Birkaç yıl önce yaşlı komşu teyzemiz bana şu sözleri
söylemişti: “Kızım şu köpeklerini nasıl olur da içeride tutamıyorsun, kocaman
çitin var.” Ah, teyze, ah… bir bilsen neler çektiğimizi. Alkatraz’dan kaçmak
daha kolaydı muhtemelen, ama bizimkiler yine de kaçmayı başarıyor!
Başlarına bir şey gelir diye korkmasam bırakırdım, arada sırada köyde ormanda dolaşsınlar. Köylüler hoşgörülü nasıl olsa. Bir de alıştılar bizim köpeklerimize… Ama kışın ava çıkanlar var, yazın da yazlıkçılar. Bu nedenle evde ve bahçede kalmaları gerekiyor. Ancak dönem dönem bahçeye saldığımızı orada bulamıyoruz. Hepsi birer kaçma ustası olmuş! Çiti alttan yukarıya doğru burktular, çitin altına beton attırdık. Dişleriyle çitin telini kemirip delik açtılar, önüne bir kat daha tel çektik. Yine de kemirip kaçıyorlar… Önüne taş, tahta, ne yığarsak hiç fark etmez, kafalarıyla devrilip ya da kenarından itip yine de ulaşıyorlar çite.
Bunun suçlusu da oğlumuz Zando ve Kira . Henüz çit yokken sokak
köpeğimiz Kira ile dışarıda gezmeye o kadar alıştı ki, teli yaptırmamızın ardından
Kira teli kemirip delik açmıştı ve yine kaçtılar. Kiranın dili bu yüzden sanki piercing
taktırmış gibi delik. Kısa bir süre sonra Kira olayı aşmıştı. Kemirmeye gerek
duymadan neredeyse oturduğu yerden 1,80m
yüksekliğindeki garaj kapısını üstünden atlayarak gitti. Pes artık! Kira’yi
bahçede tutmanın yolu yoktu yani. Aslında bir sokak köpeği olan Kira genlerine
uygun davranıyordu ama Zando onun gibi kaçamadı ve teli kemirmeye başladı. Ondan sonra bize katılan her köpek ondan
öğrendi bu işi.
Bazen kaçmaların trajik komik yanları da var. Önce kızıyoruz ama sonra güldüğümüz de oluyor. Örneğin, bir keresinde Zando sabah sabah kaçtı. Yazın ortasıydı ve biz artık aramamaya karar vermiştik. İki üç saat sonra ıslanmış haliyle geldi. Nasıl oldu bu? Buralarda su taşıyan dere yok ki. Yağmur da yağmamış, havalar sıcak. Denize kadar da gitmez ki tek başına. Zando oldukça mutlu görünüyordu.
Ertesi sabah aynısını bir daha yaşadık. Ve Zando ıslak ve öyle bir mutlu geldi ki anlatamam sana. Sonra bizden 700m aşağıda oturan komşumuz geldi. Şu siyah köpeği serbest bırakmamamızı istedi. Nedenmiş? Duyduklarıma inanamadım! Zando her sabah duvardan atlayıp geliyormuş havuzdaki kişileri aldırmadan havuza atlarmış yüzermiş ve sonra gidermiş. Zando ???!!! Söz yok buna…
Bazen kaçmaların trajik komik yanları da var. Önce kızıyoruz ama sonra güldüğümüz de oluyor. Örneğin, bir keresinde Zando sabah sabah kaçtı. Yazın ortasıydı ve biz artık aramamaya karar vermiştik. İki üç saat sonra ıslanmış haliyle geldi. Nasıl oldu bu? Buralarda su taşıyan dere yok ki. Yağmur da yağmamış, havalar sıcak. Denize kadar da gitmez ki tek başına. Zando oldukça mutlu görünüyordu.
Ertesi sabah aynısını bir daha yaşadık. Ve Zando ıslak ve öyle bir mutlu geldi ki anlatamam sana. Sonra bizden 700m aşağıda oturan komşumuz geldi. Şu siyah köpeği serbest bırakmamamızı istedi. Nedenmiş? Duyduklarıma inanamadım! Zando her sabah duvardan atlayıp geliyormuş havuzdaki kişileri aldırmadan havuza atlarmış yüzermiş ve sonra gidermiş. Zando ???!!! Söz yok buna…
Başka bir gün bize gelen birileri bana telefon açıp “Kapınızda dolaşan bir Rottweiler var, sizin mi, bir şey yapar mı? Arabadan inmeye korkuyorum da.” dedi. “Pardon? Yok, bizimki bahçede.” dedim çok emin bir şekilde ve içime kurt düştü “Geliyorum.” Bir baktım ki bizim Şiva dışarıda! Nereden kaçtığını bulmak 2 saatimizi aldı. Ama en büyük olayı Liz yaratmıştı. Ancak bunu yarına saklıyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder