25.04.2013

Dostlarımızda epilepsi

Epilepsi, kedi ve köpeklerimizde en çok görülen nörolojik hastalıktır. Ancak, epilepsi ile herhangi bir hastalıktan kaynaklanabilecek nöbetlerin ayrımı, çok dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Her nöbet epilepsiden kaynaklanmayabilir. Epilepsi nedir, nasıl teşhis konulur, dostunuz ve siz bu hastalıkla nasıl başa çıkabilirsiniz, tüm bunları yazımızda bulabilirsiniz.

Dostun daha önce nöbet geçirdiyse, yazımızı heyecanlı heyecanlı okumak isteyeceksin, biliyorum. Zamanında, benim Aloş’um da bir kere nöbet geçirmişti ve neler hissettiğimi hala çok iyi hatırlıyorum. Bu yüzden, yazımda bir şeyin altını çizmek istiyorum. Yazımızda, kriz geçirmiş olan bir kedi ya da köpeğe sahip olan okuyucularımıza bilgi vermeyi amaçlıyoruz. Epilepsi, teşhisi kolay konulan bir hastalık değildir. Yani, yazım bir veteriner hekimin teşhisi ve tedavisi değildir. Ancak, dostlarında epilepsiden şüphelenen okuyucularımızın, bu yazımla dostlarında bulunması mümkün olan hastalık hakkında daha fazla bilgi edinmelerini sağlamak ve en yakın zamanda, bir veteriner hekime başvurmalarını teşvik etmek istiyorum. Çünkü bir nöbetin altında, epilepsiden başka çok daha farklı hastalıklar yatabilir.

Epilepsi Nedir?

İlk başta, epilepsi ve nöbet arasındaki farkı iyi anlamak gerekir. Nöbetler, bir hastalığın semptomlarıdır. Nöbet, beynin “celebrum” denen bölümdeki nöronların koordinasyonsuz ateşlenmesidir. Nöronların anormal çalışmasının nedeni, henüz bilinmiyor fakat hayvanlarda da insanlardaki gibi çalıştığı biliniyor. Tahminlere göre; “nörotransmiter” denen belli maddeler, düzgün kimyasal dengede bulunmadığı için sinirler normal davranmıyor.     

Nöbetlere neden olabilen en yaygın etken ve hastalıklar; düşük kan şekeri, düşük kan oksijeni, böbrek ve karaciğer hastalıkları, enfeksiyonlar, tümörler, zehirlenmeler, beyin zararları, bazı ilaçlar ve epilepsidir. İnanın, bu liste aslında inanılmaz uzundur. Üstelik, dostlarımızda görülen nöbetlerin çoğu, epilepsiden başka bir hastalıktan kaynaklanmaktadır. Nöbete sebep olan tüm hastalıklar, genelde kolayca tedavi edilebilir. Epilepsi testi olmadığı için, en doğrusu, tekrarlanan bir nöbetin nedeninin tespit edilemediği durumlarda, buna epilepsi adını vermek olur.

Epilepsi iki şekle ayrılıyor; vücudun sadece belli bir bölümünü etkileyen bölümsel nöbetler ve vücudu tamamen etkileyen nöbetler. Vücudu tamamen etkileyen nöbetler de ikiye ayrılır; “grand mal” denen büyük nöbetler; dostlarımızın yere düşmesi ve orada kontrolsüz kasılmaları ile tarif edilebilir. Dostlarımız bu sırada bilincini yitirir, aşırı salya üretir, dışkı ve idrar bırakabilir. “Petit mal” denen küçük nöbetler ise kasılmalar içermez, ancak, dostlarımız bu nöbetlerde de bilincini kaybeder. Petit maller, sanki dostumuz bir anda yere çökmüş gibi bir izlenim yaratır.

Epilepsinin nedenine göre, hastalığın klasifikasyonu üçe ayrılır; idiopatik epilepsi, nedeni bilinmeyen bir epilepsidir, semptomatik epilepsinin nedeni, merkezi sinir sistemindeki bir sorundur ve kriptojenik epilepsi ise nedeni bilinmeyen ama semptomatik olduğu tahmin edilen durumlarda söz konusu olur.

Teşhis Nasıl Konulur?

Dostlarımızın yaşadıkları nöbetlere sebep olabilen hastalık sayısı çok olduğu için, belli semptomları veya test sonuçları doğrultusunda teşhis koymak, maalesef mümkün değildir. Tam tersi söz konusudur; ancak nöbete neden olabilen tüm diğer hastalıkların, dostunuzun nöbetlerine sebep olmadığından emin olunduktan sonra, epilepsi teşhisi konulabilir. Yani, epilepsi ancak ihraç yöntemi ile tespit edilebilir diyebiliriz.

İhracın hızlı ve en doğru şekilde yapılabilmesi için, veteriner hekiminizin nöbetin ayrıntılı bir tarifine ihtiyacı vardır. Neticede, veterineriniz büyük ihtimalle dostunuzun nöbetine şahit olmayacaktır. Bunun için, çok detaylı ve doğru bilgiye ihtiyaç duyar.

Dostunuz nöbet geçirirken, ona sadece tek bir şekilde yardımcı olabilirsiniz. Bunu da onu tutarak veya dokunarak yapamazsınız. Tam aksine, ondan uzak kalın ve veteriner hekiminiz için gerekli bilgileri toplamaya çalışın. Solunum şekli, vücut parçalarının hareketleri, göz hareketleri, salya üretimi, kas hareketleri ve tabi ki, nöbetin uzunluğu başta gelen önemli bilgileri oluşturur. Nöbet sona erdiğinde ve dostunuz kendine geldiğinde, sizin yanında olmanızdan çok mutlu olacaktır.  

Nöbetin nedenini tespit edilebilmesi için, veteriner hekiminizin bir takım testler yapması şarttır. Baştan söyleyelim, bu ucuz olmayacaktır. Çünkü testlerin başında, büyük kan sayımı, biyokimyasal profili, idrar değerleri ve toksoplazmosis, FeLV ve FIV gibi test edilebilen hastalıkların tespiti gelmektedir. Eğer bu testler, herhangi bir teşhisi mümkün kılmıyorsa, dostunuzun ilaveten röntgen ya da MR uygulamasına girmesi ve bu şekilde, bir tümörün olup olmadığının tespiti gerekli olacaktır. Hala bir hastalık tespit edilmediyse, bir takım nörolojik testlerin yapılması mümkündür. Tüm bu geniş testlerle nöbete sebep olan herhangi bir hastalığın teşhisi halen konulamadıysa, dostunuzun epilepsi olma ihtimali yükselir.

Yani şöyle de diyebiliriz: yolun başında, dostunuzun epilepsi hastalığı olma ihtimali çok düşük. Ancak “test yolu”nda, nöbete neden olacak başka bir hastalığın teşhisi olmaksızın ne kadar ilerlemişseniz, dostunuzun epilepsi olma ihtimali de o kadar yüksektir. Yolun sonunda, herhangi bir hastalık tespit edilmediyse, ancak o zaman epilepsi teşhisi konulabilir.     

Epilepsi Tehlikeli mi?

Epilepsi, genelde 6 aylık ile 5 yaş arasında görülmekle birlikte, en çok 2-3 yaşındaki dostlarımızda ortaya çıkar. Epilepsi tüm ırklarda ve melezlerde görülebilmektedir. Ailevi olabildiği için, epilepsili dostlarımızı çiftleştirmemek önemli bir önlemdir.

Dostunuz şimdi bir nöbet geçirdiyse, bütün testleri yaptırdıysanız, bir hastalık tespit edilmediyse ve dostunuza, artık epilepsi teşhisi konulduysa çok fazla endişelenmeyin. Epilepsi, hayatı tehdit eden bir hastalık değildir. Nöbetine şahit olmadığımız bir dostumuzun epilepsili olduğununu farkına varmayabiliriz bile!

Nöbetler, genelde belli aralıklarda yaşanır ve dostunuzun sağlığını tehdit etmez. O, bu hastalıkla rahatça normal bir yaşantı sürebilir. Ancak, 24 saat içinde birden fazla nöbet yaşanıyorsa durum değişir ve tedavi artık gerekli hale gelir. Aynısı, birkaç nöbetin aralıksız yaşandığı durumlar için de geçerlidir. Çünkü “Status Epilepticus” denen bu durum hayati tehlike oluşturur.  

Nasıl Tedavi Edilir?

Epilepsiyi ortadan kaldıran, yani tamamen iyileştiren bir tedavi yoktur. Tedavinin amacı, sadece nöbetlerin sıklığını ve şiddetini azaltmaktır. Bu nedenle, nöbetler belli bir şiddet veya sıklığa ulaşmadan tedaviye başlanmaz. Bu nedenle, dostunuzun yaşadığı nöbetlerin şekilleri ve sıklığını iyi bilip, veteriner hekiminize anlatmanız çok önemlidir. Tedaviye, ancak doğru ve detaylı bilgi doğrultusunda karar verilebilir.

Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar, insan tedavisine benzer ve oral yolla, yani ağızdan verilir. Kullanılan bütün ilaçların avantaj ve dezavantajlarını kıyasladıktan sonra en sık kullanılan ilaçlar; kedide phenobarbital, köpeklerde ise phenobarbital ve bromide’dir. Bu ilaçlar her gün verilmelidir. Günlük dozların düzenli olarak verilmesi son derece önemlidir. İlaçları, sadece bir gün unutmak veya kesmek, ağır nöbetlere neden olabilir.

Dostunuzun yaşadığı nöbetler artık belli bir şiddete veya sıklığa ulaşmış ve tedaviye başlanmışsa, dostunuzun hızla daha iyiye gitmesi mümkündür. Çünkü ağır epilepsi vakalarının tedavisi, genelde son derece başarılıdır. Araştırmalara göre; tedavi gören köpeklerin %50’si tedavi sayesinde daha az ve daha hafif nöbet geçirirken, %30-40 artık hiç nöbet geçirmiyor. Kedilerde ise bu oranlar %20 ve %60’tır. 

Verilen ilacın tedavi başlangıcında ayarlanması gerekir. Bunun için, birkaç haftalık bir periyotta her gün aynı doz verilir. Hastanın nöbetleri azatlığında veya ağırlaştığında ise verilen ilaç miktarının yeniden ayarlanması gerekir. Bu tür ilaçların karaciğere yan etkileri olduğu için, ilaç tedavisinden önce ve sırasında, arada bir ilgili değerleri kontrol etmekte fayda var.

Tedavi Edilmeli mi?

24 saat içinde tekrarlanan nöbetler ve çok uzun süren ya da aralıksız, arka arkaya yaşanan nöbetler söz konusu olmadıkça bir tedavi şart değildir. Ayrıca, epilepsi kendini yok etmeye meyilli olan bir hastalıktır, yani hafif bir epilepsinin bir anda ortadan kaybolma şansı da vardır. Üstelik, tedaviye başlayıp sonra kesme gibi bir seçenek olmadığı için, tedaviye çok iyi karar verilmesi gerekmektedir. Çünkü epilepsi tedavisi zaman isteyen, genelde ömür boyu devam eden ve masraflı bir tedavidir. Her gün vermeniz gereken ilaçların yanı sıra, ilaç miktarının doğru zamanda, doğru şekilde ayarlanması için bir günlük tutmanız gerekecektir.

Nöbeti Önceden Bilmek Mümkün mü?

Kısmen, evet. Dostunuzun nöbeti üç bölümden oluşur. Nöbeti geçirdiği anda heyecanlanıp kusabilir, daire çizebilir ve yere çöküp kasılırken salya, idrar ve dışkı bırakabilir. Nöbetten sonra ise yavaş yavaş veya hızla kendine gelecektir. İlk başta, yön duyusu pek iyi çalışmayacak ve belki de belli bir süre için etrafını görmeyecektir. Ama bu, genelde birkaç dakika içinde düzelir. Sizin için en önemli bölüm, nöbetten önceki dönem olacaktır. Çünkü dostlarımızın çoğunun, aşırı heyecanlandıklarında nöbet geçirdikleri biliniyor. Örneğin; oyun sırasında, sevdiği bir kişi eve döndüğünde veya veteriner hekim ziyaretinin ardında. O zaman, dostunuz genelde huzursuz olup, ilgi ister ya da saklanır, salya bırakır ve belki de ağlar. Yani, epilepsi teşhisi konulmuş dostunuzun heyecanlanmamasına dikkat etmenize rağmen, nöbet yaşanıyorsa detaylı bir nöbet defteri tutmanız, genelde yeterli olacaktır. Bu şekilde en azından nöbetleri geriye dönüp inceleyebilir ve tedaviye ne zaman başlamanız gerektiğini bilebilirsiniz.  

Zoolistan dergisi, Kasım 2005 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder