadı. Eh, kendimize vakit kalmıyor, bir de Leon
var. Birimiz giyinirken diğeri Leon’a yardım ediyor. Çünkü zamana karşı
yarışıyoruz gibi bir hisse kapılıyoruz. Biz daha giyinirken Luka asla tek
başına giymediği ayakkabılarını giymiş bile, kapıdan çıkmış, araba’daki
koltuğuna oturmuş oluyor. Kulaktan kulağa sırıtıyor. Yol boyunca da öyle devam
ediyor, ta ki anaokuluna gelinceye kadar.
İyi ki yoldan uzak bir otoparkı var anaokulunun. Çünkü Luka
ilk fırsatta arabadan fırlıyor ve anaokuluna doğru hoplaya zıplaya koşmaya
başlıyor. Bence anaokulumuzun okula gittiğine en çok sevinen “öğrencisi” bizim
Luka. Leon’la ayakkabılarını değiştirip kapıdan içeriye girerken beni unutmuş
bile. Luka mutlu mutlu odalarına koşarken, Leon bir dönüp beni öpemediği için
üzülme eşiğinde. Luka’nın arkasından bakarak bana el sallıyor “ben Luka’ya
bakarııım, Mama!”.
Maaşallah ..
YanıtlaSil