Noel baba, paskalya tavşanı… Avrupa’da birkaç hayali, yani
gerçek olmayan, efsane olmuş karakterleriyle büyütüyoruz çocuklarımızı.
Gerçekten yaşamış olan San Nikolas ile karıştırılmamalı, o 5 Aralık’ta
kutlanıyor. Ona bir şey demiyorum, en azından gerçekten yaşadı. Ama diğerleri? Hediyelerini
heyecanla bekleyen çocuklar olduğu gibi Noel babadan korkan da var. Ben
çocuklara o karakterler varmış gibi davranmayı doğru bulmuyorum. Buna rağmen bir
ikileme düştüm.
Paskalya evimizde kutlanmıyor. Aslında çocukların bundan
haberi bile olmayacağını düşünüyordum. Ama ne yanılmışım! İki yıl önce annemler
buradaydı ve tabi ki bahçede yumurtalar saklandı, çocuklar da aradı. Geçen yıl
sessiz sedasız geçirdik paskalyayı, ama bu yıl tüm gerçeklerle tekrar karşıma
çıktı.
Her şey dinlediğimiz bir çocuk hikayesiyle başladı. Bu tarz
etkinlikleri almanca olarak yapıyoruz, o dil de gelişsin diye. Nasıl birçok
kitapta noel konusunu geçiyorsa, o hikayelerin birinde küçük bir kız babasına
paskalya tavşanının ne zaman geleceğini sordu. O gün tavşan için kahvaltı
tabağı hazırladı ve şafakta paskalya tavşanını görebilmek için erken kalktı.
Ardından yumurtaları aradı ve hediyesini buldu. Bir anda Leon bana sordu “
Mama, paskalya tavşanı ne zaman geliyor? Anneanne buradayken bir kere
gelmişti.” Çok boş bulunmuştum o an ve “takvime bakalım” diye ona göstermiştim.
Ardından o gün işaretlendi ve hemen hemen her gün takvime bakıp kaç gün
kaldığını saymayı denedi benim büyük oğlan.
Geçen Cuma günü ise başladı soru sormaya. Paskalya tavşanının
nerede yaşadığından, saat kaç gibi geleceğine, onunla konuşup konuşmayacağına,
onun için yumurta ve çim dolu tabak hazırlamak istediği gibi şeylere. Ben
gitgide kötü oldum. Ne diyecektim? Leon çok heyecanlıydı! Bir şeyler uydurmalı
mıydım? Bilmiyorum. “Yarın bunları konuşuruz” deyip düşünmek için vakit
kazanmaya çalıştım.
Cumartesi sabah Leon’u kucağıma oturttum ve paskalya
tavşanının gerçek olmadığını anlattım. Kendimi çok kötü hissediyordum. Küçük
bir çocuğunun hayalini yok ediyordum. Ama içimden başka türlü gelmiyordu. Yıllar
boyunca bu hayali karakterler gerçekmiş gibi davranamazdım. Paskalya gününde
anneanneleri oturdukları yerde çocuklara yönelik yumurta arama şenliği düzenlendiğini,
saklayanlar tavşan değil anne babaların olduğunu da anlattım. Leon’un gözleri
doluyordu… Ama istiyorsa birlikte yumurta boyayabileceğimiz söyledim. “Pazar
günü kahvaltıdan önce ben onları bahçede saklarım ve sen ve Luka onları
ararsınız” dedim. 3 hafta sonra 4 yaşına girecek oğlumun yüzünde bir gülümseme
belirlenmeye başlamıştı…
Cumartesi günü kahvaltı eder etmez 10 tane yumurta haşladık
ve ardından boyadık. Leon ve Luka’ya birer yumurtalık verdim ve renkli keçeli
kalemleri. Aslında boya ve fırça düşünmüştüm, ama Leon keçeli kalemle boyamak
istedi. Luka beş yumurtasının hepsini mor çizgili yapmaya karar verdi. Ama
nasıl da itiraz etti, ben “bunlara başka renk de katalım mı?” diye sorduğumda!
Leon farklı renkler kullandı ve mutlu bir yüz ifadesiyle “Mama, yarın sabah sen
onları saklayacaksın ve biz arayacağız” dedi. Arkamdan Luka sesleniyordu “yarın
pasklaya tavşanı geliyooooor!” Seneye bir daha demektir…
Belçikada bir Belçikali ile evli bir Turk olarak nasil da benim halime benziyor bu...E$im 5 Araliktaki Sinter Klas kutlamalarini kendi çocuklugunda oldugu gibi bizim çocugumuzun da ya$amasini istiyor...(gerçekte ya$ami$ ya da degil hayali bir $ey sonuçta her kostumu uzerine geçiren aziz oluyor)
YanıtlaSilçocukluguna dair çok guzel anilari varmi$mi$...ben 28 sene Istanbul'da ya$ami$ bir Turk olarak kendi kulturum geregi hiçbir hayali $eye inanmadan çook mutlu bir çocukluk geçirdim!anne ve babamin aldigi hediyelerle... onun gerçekten Ispanyadan gelip hediyeler biraktigina inanmaliymi$ kizimiz...çok saçma geliyor bana...malesef Belçikada ya$adigimiz için ben dogruyu soylersem diger çocuklara da soyler kizimiz diye belli bir ya$a gelene dek kandiricaz kizimizi :( ne aci!ba$ka çocuklara soylerse anne babalariyla sorun ya$armi$iz..sirf bu nedenle bu saçmaliga izin vericem...neyse ki bir konuda anla$tik e$imle sinter klas tan geldigi soylenen hediye asla bizim aldiklarimizdan buyuk olmayacak...her zaman kuçuk bir $ey olacak ve boylece hayali bir varligin o en çok istedigi hediyeyi verdigini zannetmeyip anne babasinin aldigina bilecek...çok $ukur :)
Burcu