13.05.2013

Çocuklarımızı susturmayalım!


Geçen gün bir yazı okudum, ardından çok ama çok kötü oldum. Bana çok koydu. Ne kadar etkilendiğimi anlatmam bile. Bir kadın kendi yaşadıklarını anlattı ve onları okuyunca resmen kendimi gördüm…

Konu çocukların konuşmalarımızın arasına girmesi ve çok fazla konuşmalarıyla ilgiliydi. Kendisi, tıpkı benim gibi, aslında konuşmaya seven, hele tartışmayı çok seven bir insanmış. Ancak çevrede 2-3 kişiden fazla olunca çok fazla konuşmamayı, karşısındaki kişi düşüncelerini agresif bir tonla aktarmaya başlayınca kendi düşüncelerini saklamayı, susmayı tercih ediyormuş. Bende öyleyim. Hep bunun normal olduğunu düşünmüş, “işte hazır cevap bir insan değilim” demiş. Eveeet… Çok tanıdık geliyor çok!

Kendi çocukları iyice konuşmaya başlayınca anlamış ki bu kendi annesi babasından kaynaklanan bir durummuş. Çünkü küçüklüğünden beri fazla konuşunca veya bir konuşmanın arasına girince susması emredilmişti. Bu bana öyle bir tanıdık geldi ki! Okula başladığımda annemin anlattıklarına göre öğretmen benden hep şikayetçiymiş, çok fazla konuşuyormuşum. Üstelik tüm uyarılarına rağmen konuşmaya devam ediyormuşum. Sonra taşındık ve yeni bir arkadaş çevresi edinmek için çabaladım. Ama çocuklar acımasızdır. Ayrıca evde “iki yetişkinin lafının arasına girilmez” sürekli duyduğum bir cümleydi. Gitgide daha az konuşmaya, daha çok susmaya başladım. En sonunda liseye başladığımda soru sorulduğunda bile cevap vermez olmuştum. Sonra bunun üstünden geldim ama tıpkı o makaledeki bayan gibi kalabalık gruplarda konuşmamayı tercih ediyorum.  

Bu nedenle o yazı beni gerçekten çok etkiledi. Hele Leon’un sorular bitmez, daima konuştuğu, beni bazen sinirlendirdiği bu günlerde. Onun tavsiyesini anında benimsedim bu yüzden.  Çocuklara sakin bir şekilde ve ortamda konuşmanın temel kuralları, bir diyalogun olunabilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatmaya karar verdim. Bir de konuşmamızın arasına girince bekletmek yerine dinlemeyi. Beklemek gerektiğini sonra hatırlatacağım. Kendisi sürekli bir şekilde duyulmaya çalışması da belki bu yüzden…  

3 yorum:

  1. Arkadaşımın kızı var 4-5 yaşlarında ve çok soru sorar konuşur..arkadaşım bıkmış şikayet ediyor.
    Tabi ki zor çocuk yetiştirmek.. ama küçük bir bebeğin çocuğun hevesi keşfi herşeyden önemli..ben elimdne geldiğince oğlumu sabırla ilgiyle dinleyeceğim...

    YanıtlaSil
  2. Anlattıgınız bir yon ama bir diğer taraf ise cocugun merağının giderilmesi...Zeka potansiyelini artırmanın vereceğiniz bu cevaplarda olması..Her sorusunu cevaplamanız veya cevaplarken dusundurecek sorular sormanız..Bilmediklerinizi ise araştırmanız gerekiyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle... tabi ki genel nezaket kurallar ve çocuğun konuşması, soru sorması arasında gidip gideriz arada sırada anne baba olarak. Benim bahsettiğim konu buydu. Genel olarak tabi ki çocukların soru sorması sorun değil ki :) her şeyi cevaplamak çalışıyoruz. Çalışıyor musunuz bilmiyorum, sadece kendimiz için konuşabilirim, biz 7/24 anne baba olarak bazen cevap vermekte tükeniyoruz, ayrıca bu da günlük performansınıza göre değişken bir şey. Örneğin dün dişçiye gittik. Dişçi'deki seansın dışında sabah kalkması ve akşam yatması arasında Leon'un iki dakika için sustuğunu hatırlamıyorum. Konuşmasının üçte biri soru sormak, üçte biri benim oyun oynamak ve kalan üçte biri kendi kendine veya kardeşiyle konuşması gibi bölebiliriz herhalde. İnanın, önümüzdeki arabanın hızlı geçip kaybolmasını takip neden sorularına cevap bulabilirsiniz ama en son artık cevap bulamıyorsunuz :), çünkü soru hep aynı: "neden?" ("Neden" dönemindeyiz de...)

      Sil