30.04.2013

Evin en çok bakterileri nerede dersin?


Evimi bilirsin. Bu kadar koşuşturmanın arasında temizliğe fazla vakit kalmıyor. Her gün süpürüyoruz, haftada bir iki kere yeri siliyoruz, mutfak ve banyo ihtiyaca göre temizliyorum. Evimiz aşağı yukarı temiz ama yerden yemek de yenmez. Kısacası mikropları pek taktığımız yok. Geçen gün okuduğum bir araştırma bu yüzden ilgimi çekti. Evimizin en fazla mikropları nerede dersin?

20. yüzyılın sanatında kediler

20. YÜZYIL

Günlük Kediler!

Elbette, bu yüzyılın da kedi sever sanatçıları vardır. Bunların en başında da Fransız ressam Pierre Bonnard gelir. İllüstrasyonları kadar, empresyonizm etkileri taşıyan eserlerinde de kedilere bolca yer veren Bonnard, onları günlük yaşamın, evlerimizin ve sokaklarımızın bir parçası olarak çizmeyi tercih etmiştir. Onun kedileri ürkek değildir, kalabalık ortamlarda, özellikle de insanların etrafında olmayı çok sevmektedir. Pazarda, alışverişte, evin içinde hatta banyoda da bile insanlarla birlikte olmayı tercih etmişlerdir. Picasso’nun da bu şekilde düşündüğünü anladığımız eseri “The Bath”da (Banyo) olduğu gibi… Banyo resminde, banyo yapan sahibi ve onun çocuğunu izleyen kedi hem ilgili hem de meraklıdır.

29.04.2013

Oğullarım spora mu soyunuyor?


Leon ne kadar anneannesiyle karşılıklı üzülmeler yaşıyorsa da onu çok seviyor. Neden? Çünkü sabahtan akşama kadar Leon ve Luka’yla oyun oynuyor! Eh, anneanne gidince gözyaşı döken iki çocuğunun keyfini yerine getirmek hiç de kolay olmuyor…

Yatakta kitap okumalar, banyoda arabalarla kurgular, kahvaltının ardından Lego, hamur, puzzle, kutu oyunlar, bahçede salıncak, koşuşturmalar…  Luka ve Leon ne oynamak istiyorsa anneanneleri hep onların yanında, çoğu zaman onlarla birlikte oynuyor zaten. Ayrılma vakti gelince tabi ki gözyaşları kaçınılmaz. Biz de anneanne ve dedeyi havalimanına bıraktıktan sonra hep yoğun bir program gerçekleştiriyoruz. Başka türlü Leon ve Luka üzüntülerini unutmuyor çünkü.

Leon x 18,5 = anneanne


Leon Oma’sını çok seviyor. Hem de çok! Ne yaparsa yapsın onu sevmekten asla vazgeçmiyor. Leon’un tam 18,5 katında yani 74 yaşındaki anneannesiyle anlaşmak bazen çok zor olsa da.

Anneanne ve dede burada olduğu sürece Leon her sabah kalkıp sessizce giyindi. Hep de Oma’sının ona getirdiği tişörtleri giydi. Arkasından benden Oma’sının yanına gitmek için izin aldı. Ben tabi ki daha uyuyordum. Ne kalktığını ne giyindiğini duydum, benim her sabah evi yıkacak kadar gürültü yapan oğlum o kadar sessiz olabildi!

19. yüzyılın sanatında kediler

Bu hafta minik panterlerimizin izini takip edeceğim. Zamanında Zoolistan dergisinde yayınladığımız çok güzel bir yazı dizisini okumanı tavsiye ederim...
  
Karşımıza 19. yüzyılın aşkla bakılan meraklı kediler çıkıyor…

Doğu’nun Zarafeti, Kedinin Asaleti

Ta en başından beri bu evcil panterleri dostları ve yardımcıları olarak gören ve onlara işlevsellikleri yüzünden saygı duyan doğu, kediyi keşfetmeye ve onu tüm doğallığı ile resmetmeye 19. yüzyılda da devam etmiştir.  Bir meditasyon uykusuna yatan ve akvaryumdaki balıklarla “haşır neşir” olan kediler Japon sanatçılarını daima cezp etmiş, dalgın ve ufuktan gelecek birilerini bekleyen edaları meraklarını uyandırmıştır. Ve elbette Kuniyoshi, Toko ve Hiroshige gibi doğu sanatçılarına ilham vermiştir. Doğuda kediye duyulan saygı ve sevgi, kedilerin onların gözündeki mistisizmlerini de asla kaybetmemelerini sağlamıştır. Doğulular, uykusu gelen ancak pencereden izlediği denizden gözlerini alamayan bir kediyi, daima daha gizemli bir şekilde algılamayı yeğlemiştir.

26.04.2013

Bermuda üçgeni gibi; şeker, tatlı ve çikolata

Niyetlerimiz çok iyiydi. Leon dünyaya geldiğinde. Şekerli, tatlı ve çikolatalı olan her şey olabildiğince geç hayatına sokacaktık. Tüm bu güzel planlarımızda sabotaja uğrayınca dış dünyaya yenik düştük...

Ne kadar az şeker, o kadar iyi demiştik. Ayrıca bilmediği bir şey için markette kriz yaşamayız, değil mi? Nerede bu güzel niyetlerimiz? Galiba biraz saftık, bir yaşındaki bir çocuğa şeker getirmezler diye düşünürken. Çünkü annelerimiz çantalarından lolipop ve jelibon çıkartırken tamamen hazırlıksızdık. Böyle bir şey hiç beklememiştik. Bize sorulmadı da (anlayacağın, Türk babaanne ve Alman anneanne arasında fark yok bu konuda), bir anda onların verdiği şeye çok sevinen oğlumuzu gördük.

Hayvanların biyolojik saati


Yaşamın eşsiz ve mükemmel döngüsünde, hepimiz gibi dostlarımızda hayatta kalmak için çeşitli biyolojik silah ve gereçlere sahip. İşte onlardan bir tanesi de dostlarımıza ne zaman uyup, ne zaman çiftleşeceklerini, ne zaman çok yiyip ne zaman az enerji harcayacaklarını söyleyen “biyolojik saatleri”dir…

25.04.2013

Dondurma manyağı bir aileyiz


Havanın ısınmasıyla bazılarınız için dondurma sezonu da açıldı. Bizde ise hiç kapanmadı ki çünkü biz dondurma manyağı bile aileyiz!

Dostlarımızda epilepsi

Epilepsi, kedi ve köpeklerimizde en çok görülen nörolojik hastalıktır. Ancak, epilepsi ile herhangi bir hastalıktan kaynaklanabilecek nöbetlerin ayrımı, çok dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Her nöbet epilepsiden kaynaklanmayabilir. Epilepsi nedir, nasıl teşhis konulur, dostunuz ve siz bu hastalıkla nasıl başa çıkabilirsiniz, tüm bunları yazımızda bulabilirsiniz.

24.04.2013

Oyunla her şey daha kolay

Çocuklarımızın pek sevmediği birçok durum birazcık oyuna çevrilince ne kadar kolaylaştığını biliyor musun? Oyun bulmak konusunda hiç zorlanmıyoruz zaten. Bizce zor olan, karşı koydukları anda çocukların ilgisini çekici bir oyunla onlara aslında istediğimizi yaptırabileceğimizi hatırlamamız...

“Cuuf cuuuuf! Banyoya giden tren kalkıyor!” dediğimde akşam saat yediye birkaç dakika oluyor. Arkamdan vagonlar belirlenmeye başlıyor. Leon ve Luka'yla bir tren oluşturup yukarıya çıkıyoruz.

Korkan köpekte temkinli olmakta fayda var…

Önceki günler kendini büyük gösteren köpeklerin hareketlerini anlatmıştım. Bugün kendini küçük göstermeye çalışanlardan bahsetmek istiyorum. Çünkü ısırabilecek köpek kendinden emin olup da kendini büyük gösteren değil. Sosyal çevreden emin olmayan köpek ısırabilen köpektir…

23.04.2013

Tasarruflu ve floresan ampullerin kırılınca sağlık risk altında!

Tasarruflu bir ampul veya floresan kırıldığında çocukların derhal odadan çıkması gerektiğini biliyor muydun? Cebimizde para kalsın ve enerjiden tasarruf edelim derken sağlığımızı riske atıyoruz...

Benden üstün yok!


Dün köpeklerimizin bizim için kolayca anlaşılan hareketlerini anlatmıştım. Bugün biraz daha karmaşık veya zor anlaşılan hareketlere bakalım ki, ileride köpüşünü belki daha iyi anlayabilirsin. Bizim için bunları bilmek şart çünkü yoksa bu kadar köpekle aynı evde rahat yaşamazdık. Bizimkiler kavga etmez mi? Tabi ki tıpkı oyun oynadıkları gibi kavga da ederler. Ama çoğu zaman bunun nedeni o anda gözümüzden kaçırdığımız bir hareket yüzünden oluyor.

22.04.2013

Bizde doğum günü vardı!


Cumartesi sabahı bir sesten uyanmıştım. Gözlerimi açtığımda önümde Leon duruyordu. "Aşağıya inebilir miyim?" diye fısıldıyordu. Kendime gelmeye çalıştım. Gözlerim net görmeye başlayınca giyindiğini fark ettim. Benim büyük oğlan, doğum günü olduğu için öyle bir heyecanlıydı ki sesi bile çıkmamıştı! Önceki gün gelen anneanne ve dedesinin yanına indi.

Köpekçe konuşalım mı?

Hiç köpeğin şimdi ne demek istiyor dediğin oldu mu? Herkes köpeklerin kullandıkları ifadelerle ne demek istediklerini bilse birçok yanlış anlaşılmaları önlemiş olurlar. Çünkü köpeklerin davranışları aniden belirlenen hareketler değildir. Tam tersi genelde tıpkı bizim gibi ne demek istediklerini bayağı bir süre anlatmaya çalışırlar.

Bu konuda Beni en çok şaşırtan insanlar, köpek sahibi olmasına rağmen başka köpeklerden korkan kişilerdir. Yabancı köpekler de kendi köpeği gibi aynı ‘dili’ konuşur, yani aynı hareketleri yapar. Bu hareketler aynı anlamı taşır. Ben sana köpek dilinden biraz anlatmak istiyorum. Köpek dilini en iyi kendi köpeğini izleyerek öğrenebilirsin.

Oynayalım!

Oyun oynamak isterken ve oynarken köpeklerin ne tür ifadeleri kullanıldığını genelde her köpek sahibi bilir. Ancak oyun ve kavga ifadelerinin aslında birbirine çok benzediğini biliyor musun? Isırmak, kulakları düşürmek, ısırılan objeyi sağa sola sallamak ve ağzı hafifçe açık tutmak bunların örneklerinden. Yine de oyun ve kavga hareketleri arasında farklar da var. Mesela ağız köşelerinin seğirmesi, dişleri göstermesi ve burnu buruşturması çok net tehdit hareketleri ve oyunda gösterilmez. 

Oyun oynamak isteyince köpekler gene farklı hareketler kullanır. Hepimizin çok iyi bildiği yüzünden hemen tanıdık gelen hareketler, vücudun ön kısmını yere yakın alçaltıp burnuyla bizi veya oyuncağı itmesi, hoplayıp kaçmak veya patisini havaya kaldırarak daire çizmektir. 
Aralarında oynarken köpekler bazen birbirinin üstüne de binerler. Bu bir üstünlük işareti olabilirken oyunun gelişinden doğan rasgele bir hareket de olabilir.

Sakin kalmalıyım...


Kendi köpeğini daha iyi anlamak için onun stres anlarında ki hareketlerini inceleyebilirsin. Kavgayı önlemek ve hissettiği korku veya öfkeyi yatıştırmak için bir takım davranışlar gösterir çünkü. Hem kendini sakinleştirmeye çalışır hem karşısındaki köpeği veya insanı! Bu tipik davranışlar mesela esnemek, başka yere bakmak, ağzı yalamak, bir anda yeri koklamak, yavaşça başka yere dönmek, bir anda oturmak ve yere yatmak gelir. İlginç, değil mi?

Yarın başka hareketleri anlatmaya devam edeceğim...

19.04.2013

Ich eine maymun! (Ben maymunum)


Dün akşam son haftalarda çektiğim resimlere göz atıyordum bir şey dikkatimi çekti. Leon ve Luka her yerde kendilerine oyun yaratıyorlar. Muhtemelen her çocuk öyledir. Bilmiyorum sana da öyle oluyor mu, bazen kalbin yerinde hopluyor… 

Bitmeyen zor günlerden...


Dün zor günlerden biriydi.  Evet, arada sırada bizim de öyle günlerimiz oluyor! Kısaca, pestilimiz çıkmış gibiydi…

Hani sabah güzel başlamıştı...

Sabah sabah yatağımıza gelen keyfe bak! İki güleryüzlü, şirin, talı oğlum yatağımıza hoplayıp bizi uyandırdı bu sabah. Müthiş bir gün olacağına benziyordu. Aşağıya indiğimizde bizde uykudan azcık eser kaldıysa, Leon ve Luka onu da yok etti. Evet müthiş bir güne benziyor - müthiş gürültülü!








18.04.2013

Herkesin zevkine göre bir yemek; Kumpir


Havanın güzel olmasıyla birlikte biz bahçemizde ateş yakmaya başladık. Çocuklar bunu çok sever. Küçük çalı çırpı topluyorlar ateşe taşıyorlar. Ben de bunu fırsat biliyorum, birkaç patatesi alüminyum folyoya sarıp ateşe atıyorum. Yemekte kumpir var!

Çocuk sütleri çocuklara uygun mu?


Hazır ürünleri çok fazla sevmediğimizi biliyorsun. Elimizden geldiği kadar her şey kendimiz taze yapmaya çalışıyoruz. Buna, kullandığımızda, tereyağı bile dahildir. Hazır satılan ürünlerle ilgili haberleri görünce bunları paylaşıyorum. Çünkü herkesin bizim kadar vakti veya yeri olmayabilir. Ayrıca, muhtemelen her anne baba gibi biz de bir zamanlar o ürünleri elimize alıp inceledik. Kendimize „Bunlar gerçekten da iyi mi şimdi?“ sorduk…

Biz sirk severiz, ama hayvansız olanı!


Hayvan dontörleri (yabani hayvan eğitmenleri), gösterilerde yer alan hayvanların insan elinde büyümüş, maneje alışık ve insansız yaşamayacak hayvanlar olduğunu söylüyor. Hayvan hakları savunucuları ise yabani hayvanların evcil hayvanlar olmadıklarını, özgür yaşamaları gerektiğini ve manejlerin yıldızlarının şöhrete giden yolda, ceza ve eziyet çekmek zorunda kaldığını öne sürüyor. Kim mi haklı? Gelin, sirklerin perde arkasına beraber bakalım…

17.04.2013

Çiş bezde kalsın lütfen


Bugün Luka’yla bir ilk yaşadık. Dersin ya, neredeyse üç yaşındaki bir çocukla bir ilk güzel bir şey olsa gerek. Ama nafile! Çünkü küçük oğlum bu sabah yatağımıza geldiğinde üstü ve altı ıslaktı. İlk defa yatağa işemişti! Azıcık bir çiş kaçırmasından bahsetmiyorum, bu arada sırada oluyor tabi ki. Canım oğlum, yatağını iyice çişe batırmıştı!

Bir kedinin köpeğe katılması


Dün başladığım yazıya kedinin köpekle katılmasıyla devam etmek istiyorum. Evde köpek varken kedinin oraya alışması düşünüldüğünden daha kolaydır. Çünkü köpek birçok hayvanı ve eve giren yeni bir dostu kolay kabul eder. Yeter ki getireceğin kedi daha önce köpeklerle kötü bir tecrübe yaşamamış olsun!

16.04.2013

Elektromanyetik kirliliğinden korunalım!


Bizi ne kadar etkilediğini bilmiyorum tabi ki, ama önemli bir konunun olduğu kesin. Bu hafta ziyaretimize gelecek olan babama bakılırsa bu hikaye. Anneme bakılırsa (tabi ki o da geliyor), bunun son derece doğru olduğunu savunuyor ve yıllardır yatarken odadaki tüm elektrikli aletleri fişten çekiyor. Çünkü nerede elektrik akıyorsa orada elektromanyetik kirlilik var demek!

Kedi ve köpek birbirine nasıl alıştırılır?

Üç kedim varken yuvamı Zando’ya açtım. Kedi köpekle anlaşamaz diye biliyordum. Evet, bu aslında doğrudur. Çünkü anlaşmazlıkların çoğu farklı olan vücut dillerinden kaynaklanır. Ama birbirine öyle bir alışıyorlar ki, adeta yabancı dil öğreniyorlar…

15.04.2013

Evet ya, biz iki yaş sendromunun ortasındayız!

On dört kilo öfke… Luka ısrar ediyor, bağırıp çağırıyor. Bir de ne dediğini anlasak! “Ok, Luka’yı rahat bırakalım şimdi. Leon, onunla konuşma ve dokunma lütfen. Şu anda ona yardım edemiyoruz.” Dedikten en fazla beş dakika sonra her şey yine toz pembe…

Kolay bir faaliyet; denizaltı

Son iki hastalık bana bulaşmadan atlatabilmiştim. Onun yerine bu seferki bana topluca vurdu sanki. Cuma akşamdan beri ağrı, burun akıntısı, öksürük ve ateşle yatıyordum. Yatmak kelimesi de ağız gelişi tabi ki. İki ufak çılgın veletle yatmak nerede… Çoğunlukla eşim ilgilenmişse de çocuklar yine de rahat bırakmıyor. “Mama şöyle, Mama böyle, Mama sana bir şey diyeceğim…” diye geçti hafta sonu. Leon “ben faaliyet yapmak istiyorum” dediğinde kendimi hiç ona göre hissetmiyordum. Bu nedenle kolay bir faaliyet seçtim. Gerçekten de Leon çizgileri çekmenin dışında faaliyeti tamamen tek başına yaptı.

Küçük ırkların tuvalet eğitimi ne kadar zormuş!

Kimin çişine yetişeceğimi bazen gerçekten bilemiyorum, Luka’nın dolan bezi mi yoksa Mina, Yuki veya Thea’nın kine mi? Mina ile bir Pug köpeği ve ilk küçük ırk köpeğimiz oluncaya dek çiş eğitimi çok kolay bir şey olduğunu düşünüyorduk. Nasıl olsa Labradorlarımız 3-4 haftada olayı kavrıyor ve 3 aylıktan itibaren sadece bahçeye yapıyorlar. Meğersem bu iş küçük ırklarla bambaşkaymış…

12.04.2013

Leon Paşa’yla içli dışlı olmuş - o bir koyun!


Önceki gün havanın bir anda açmasını fırsat bildik ve akşamüstü yürüyüşü yapalım dedik. Ne yürüyüştü ama! Hayvanat bahçesinden geçtik desek daha doğru olur...

Hiç tavus kuşu besledin mi?


Beslemediğini biliyorum alsında, beslemiş olsaydın şaşardım. Biz bu kahvaltıda Osman’a merhaba dedik. Osman, komşumuzun tavus kuşudur. Bize 500m kadar uzak olmalarına rağmen Osman’ın ötmeleri o kadar iyi duyuluyor ki…

Osman’ın sesini ilk duyduğumda “bu ses de ne” demiştim eşime. Daha önce hiç duymadığımız, bağırma ve ötme arasında bir sesti. Nasıl güçlü bir ses! Komşumuzun tavuk türleri, kazları ve ördeklerin seslerini biliyorduk, özellikle kazları sabahleyin oldukça iyi bir konser veriyordu. Ama bu ses yeniydi. Birkaç gün sonra komşularımızın tavus kuşu aldıklarını öğrendik.

11.04.2013

Havuçlu kek


İki haftadır kek yapmayınca dün artık zamanı gelmişti. Leon ve Luka havucu çok sevdikleri için havuçlu kek yapalım dedik. Yani, tavşan keki veya kırmızı kek gibi ilginç bir isim bulmama da gerek yoktu. Üzerine taze beyaz peynirli krem de sürebilir. Ancak biz bunu henüz denemedik. Üzerine bir şey olmayınca çocukların yemesi daha kolay bence…

Evcil dostunuzun deprem çantası hazır mı?

Her an deprem düşüncesiyle yaşanmaz ama acil durumlarda ne yapacağımızı bilmek biraz olsun içimizi rahatlatabilir. Ailemizin birer ferdi olarak kabul ettiğimiz evcil dostlarımız için bir acil yardım çantası edinirsek en azından onlar için bir tedbir almış oluruz. Peki bu acil yardım çantasının içinde neler olmalı?

10.04.2013

Yemekte özgürlük - finger food



Martı dergisinin Nisan sayısında yayınlanan "Yemekte özgürlük - Finger food" yazımı aşağıda paylaşıyorum. Makaleyi tüm resimlerle dergide okumak isteyenler dergiye buradan ulaşabilir. Benim yazım sayfa 32-35'te. Ama bence tüm dergiye bir göz atın, çünkü çok güzel bir içeriği var. İyi okumalar!

“Ne kadar güzelsiiiin” – Köpek gezdirmenin dertleri


Eski günlerden bahsetmişken aklıma bir tarz insanlar geldi. Zando ile yaptığım yürüyüşlerimizde neler yaşadığımı dün anlatmıştım. Bir de köpeklere meraklı kişiler vardı. Onlar yürüyüşümüzü engelli bir koşuya dönüştüren kişilerdi. Umarım bu kişiler artık çok fazla yok…

9.04.2013

Daha iyi bir uyku mümkün mü?

Hangi anne daha fazla veya daha iyi uymak istemez? Geçen gün gündüz birazcık uyku bulma çalışmalarım yine suya düştükleri için dün karşıma çıkan bir makale ilgimi çekti. Daha dinç hissetmek uyku konusunda neler yapılmalı diye öneriler…

Bizim evde kestirmek artık imkansız. Gece geç yattım, Leon çok rüya gördü ve iki kere onun için kalktım. Beş on dakika dinlenip uyuyayım! Ama bu evimizde kötü bir plan. Hem de çok! Neden bunu arada sırada bir daha deniyorum gerçekten bilemiyorum…

Kediler hakkında bir Çin miti

Tanrılar dünyayı yarattıklarında, kedilere önemli bir görev vermişler. Çünkü üstün bir varlık olarak görülüyorlardı. Dünyayı yönetecek ve çıkacak yaratıklara göz kulak olacaklardı. Bu nedenle kedilere, konuşma kabiliyeti ve Tanrılarla iletişim kurabilme yetileri verilmiş. Bu düzen uzun çok süre bu şekilde sürmüş.

Bir gün dünyanın işleyişini merak eden tanrılar dünyaya gelmiş. Her şey yolundaymış gibi görünüyormuş. Zira kediler, kedi naneleriyle mis gibi kokan yemyeşil otların içerisinde güneşleniyorlarmış. “Dünyayı yönetmek zamanımızı almıyor ki.” Demişler kediler, günlerini çimlerde yuvarlanarak ve kelebekleri kovalayarak geçirdiklerini anlatmışlar. Tanrılar kedilere dünyayı yönetme görevini biraz daha dikkatli yapmalarını istemişler. Ardından dünyadan ayrılmışlar.

8.04.2013

Sesi çıkmayınca durum sakat!


Bu hafta sonu Leon’un hayal gücü tepeye vurdu. Beni şaşırtabilmişti, bu keksin. Çünkü bunları daha önce hiç yapmamıştı. Ama geçen haftada söylemiştim, bazı şeyler galiba asla pas geçmiyor…

Cumartesi sabahı Leon’un serbest sanat çalışmalarıyla uyandım. Gözlerimi açtığımda bir baktım ki Leon bayağıdır uyanıkmış. Hiç sesi çıkmamış ama… Genelde kalkar kalmaz öyle bir gürültü kopartıyor ki, eşim, Luka ve ben üçümüz uyandığımızda ancak muradına eriyor. Ama o sabah daha önce hiç yapmadığı bir şey yapmış. Üstelik neredeyse 4 yaşındayken! Işık prizi, duvarı, kitap sırtlarını ve merdivenin demir parçalarını çalışma masamızdan aldığı edding kalemiyle boyadı.

İstanbul’da köpek gezdirmek


Eskiden köpek gezdirmek İstanbul’da bir sinir harbine dönüşebiliyordu. Zando küçükken merkezi bir semtte yaşıyordum ve o her gün benimle beraber gelirdi her yere. İşe, alışverişe, bara, lokantaya, hemen hemen her yere birlikte gidiyorduk. Neler yaşadık, neler. Bugün hala öyle mi acaba diye merak ediyorum…

O günlerde “kazaya sebebiyet vermekten” Zando ile ceza alırsak, bunun bizim suçumuz olmayacağını düşünüyordum. Demek istiyorum ki, köpekten korkan kişiler bazen öyle tepkiler veriyordu ki, kaza artık “geliyorum” diyordu. Örneğin, bakkalın önündeki merdivenlerden çıkan bir bayan Zando’yu fark edince o kadar panikledi ki, az kalsın merdivenlerden düşüyordu. Halen aramızda yaklaşık 10 metrelik mesafe vardı!

6.04.2013

İlk yardım dosyası II


Kedi/Köpek

Daha önce kedi ve köpek dostlarımıza uygulayabileceğimiz ilk yardımının temellerini anlatmıştık. Kısaca özetleyecek olursak, böyle bir durumda sakin olmanızın en önemli faktör olduğunu hatırlayacaksınızdır. Olay yerini inceledikten sonra dostunuza daha fazla zarar gelmemesi için çevreyi kontrol altına almalısınız. Bundan sonra dostunuzun bilinç seviyesini, nefes alışını, kalp atışını ve nabzını kontrol etmelisiniz. Daha sonra gözlerini, kulaklarını, burnunu, boynunu, göbeğini, sırtını, ayaklarını, patilerini ve vücut sıcaklığını kontrol etmelisiniz. Yanınızda başka bir kişi varsa, sizin fark ettiğiniz anormallikleri hemen not almalı, çünkü veteriner hekime ulaştığınızda heyecandan birçok şeyi unutmuş olabilirsiniz. Telefonla hemen ulaşabileceğiniz bir veteriner hekim varsa, yanınızdaki kişi sizin fark ettiklerinizi telefonda veteriner hekime anlatıp, size yapılması gereken adımları aktarmalıdır.

5.04.2013

Neden? Niçin? Nasıl? – Müthiş bu çocuk kitap serisinin artık Türkçesi de var!


Bu hafta İstanbul’dayken bir kitapçıya girdim. Leon için uygun bir faaliyet kitabı arıyordum. Onu bulamadım ama kitapların arasında benim çok iyi bildiğim oğullarım için Almanya’dan getirttiğim süper bir kitap serisinin kitaplarını görünce çok şaşırdım. İnanılmaz sevindim, çünkü şimdi Türkçeleri de var!

Almanca İlk 1000 Sözcük - Wimmelbuch



Çocukları çift dilli olan anneler için güzel bir kitap tavsiyem var. Wimmelbuch, yani dopdolu resimlerden oluşan kitapları çok seviyorum. Leon ve Luka saatlerce o resimlere bakıyor ve sonra birlikte belli nesneleri ya da karakterleri bulmaya çalışıyoruz. Bu yaşta çocuklar için tabi ki kitabın dili fark etmiyor, neticede okuyacak metin yok. Ama olsun, ileride belki okurlar… Şimdi almanca olan bir tane buldum İstanbul’da!

1001 Çiçek Kitaplar Yayın evinden “Almanca İlk 1000 Sözcük” DIN A4 formatında 64 sayfa hayatımızdan farklı konulara ilişkin büyük resimler ve o resimde bulunan birçok küçük resim içeriyor. Wimmelbuch kitapları seven annelerine tavsiye ederim.  Gerçekten çok güzel bir kitap. Hele fiyatı da 8,3 ile 10 TL müthiş uygun!

ISBN: 9786054525867

Sakın oraya bakma, Mama!


“Sakın oraya bakma, biz Luka'yla oyun yapıyoruz” diyor Leon terastan tuvalete koşarken. Onları aslında hiç merak etmemiştim, o ana kadar...

Böyle bir cümle tabi ki ister istemez ilgimi çekiyor. Neler yapıyorlar acaba gibilerinden düşünürken bakmam belki daha doğru olduğundan da şüphelenmeye başlıyorum.

“Pati”kür zamanı

Yırtıcı kedilerin tırnakları, daha muhteşem bir şekilde yaratılamazdı. Ani savunmalarda, ağaç tırmanışlarında ve acımasız avlanmalarında hayatta kalmalarını sağlıyor. Evcil, minik aslanlarımızın tırnakları da akrabalarınınkiler gibidir. Tabi ki aynı işlevliliği görmelerini istemeyiz. Tırnaklarını aşındırmazlarsa, oldukça keskin olurlar. Ben hayatımda o kadar çok kedi tırnağı kestim ki… Kestiğim tırnak sayısı 12000’ü kolayca geçer.

4.04.2013

Bugün kimin günü? Yemeğimiz ona göre…


Salı günü Luka yemek seçmişti

Dün takvimimiz, yani haftalık konu planımızdan bahsetmiştim. Farklı konular için günleri nasıl belirttiysek yemeklerle de aynısını yaptık. Yani herkesin yemek seçebildiği gün var bizde. Hayatımı öyle bir kolaylaştırdı ki, Luka ve Leon gibi küçük yaşta çocuğu olan herkese tavsiye ederim.

Hayvanlar alemi fıkraları


Dün tesadüfen gördüğüm bazı hayvan fıkraları çok hoşuma gitti, paylaşayım dedim. Biraz gülelim!

Hain kedi
Adam, karısının kedisinden nefret etmektedir. Kadın evde yokken, kediyi arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır. Eve geri geldiğinde kedi kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor.
Ertesi hafta daha uzağa bırakır. Eve geri geldiğinde kedi gene kanepenin üzerinde! Haftalarca aynı olay tekrarlanıyor…

3.04.2013

Luka günü, boya günü, ayı pati günü – takvimde ne yazıyorsa o!


Aralık sonunda hayatımızı inanılmaz kolaylaştıran bir olay keşfetmiştim. Elime 2013 yılı büyük, 12 sayfalık bir takvim geçmişti. Onunla ne yapacağımı düşünürken, neredeyse çöpe atacaktım çocuklar için eğlenceli olabileceğini düşündüm. Luka ve Leon’a “hadi günler” yapalım dedim ve haftalık konu takvimimiz hayata geçti…

Dört patili olan herkes rahat da rahat

Zita ve Gümüş’ün biz yokken ya da varken yatağımızda yatmalarına zaten alıştık. Gümüş çok yaşlı diye kıyamıyoruz, Zita o kadar vurdumduymaz ve ağır ki itekleyemiyorsun. Kedilerin rahatına düşkün oldukları bilinen bir gerçek zaten. Ama köpekler? Evimizdeki yastık sayısı onlara yetmez!

2.04.2013

Cinsellik - çocukların keşif turlarıyla ilgili ipuçları


Geçen gün çocukların doktorculuk oynamasıyla ilgili bir yazı okudum. Evet, bir de ileride bu başımıza gelecek dedim okumaya başlamadan önce. Leon ve Luka zaten bu ailede tek benim pipimin farklı olduğunu fark etmiş durumda. Bebeklerin meme emdiklerini Leon Luka’dan hatırlıyor. Bu günlerde yeni moda bebek olup meme emmek gibi yapmak. Ben o anlarda şaşkınlığa uğruyorum ve hiç tepki vermiyorum. Eşim ve ben o anlarda sessizce gözlerimizle anlaşmaya çalışıyoruz. Yanlış bir tepki vermemek için hiç tepki vermemenin daha doğru olduğunu düşünüyorum çünkü. Ama açıkçası ne tür bir tepkinin doğru olacağı konusunda bir fikrim yoktu. Bu yazıyı okuyana dek. Bak, cinsellikle ilgili oyunlar konusunda ne diyor uzman.

Köpeğin en iyi öğretmeni yine bir köpektir


Cuma günü Zando bizimle anaokuluna gitmişti. Hafta sonu da kaçma eğilimlerini unutmuş tüm gün bizimle bahçede takılınca inanılmaz mutluydu. Bu da bana gençliğini hatırlattı. Aslında temel davranışlarını kimden öğrendiğini hatırladım bir anda. Sosyalleşmek önemli denir ya, işte başka soydaşlarından o kadar çok öğreniyorlar ki…

18 yaşındaki oğlumuz Gümüş, zamanında nasıl dövüşüldüğünü, nereye çıkılıp çıkılamayacağını ve çağrıldığında bize koşmasını rahmetli babası Aloş'tan öğrenmişti. Aynen köpekler de birbirinden çok şey öğrenir. Üstelik sadece seyrederek!

1.04.2013

Çocuklarla masa boyadık


Daha önce bahsettiğim şu masayı hafta sonu yaptık ve boyadık! Pazar günü Leon sabahtan beri beni aceleye getirmeye çalışıyordu “Hadi ama, Mama! Ne zaman masayı boyacağız bugün?” diye. Var olan bir masa tablasını eşimle terasa çıkarttık ve Leon’la dört tane ayak vidaladık. Ardından evdeki tüm çocuk boyalarını çıkarttık…

Zita eşelerken neden fidelerimizi uçuruyor?

Minik panterlerimiz hep eşeler. Ya Gümüş gibi minik bir kedi kumu fırtınası kopartırlar ya da Zita gibi özenle beleyip ektiğimiz fidelerin arasındaki toprağı fidelerle birlikte uçururlar. Peki, bu davranış sadece tuvaletlerini yapmakla mı ilgili? Haşır huşur, haşır huşur…

Rengarenk yumurtalar


Noel baba, paskalya tavşanı… Avrupa’da birkaç hayali, yani gerçek olmayan, efsane olmuş karakterleriyle büyütüyoruz çocuklarımızı. Gerçekten yaşamış olan San Nikolas ile karıştırılmamalı, o 5 Aralık’ta kutlanıyor. Ona bir şey demiyorum, en azından gerçekten yaşadı. Ama diğerleri? Hediyelerini heyecanla bekleyen çocuklar olduğu gibi Noel babadan korkan da var. Ben çocuklara o karakterler varmış gibi davranmayı doğru bulmuyorum. Buna rağmen bir ikileme düştüm.