Eşim ve ben yıllardır saat takmıyoruz. Zaten her yerde saat
var; bilgisayarda, cep telefonu, vs… Çocuklar doğana kadar da pek ihtiyacımız
olmadı. Sabahleyin iş için çalar saat ile uyanıyorduk tabi ki ama bu kadardı.
Leon ve Luka ile hayatımızın yer yerinde saat oldu. Neden? Saatler en büyük
yardım malzemelerimizden biri çünkü…
Beklemek çocuklar için ne kadar zor bir şey ki! Belli bir
yaşa kadar sadece şimdiki zamanda yaşıyorlar. Zamanın ne olduğunu henüz
bilmiyorlar. Her şey sabırsızlıkla karşılıyorlar; telefon görüşmemizin
bitmesini, dışarıya çıkmamızı, televizyon programının başlaması, misafirin
gelmesini… Arabadaki standart sorusu “ne kadar kaldı?” oluyor. Onları kaç defa “birazdan”
diyerek onları yatıştırmaya çalışsak da birkaç dakika sonra hep bunu duyarız
“birazdan oldu mu?”.
Leon üç yaşında bile değildi, bu tür durumları saat
yardımıyla ona anlatmaya başladığımızda. Kısa bir sürede anlamıştık ki, Leon’un
okuyabildiği bir saat ile ona her şeyi anlatabiliyorduk! “Büyük kol şurada,
kısa kol orada olduğunda…” gibi. Leon ise o günden beri bize sürekli
sormaktansa “saatte bana gösterebilir misin” der ve ardından sabırla saate bakar.
Anaokuluna başladığı günlerde saat bana inanılmaz yardımcı
oldu. Tüm anneler ilk fırsatta dışarıya kaçarken ben Leon’a onu ne zaman almaya
geleceğimi anlatmak için bir saat kullandım. Sınıfında bir saat olmadığı için
Leon’a bir kol saati alıp çantasına koymuştum. Yemek saatinde kollar nasıl
durduğunda benim geleceğim vakitte kolların nasıl durduğunu göstermiştim. Öğretmenin
anlattıklarına göre benim ne zaman geleceğimi hiç sormamış. Ama arada sırada
saatine bakmak için izin istemiş.
Daha geniş zaman kavramları artık takvimde gösteriyoruz. Luka’nın
doğum günü gibi özel günler ve örneğin o günlerde tekrar gelecek olan anneanne
ve dedenin geliş gidiş tarihleri çocukların takviminde işaretli. Anneanne ne
zaman gelecek diye kimse bize sormaz. Merak eden takvime koşup bakıyor. Ardından
da “ahh, daha çoook uzun sürüyor, çok gün var daha” veya “az kaldı!” gibi
tepkiler duyuyoruz. Yani saat ve takvim ile çocuklar için “beklemek” anlaşılır
bir kavram haline geldi. Dolayısıyla bizi de büyük bir dertten kurtardı…
Çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş ağzınıza sağlık, çocuk yetiştirmek gerçekten bir sanat.
YanıtlaSilBana süper bir fikir verdi bu yazı. Hemen bu akşam itibariyle uygulamaya koyacağım. teşekkürler.
YanıtlaSil