Leon 1,5 yaşındayken Ekim başında denize girdi |
Bugün bir
dostla sohbet ederken İstanbul’daki eski günleri hatırladık. Bizim “eski”
dediğimiz 90’lı yılların başı, ortası gibi. Sanki çocuklara daha çok özgürlük
tanınıyordu. Bahçe ve parklar hatta yan sokaklar bile dolup taşıyordu, küçük
yaştan itibaren hemen hemen her çocuk dışarıda oynardı. Beşiktaş ve Cihangir’in
sokaklarında çocukların her gün okuldan sonra sokaklarda top oynadıkları
hatırlıyorum. O günleri oldukça iyi hatırlıyorum, her öğleden sonra ve bütün
hafta sonları “anneeeeeeeeee” ve çocukların adların yankıları duyuluyordu. Evimin
köşesindeki oyun parkında daima 5-10 anne oturup çocuklarının oyunlarını
izlerlerdi. Nerede o rahat zamanlar? Kendi evinden değilse en azından dede
evinden hatırladığı o güzel, serbest ve rahat zamanlara ne oldu?
Biz de öyle
büyümedik mi? Türkiye olsun, Almanya olsun, fark etmez. Dışarıda ağaçlara
tırmanıp pantolonlarımızı yırtmadık mı? Çamurla savaş oynayıp üstümüz başımız
batmış halde eve gelmedik mi? Annelerimiz çok mu kızdı? Tam tersi, normal
olarak kabul edilirdi. Peki, bugün çocukların kirlenmesinin o kadar sorun
haline getirilmiş bir dünyada yaşamaya başladık ki çocuklar dışarıya bile
gönderilmiyor. Ama neden?
Luka 2,5 yaşındayken benimle elma püresi yapıyor |
Bugünkü anne
babalar daha korkak mı oldu? Yoksa çevre daha tehlikeli mi? Daha fazla anneler
iş dünyasındaki yerini almış çocukları tüm gün anaokulunda mı oluyor? Ya da güvenli
bir ortam yaratmakla birlikte özgürlük tanımak bu günlerde daha mı zor? Bence
hepsinden biraz. Tüm bu nedenler birbirini etkileyen tetikleyen faktörler.
Çalışan
çalışmayan annelerin çoğu çocuklarının bakıcısıyla dışarıya çıkmasından
korkuyor. Ya başına bir şey gelirse? Bundan korkmayan anne artık bakıcısını zor
ikna ediyor. Apartmanda yaşayan çocukların bazılar veya belki çoğu
bile ilk senelerde dışarıya çok fazla çıkmıyor. İlerleyen yaşlarda da dışarıda
oynamıyorlar. Okul öğleden sonraya kadar sürüyor, yollar uzun, kalan vakitte
çocukların dışarıda oynaması istenmiyor, o hayatı bilmediği için dışarıya
çıkmasından korkuluyor.
Leon 2,5 yaşındayken ayağına bir şey batmış, bizden yardım istiyor |
Almanca’da
çok sık kullanılan bir deyim aklıma geliyor “Kontrol iyi, güven daha da iyi”.
Bir anne olarak bunun ne kadar doğru, ancak ne kadar da zor olduğunu biliyorum.
Ama yine de; çocuklarımızın özgüveni yüksek, becerikli birer birey olmasını
istiyorsak kendi tecrübelerini edinmelerine imkan tanımamız gerekiyor. Hem de
ilk baştan itibaren. Tabi ki her konuda değil, ama birçok konuda.
Bizim
annelerimiz ağaçtan düşme ihtimalimizin, sokaklarda cam kırıkların, geçen arabaların
tehlikeli olduğunu bilmiyor muydu? Tabi ki biliyorlardı, ama göz yumup bize
güveniyorlardı. Çok fazla yaramazlık yapmayacağımızı ve tehlikeli anlarda eve
gelip yardım çağıracağımıza güveniyorlardı. Bence bizim de, çocuklarımızı evde
hapsetmekten çok, kendimize ve çocuklarımıza öğretmemiz gereken şey de budur. Unutmayalım,
çocuklarımız yaşayarak öğrenirler, biz onların yerine yaşarsak ve yaparsak bir
şey öğrenmeleri çok fazla mümkün değil.
çocuğu 2,5 yaşına gelene kadar evden çıkartmayan birini tanıyorum. hasta olur korkusu ile. aslında çocukların mikroplarla da tanışması gerekli ki bağışıklık sistemi gelişsin. eve hapsetmek her yönden daha tehlikeli bireyin gelişimi açısından.
YanıtlaSilkesinlikle çok doğru.. Çocukların mikroplara karşı da bağışıklığının gelişmesi lazım. Yoksa en ufak şeyden hasta oluyorlar..
Sil